Beğenenler bize yeter!..
1968 senesi idi.
Solcuların Ankara´da Anayasaya saygı yürüyüşü vardı.
Her ikisi de rahmetli oldu; Dündar Taşer ile Mehmet Altınsoy bir gün sonraki yürüyüşü konuşuyorlardı.
Dündar Taşer: “Yetişen öyle yetiştirmiş ki; yetiştirenin geride kaldığını sanarmış” dedi ve ekledi: “Yarın görürsünüz, ODTÜ rektörü bu aşırı solu yetiştirdi, öğrenciler Amerikan uşağı iş birlikçi diye ODTÜ rektörünü Dögerlerse şaşırmam…” dedi.
Bazı ağabeylerimiz de “Amma attı ha…” dediler.
Gerçekten de ertesi gün Anayasa´ya saygı yürüyüşünde Orta Doğu Teknik Üniversiteli öğrenciler, rektörü “AMERİKAN UŞAĞI, İŞ BİRLİKÇİ” diye dövdüler…
Yetiştireni beğenmeme hastalığı 50 yıldır devam ediyor.
Geçmişte merhum Nihal Atsız´ı beğenmeyen TÜRKÇÜLERE ŞAHİT OLDUK…
Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti ile rahmetli Üstad Necip Fazıl Allah ve Millet Davası için zindanlarda cezaevlerinde süründüler beğenmeyenler onların İSLAMCILIĞINI BEĞENMEDİLER…
Bugün de; “MİLLİYETÇİ TÜRKİYE HAKYOL İSLAM!.. KANIM AKSA ZAFER İSLAMIN!...” diye Ömürlerini bu davaya veren, BEŞ BİN ŞEHİDİ OLAN ÜLKÜCÜ HAREKETİ bırakıp Sayın Devlet Bahçeli´ye ateş püsküren insanları görünce aklıma merhum Dündar Taşer geliyor ve içim doluyor.
Sayın Devlet Bahçeli; benim gibi gençliğini yaşamak istiyor.
Devlet Bey, Sayın Recep Tayyip Erdoğan´la birlikte “KANIM AKSA ZAFER İSLAMIN!..” diye yürümek istiyor.
Beğenmeyeni boş ver… Beğenenler bize yeter…
HEDEF, KÖŞE DÖNMEK
“Gençler ümidimiz, gençler geleceğimiz!..” diyoruz ama; gençlerin hemen zengin olma, hemen köşe dönme istekleri beni korkutuyor.
Ekmeğe, aşa ve işe ihtiyacı olan gençlere “şu iş olur mu?” diye soruyorum aldığım cevap ürkütücü…
“Ne iş yapacağım, becerebilir miyim?” diye soran yok.
“KAÇ LİRA ALACAĞIM?” sorusu ile karşılaşıyorum.
Emek, alın teri ve tasarruf diye kavram gençlerin lügatında yok.
Ya üniversite bitirenlerin haline ne demeli?
Gönüllerinden geçen belli.
İyi paralı bir iş, güzel bir eş, altına da son model bir araba…
“Çalışayım, başarayım, evim olsun, arabam olsun” diyene rastlamadım.
Eğitende mi; eğitilende mi yoksa eğitim sisteminde mi yanlış var bilemiyorum.
İşini, aşını bulanın haline alıcı gözle bir bakın…
Dedesinin eşeği, babasının bisikleti olmamış delikanlının altında 50-100 bin liralık araba ama; hırs daha lüksü, daha pahalısında…
“ÇOK ŞÜKÜR!..” diyen yok.
HAMD ve ŞÜKÜR kelimeleri sözlükten kalkmış…
Sayın Cumhurbaşkanının çabasına, çırpınışına bakıyorum “Yarabbi yardım et!..” diye dua ediyorum.
“Çalışıp alın terimle kazanayım” diyen yok.
Şayet elimde bir sihirli bir değnek olsa hepsinin babasının bahçesinden sandık sandık define çıkaracağım…
Eğitimde, eğitende ve eğitilende çarpıklık var.
Her yıl, lise ve üniversite mezunu milyonlarca aç gözlü genç caddeye çıkıyor.
Çık işin içinden, nasıl çıkacaksan…