1989'DAN BERİ AKSARAY'A ATANAN VALİLER NEDEN KAYMAKAM ÖZDEN KADAR OLAMADILAR?
ALMANYA/HAMBURG
====================
Bu soruyu bulabildiğim her vesileyle yazdığım onlarca köşe yazısına veya habere başlamadan önce sorarım ve genel olarak aldığım idealist olan istisnanın dışında kalan bir kısım Valilerin zamanlarının darlığı, bir kısmının tam işi öğrenmişken baka yerlere atanmasıyla Rıdvan Yenişen ve Hüseyin Avni Coş un valiliklerinde ilin vekiller ile Valilerin yetki ve sorumluluk sınırları belli olmasına rağmen Vekillerin müdahalesinin sebep olduğu olumsuzluklar dışında kalanların ise her yiğidin bir yoğurt yiyişi olması nedeniyle Aksaray’a şimdiye kadar atanan Valilerden merhum Kaymakam Yükse Özden’in idealistliğine sahip olup ta onun çabalarına yaklaşan olsa da onun kadar olanı çıkmadı!!!!
Rabbim izin verir ve benim hesabımla kendisinin tüm hesapların üstündeki hesabı bir biriyle uyuşursa yayının tamamlanmasından sonra kitaplaştırmayı planladığım Milletvekilleri seri yazısın ardından geçen sene Haziran ayının sonunda başlayıp bu seri yazıya kadar 1. bölümünü aynı maksatla yazdığım Gurbetçiler ’imiz seri yazısının ardından ise Belediye Başkanları seri yazısını tamamlayabilir isem bu seri yazının ardından ise kaleme alacağım Valiler seri yazısında hangi Valinin neyi yapıp yapmadığını belirteceğimden şimdi teferruata girmeyeceğim.
Fakat konuyu özetlemeden de geçmeyeceğim!
Benim bu konudaki tespitlerim Valilerin yanlarına koruma ordusu almadan, önceden haberdar etmeden şehir içinde ,ilçe ve beldeler ile köylerde çat kapı ziyaretler yapmaması.
Gideceği yere ok çok istisna dışında hep makam arabasıyla gitmeleri.
Hatta Cuma Namazları ile Teravihler ve Kandil gecelerindeki Namazlara da makam araçlarıyla gelmeleri.
Sadece belirli kişilerin cenazelerine veya taziyelerine gitmeleri.
Her hangi bir mevkii ve makamı olmayanların cenaze Namazlarına ve taziyelerine istisnanın dışında özel olarak katılmamaları.
Katıldıklarında ise yanlarında kendileri ile vatandaşlar arasına etten duvar ören veya bu imajı veren korumalarıyla katılmaları.
Yüksel Özden veya Fahri Büktel’in yaptığı gibi ayaklarına birer keten pantolon ve spor veya keten ayakkabı giyerek gidip bir mahalle mescidinin arkasında dervişane olarak kıvrılmamaları.
İlçe ,belde veya köy gezilerini Namaz vaktine getirerek Cemaat Camideyken kendilerinin de oraya girmemeleri ve Namaz çıkışı vatandaşla hasbıhal etmemeleri.
Gerekli emniyet tedbirlerini belli etmeyecek şekilde sivil görevlilerce aldırdıktan sonra il merkezi ile diğer yerleşim yerlerinde Kahvehane, Berber dükkanı, bakkal veya market ile lokantalara giderek oradaki vatandaşa kendilerini belli etmeden onların nabızlarını tutmamaları ve buralarda öğrendiklerinin gereğini yapmamaları nedeniyle ilimizde şimdiye kadar görev yapan valilerin bir kısmı hizmet ve idealistlikte kendisine yaklaşsalar da hiç birisi Kaymakam Yüksel Özden kadar başarılı olamadılar.!!!
YÜKSEL ÖZDEN’İN BAŞARISININ SIRRI” BİLGİ, EKİP, SAMİMİYET VE CESARET”
Başta Vali Ali Mantı ve ilimiz milletvekilleri İnceöz, Aydoğdu ,Erel ve Kaşlı ile ilçelerimizin Kaymakamları ile il ve ilçe birim amirleri olmak üzere kamuoyunun hiçbir ödeneği olmayan bir ilçe yöneticisinin her gittiği yerde dile getirilen meseleleri genel olarak bir üst makama yazmadan veya oralardan ödenek almadan nasıl başarabilecekleri konusunda beyin jimnastiği yapmalarını istiyorum!!!
Beyin Jimnastiği yapmalarını dilediklerimi bunu yaparken bende bu başarılarının canlı şahidi olarak Ulular, Ulusu Yaratanımızın izniyle merhum Kaymakam Yüksel Özden’in başarısının sırrını sırasıyla yazıyorum.
KAYMAKAM YÜKSEL ÖZDEN’İN BAŞARIYA GÖTÜREN İLK ŞEY YÖNETTİĞİ YERLE İLGİLİ BİLGİSİDİR!
Şimdilerde “Veri tabanı” cümlesi çokça yaygın olarak kullanılsa da merhumun Aksaray Kaymakamlığı yaptığı 1973-78 arası bu iki kelimeden oluşan cümlenin kullanılmadığı dönemde Aksaray ilçesinin merkezi ile bağlı belde ve köyler ile mezralarda otuna kişilerin ,Gurbetçilerin, Orman ve diğer ağaç çeşitleri ile bunların yerlerini, sulanabilen veya sulanamayan tarım arazisini, büyük ve küçük baş ve kümes hayvanları sayısını, turizm potansiyelini ,içme suyu ve yolu olan veya bu yollardan şose veya asfalt olan ile okulu olan ve olmayan yerleri, öğrenci ve öğretmen sayısını ve daha niceleri hakkında yaptığı ve yaptırdığı araştırmayla öncelikle yönettiği yerle ilgili net bilgi sahibiydi.
KAYMAKAM ÖZDEN KENDİSİ GİBİ SAMİMİ EKİBİYLE HİZMET İÇİN GECESİNİ GÜNDÜZÜNE KATTI!
Merhum Kaymakam Yüksel Özden istisnaları tenzih ederim günümüz Mülkiyelilerinin ekseri gibi zamanının çoğunu makamda geçirmiyordu.
Öncelikle tüm ilçe kurumlarını genelde direk kendisine karşı sorumlu olacaklarını belirtse de kendisinin ilçe merkezinde olmadığı vakitler mutlaka kendisine baş vuracakları bir vekile yönlendirerek makamda olmadığı zamanlarda işlerin aksamamasını sağladıktan sonra kendisi gibi güvenilir günümüzün tabiri ile milli ve yerli düşünen gözünü budaktan esirgemeyen bir ekibi vardı.
Bu ekibi İlköğretim Müdürü İsmail Baysal, Turizm Müdürü Abdullah Karakaya, Halk Eğitim Müdürü Arif Koçak, Halk Eğitim Müdür yardımcısı Ahmet Öztürk ve Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Uğuray Baloğlu ile sırdaşı şoför Hasan ağabey ile haftanın 7 gününün en az 4 gününü ağırlık olarak Belde, Köy ve Mezralar ile Turistik yerlerimizde yanına genel olarak can dostum, kardeşim ve meslektaşım merhum Gazeteci Çapan Tekeli ile beni, yine aynı zamanda gazetecide olan Ahmet Öztürk ile Gazeteci Mustafa Doğruer’le Aksaray kazan ekibiyle birlikte kendisi kepçe gezer her yerin dert ve sıkıntıları ile çözümlerini öğrenirdi.
BELDE, KÖY VE MEZRALARDA DİLE GETİRİLEN SIKINTILARI ÖNCELİKLE SAMİMİ ŞEKİLDE DİNLERDİ!
Merhumun kendisinden sonraki makamına gelen 3. Mülkiyeli olan ve birlikte gittiğimiz o zamanki Eskil beldesinin bir yaylasında tezeklerle örülen duvarla hayvanlardan ayrılan ahırda öğrencilerin eğitim görmelerinden utanacağına birde benim şiddetli şekilde tepki gösterdiğim gülenin aksine her gittiği yerde büyükle büyük, küçükle küçük olur yer sofrası demez, sedir demez her yerdeki vatandaşların seviyesine çıkarak onları can kulağıyla asla ve asla yüzünü buruşturmadan, onların her hangi bir şekilde üzülmelerine sebep olmayacak şekilde samimiyetle dinlerdi.
CESARETİYLE DİLE GETİRİLEN MESELELERE OLABİLDİĞİNCE BULDUĞU PIRATİK ÇARELERLE ÇÖZERDİ!
O dönemde gidilen Belde,Köy ve mezralarda içme suyu olmayan yerin talebini yakınlarda bir kaynak var ise o kaynağın en azından mahalle çeşmeleriyle yerleşim birimine getirilmesini belde ise beldenin başkanını ve vatandaşını, köy ise köyün muhtar ve vatandaşını motive ederek, DSİ’inin makinalarıyla ve imece usulü ile açılan kanallar için gereken boruları köylülerin ve ilçenin hayırseverlerinden ve son çare olarak vilayetten temin ederek.
Okul Meselesini talepte bulunan yerdeki her hangi bir binayı muhtar ve vatandaşların birlikte onarmaları, badana ve boyalarını yaptırmalarını sağlayarak sıraların ise Endüstri Meslek Lisesinden temin ederek, gereğinde Marangozlara günümüz tabiriyle buldukları sponsorlara yaptırarak eğitme açtırırdı.
Yol, Köprü, sulama bentleri ile diğer bir çok meseleleri de yine benzeri pratik yöntemlerle çözüme kavuştururken Aksaray’daki tarihi ve turistik yerlerin günümüz turizmine uluşmasının da bir yandan alt yapısını ,diğer taraftan ise bizleri teşvik ederek tanıtımını yaptırırdı.
VALİLER YETKİ VE BÜTÇELERİYLE KAYMAKAM YÜKSEL ÖZDEN’İ ÇOK RAHATLIKLA GEÇEBİLİRLER?
Kaymakam Yüksel Özden o zaman hiçbir kör kuruş ödeneği olmamasına rağmen başardıklarının misli misline fazlasını yetkileri onun misli, misli olmasının yanında direk ilgili Bakana veya gereğinde Cumhurbaşkanımıza ulaşma imkanları olanlar onun bilgi, ekip, samimiyet ve cesaretini göstererek hayli, hayli başarırlar.
Önceliğin Ali Mantı Valiye nasip olmasıyla önce kendisinin Yüksel Özden olması ve ardından kendisini de geçerek bunu sağlayan ilk Vali olması, bu başarı için ilimiz milletvekilleri İnceöz, Aydoğdu, Erel, Kaşlı ve Altınok tarafından cesaretlendirilmesiyle istediği ödeneklerin ilgili kamu kurumlarından sağlanması dileğiyle.
Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun.