-
Dr. KÜRŞAT SOLAK

Dr. KÜRŞAT SOLAK

'ın Kaleminden...

SOMUNCU BABA hz; HAKİKAT ya da TURİZM

22 Nisan 2015 - 16:55

Osmanlı tasavvuf dünyasının önemli isimlerinden biri olan Şeyh Hamidüddin-i Aksarayî hz., Osmanlı arşiv vesikaları ve ona dair bilgi veren en erken tarih kitaplarının ittifakı ile Aksaray’da medfundur.

Hazretin medfeni ile ilgili olarak son yirmi yılda bazı ihtilaflar yaşanmıştır. Söz konusu ihtilaf esasen, Prof. Dr. Ahmet Akgündüz tarafından hazrete dair yazılan bir eserle başlamıştır. Sayın Akgündüz, hazrete dair bir kitap kaleme alarak Somuncu Baba’nın Aksaray dışında bir yerde medfun olduğunu, kuvvetle muhtemelen kaydıyla, belirtmiştir. Söz konusu eserde iki büyük hata mevcuttur. Bunlardan birisi; yazarın, Somuncu Baba hz’nin Aksaray’da vefât ettiğini ve burada medfun olduğunu belgeleyen Osmanlı arşiv vesikalarının sadece birine yer vermiş olması, diğerlerini görmemesidir. Oysaki Başbakanlık Osmanlı Arşivi Uzmanı Orhan Özdil, hazretin Aksaray’da medfun olduğunu gösteren pek çok arşiv vesaikini ortaya çıkarmış, sergilemiş ve akademik/hakemli bir dergide neşretmiştir. Sayın Özdil’in arşivde ulaştığı mevzu bahis evraka Sayın Akgündüz’ün ulaşamaması oldukça enteresandır. Nitekim hazrete dair tartışmanın en önemli sebebi de Sayın Akgündüz’ün ilgili evraka ulaşamadan yazdığı kitaptır. Bu durum Sayın Akgündüz’ün, kuvvetle muhtemelen kaydıyla hazreti başka bir yerde göstermesini netice vermiştir. Görüldüğü üzere, esasen, öncelikle yanılan kendisi olmuştur. Bu kitaptaki ikinci hata şudur; Somuncu Baba hz’ne dair bilgi veren en erken Osmanlı tarih kitapları, hazretin Aksaray’da medfun olduğunu yazarken, bu eserde geç dönem tarih kitaplarının verdiği bilgilerin tercih edilmesidir. Biz elbette bu iki yanılgının kasdî olduğunu düşünmüyoruz. Biz böyle düşünmesek de söz konusu kitap Türk bilim dünyasında gereken reddiyeleri almış ve almaya devam etmektedir. Diğer taraftan Sayın Özdil, elde etmiş olduğu belgeleri Sayın Akgündüz’e gösterince de hocamız bir tane demeyi sürdürmüş; “Ben bu belgeyi biliyorum, Aksaray diyen belge zaten bir tane” cevabını almıştır. Oysaki söz edildiği üzere birden fazla kayıtta hazretin Aksaray’da yattığı ve türbesinin Aksaray’da olduğu mevsuktur. Netice itibarıyla mevzu bahis eser, Türkiye kamuoyunda önemli bir yanılgıya sebebiyet vermiştir.

Geçtiğimiz günlerde, hazretin kendi topraklarında yattığını iddia eden vakıf telefonla aranmış ve bu vakfın ekran yüzlerinden biri ile görüşülmüştür. Yukarıdaki durum beyan edilmiştir. Muhtelif hayır faaliyetleri yürüten vakfın yetkilisi tarafımıza, biz hazretin Aksaray’da yatmadığını söylemiyoruz. Biz turizm yönünden olaya bakıyoruz. Ben turizmciyim. Elimizde bazı arşiv belgeleri var, onları kullanıyoruz karşılığını vermiştir. Anlaşıldığı kadarıyla, bu ifadelerde hakikati peşinde olmak bulunmamaktadır. Aksaray’a dair gerçekler ört bas edilerek, Aksaray’ın hakkı çiğnenmektedir. Hakikatin değil, turizmin peşinde olunduğu zaten ifade edilmektedir. Diğer taraftan Aksaray, hakikatin, hakkı aramanın peşindedir. Bu konudaki bütün tarihî hakikatlere rağmen yıllarca mütevazılığını korumuştur. Muhatabın diğer ifadelerinden anlaşıldığı kadarı ile, Aksaray Belediyesi başta olmak üzere son yıllarda yapılan çalışmalardan rahatsız olunmaktadır. Esasen Aksaray’ın çalışmaları, söz konusu turistik hamleler karşısında hakikati ortaya koyma amacına matuftur.

Hâsılı kelam, şahsen, arşivdeki Somuncu Baba hz. ve Aksaray konusundaki belgeleri eserinde atlayarak büyük bir yanılgıya sebebiyet verenler ile turistik dertlerin peşinde koşarak hâlâ kamuoyunu eksik bilgilendirmeye devam edenlere hakkımızı helal etmeyiz. Diğer yandan Aksaray kamuoyu ile yanlış bilgilendirilen ilgili Türkiye kamuoyu haklarının teşkil ettiği yekûn ortadadır.

Somuncu Baba hz. konusunda turizmin değil hakikatin peşinde koşan tarafız bilim adamlarını (Prof. Dr. İsmail Erünsal, Prof. Dr. Mustafa Kara, Prof. Dr. Edhem Cebecioğlu, Prof. Dr. Hasan Hüseyin Yılmaz, Diyanet İslam Ansiklopedisi yazarı Doç. Dr. Haşim Şahin, BOA Uzmanı Orhan Özdil ve pek çok), Aksaray Valiliğini, Aksaray Belediyesini, Aksaray İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünü, yazar Mahmut Ulu’yu bu vesile ile tebrik ederiz.