Bel Ağrısı İle Yaşamaktan Sıkılanlar
Okul döneminin bitmesiyle iş hayatına ilk adımlar atılır. İş hayatına göre daha esnek bir dönem olan eğitim dönemi oldukça hareketlidir. Bu dönem bilgi ve tecrübelerden en üst düzeyde faydalanma imkânının olduğu bir zamandır. Çok fazla fiziksel güç harcanmaz. Bunun yerine zihin olarak öğrenmeye adanmış bir dönemdir. Eğitim döneminin bitişi ile iş hayatına geçiş başlar. İş hayatı eğitim döneminden farklı olarak fiziksel olarak daha yoğun ve yorucu bir dönemdir. Bu dönemde esnek olmayan bir mesai uygulaması başlar. İnsanın kendine ayıracağı zaman diliminde azalma olur. Yaptığı işe göre de fiziksel olarak yıpranma oranı artar. Bir çiftçi ile bir memurun yıpranma payı aynı değildir. Yapılan işe göre değişen bir fiziksel yıpranma söz konusudur. Ancak tüm işlerde çalışanların ortak rahatsızlığı ise bel ağrılarıdır. İster en ağır işte ister en rahat işte çalışın sizi rahatsız eden bir bel ağrınız olabilir.
Masa başında ya da bilek gücüyle çalışan biri olsanız da bel ağrıları ile tanışmışsınızdır. Bel rahatsızlığı sadece taşınan yükle doğru orantılı ortaya çıkan bir rahatsız değildir. Yük taşımaktan çok vücut mekaniğinin bozulması sonucu bel ağrıları oluşumu daha fazladır. Bu sistemin bozulması içinde hareketsiz şekilde masa başında oturmakta yeterli bir sebeptir. Hatalı yapılan yük kaldırma, ayakta durma, uzanma, oturma, yatma da bir süre sonrasında dengenin bozulması yol açar. Kaslar arasındaki dengenin bozulması ile de eklemler arasında ilişkide olumsuz yönde değişim olur. Bu şekilde hafif ağrı uyaranıyla başlayan süreç bir süre sonrasında içinden çıkılmaz bir hal alır. Ağrılar artık hiçbir şekilde geçirilemez hale gelir ve idare edilmeye çalışılır. Bu şekilde ağrılarla geçirilen zaman ile kronik bel ağrısı edinilmiş olur.
Bel ağrısı ile yaşamaktan sıkılmayan yoktur. Bel ağrıları düğün, bayram, iş güç, tatil demeden sizi otururken, ayakta dururken ya da yatarken rahatsız edebilir. Günlük yaşamdaki veriminizi düşürür. Çalışma hayatınızı olumsuz etkiler. Aile hayatınızı dahi bir şekilde kısıtlar hale gelir. İş, aile ve hobilerinizde sizi bu şekilde rahatsız eden bir rahatsızlıkla yaşamak oldukça zordur. İdare edeyim mantığı ise bir süre sonra daha artan bir rahatsızlığa sebep olduğu için hatalı bir düşüncedir. Bel ağrısıyla bir yaşam sürmek söz konusu değildir. Bel ağrısından kurtulmak gerekir. Bel ağrılarının bir şekilde hayat tarzınızı değiştirmenize hatta psikolojik olarak sizi olumsuz etkilemesine izin vermeden bunu yapmak çok daha önemlidir.
Bel ağrısı ile yaşamak istemiyorsunuz. Bundan kurtulmak istiyorsunuz. İşinize, eşinize, hobilerinize ve kalan zamanda kendinize sağlıklı bir vakit ayırmak sizinde hakkınız. Rahatsızlıkla yaşamayı öğrenmek söz konusu olmadığı için bundan kurtulmak herkesin hakkıdır. Bel ağrıları toplumda yaygınlaştıkça soruna çözüm arayanlar da çoğaldı. Farklı yöntemlerin doğuşu da bu taleple oldu. Bugün teknolojinin geldiği noktadan bakıldığında artık bel ağrılarıyla yaşamak zorunda olmadığınızı söyleyebilirim.
Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…