3 KEZ VEKİLLİKLE,1 B. BAŞKANLIĞI KAYBEDENLERE EN ULU HESAPLA NASİP OLAN EN ÜST MAKAMLAR
Asıl konumuzun daha iyi anlaşılması için ilk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem(A.S.) atamızdan son Peygamber olan Hz. Muhammed(S.A.V.) efendimize kadar dinler tarihinde sayısız örneğiyle açıkça görüldüğü gibi acizliklerinin farkında olmayan kendini bilmez beşerlerden haddi aşarak sümme haşa kendilerini Yaratıcı olarak görenlerin hüsranla sonuçlanan sonlarından ders çıkartmayan köy muhtarından en büyük seçilmiş ve atanmışa kadar olan herkesin mutlaka bu yazıyı okuyarak ibret almaları gerekir.
Dinler tarihi ile birlikte beşeri tarih tarafından da yazılması nedeniyle haddi aşan Nemrut, Şeddat, Firavun ve Ebu Cehillerin başlarına gelen felaketin sebebi olan gururlanmaları ve kibirlenmeleriyle kul hakkını yok sayarak akla ziyan bir şekildeki kendi sapkınlıklarını devam ettirebilmelerinin karşısında en büyük engel olarak Hakka inanları ve Hakkın emrini yaşayanları gördüler.!!!
Kendi iktidarlarının devamı için batıl inançlarını korumaları akılsızlığıyla inançları, inanan kişileri ve kurumları yok etme kararları her defasında mutlaka Hakkın iradesine çarparak tuzla boz oldu.!!!
Günümüzde de tarihteki inanç ve inanların düşmanlarıyla aynı zihniyetteki ipleri Allah(c.c.)’ın düşmanı olan emperyalistlerin elinde olan taşıdıkları can ile soludukları hava dışında her şeyleri millet tarafından sağlanan Cunta, sermaye, yüksek yargı ile yüksek öğretim kurumlarıyla onlarla aynı yolda olan Meslek Odaları ile STK’lar ve medyanın iş birliğiyle yok edilmek istedikleri kendi çabalarıyla kesin olan sonucun aksine dimdik ayakta bulunmalarına rağmen kendileri bizzat dönemimizde yaşanan ve tarihlerinde kaydedecekleri gibi yerle yeksan oldular.!!!
Bun millet ve milletin değerlerine düşman olanların Leşe saldıran çakallar misali yapılan saldırılarının başarısızlığı, bu saldırılarla yok edilmek istenenlerin dünyaya şan vermeleri, onları yok etmek için karar alanların ise tüm beşeri kararlarının üstündeki nihai bir karar verici Ezel ve Ebet olan Mabudumuzun Ulu iradesiyle yerle yeksan edilmeleri beşeri gücün Ulu gücün karşısında bir sinek kadar bile hiç olduğunun su götürmez somut galibiyetini paylaşacağım.!!!
Bu günden başlayarak sırasıyla önce ülkemizde yaşanan bu konudaki Hakkın kararıyla gerçekleşen galibiyetlerin önce hemşerimiz Mehmet Altınsoy’unda dahil olduğu gelişmeleri, ardından ise ülkemiz ve dünyada bilinen bir siyasetçinin bu konuda kendisine bahşedilene kavuşmasını bunun ardından ilimizden Vekil seçilenlerin kazanmalarının akılla izahı mümkün olmayan sonuca oluşmalarını, son alarak ise ülkemizin yanında dünyada da çok iyi bilinen bir kişinin yok edilmesi için tüm maddi ve manevi imkanlarla yapılan mücadeleyi.
Bu akla gelen tüm maddi ve manevi imkanlar kullanılarak hatta topla tüfekle gerçekleştirilmek istenen mağlubiyetin geri tepmesini somut kanıtlarıyla gözler önüne sereceğim.
ŞER OLANI MUTLAKA HAYIR,HAYIR OLANINDA ŞER OLABİLECEĞİ ASLA VE ASLA UNUTULMAMALI!!!
Bu somut gerçekler ışığında kul olarak başımıza iyi ve iyi olmayan bir şey geldiğinde İslam alimleri ile büyüklerimizin yaşanan menfiliğin şer olarak görmenin doğru olmadığını!!!, aslında şer olarak görülenin neticesinin hayır olabileceği ,hayır gördüğümüzün de neticesinin şer olacağının unutulmamasını istiyorlar.
BAŞIMIZA GELEN MÜSPETE AŞIRI SEVİNMEMEK,MENFİYE İSE AŞIRI ÜZÜLMEYEREK ŞÜKREDİLMELİ
İslam alimleri ve atalarımız beşeri en üst iradenin de üstünde olan Ulu nihai karar verici olan iradeyi bildiklerinden başlarına bir şey geldiğinde ne aşırı şeklide ne üzülürler nede sinirlenirlerdi.
Hayır ve şerrin neticesinin sadece Ulu Yaratıcımız tarafından bilineceği yalın gerçeğini gözler önüne sererek her zaman ve her şartta müspete aşırı sevinerek veya menfiyi aşırı üzülme yerine başa gelen karşısında daima her şartta Ulu Yaratıcımıza Şükür etmeyi unutmamamızı söylüyorlar.
İslam alimleri ile büyükleri ve kendi büyüklerimizin bu bilgileri ışığında bu günkü yazımda ikisi ülkemiz ile dünya kamuoyuna mal olan, ikisi ise mahalli ve ülkemiz kamuoyu tarafından bilinen şer oluğu sanılırken aslında nasıl hayır olduklarını ete kemiğe büründüreceğim.
BELEDİYE MECLİSİ ÜYELİĞİNİN RED EDİLMESİNE KIZAN EMEKLİ PAŞA ÖNCE SENETÖR,SONRA CUMHURBAŞKANI VEKİLİ OLDU,MÜFTÜ YAPILMAYANDA KADERİN AĞIYLA MİLLETVEKİLİ OLDU?
Aslında şer bilinenin nasıl hayır olduğu hayır bilinenin ise şer olabilen ete kemiğe bürünenlerden ikisi Aksaray’ımızın 56 yıllık hiç hak etmediği, asla ve asla da hak etmeyeceği 2. İlçelik esaretinden kurtarılmasının baş mimarı Mehmet Altınsoy’un dahil olduğu iki gelişmedir.
İlk Devlet Bakanlığında o zamana kadar cemaatin ianelerine muhtaç olan Türkiye genelindeki Camii imamları ve müezzinlerine çıkarttırdığı Diyanet İşleri başkanlığı kanunuyla onurlu birer devlet memuru yapan.
Ankara Büyük Şehir Belediyesinin ilk başkanı olarak ise şehrin üç ana meselesi olan içme suyu, trafik meselesi ve şehir kirliliğini ortadan kaldıran Mehmet Altınsoy’un CKMP(Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi)’nin Genel Başkan yardımcılığı döneminde yaşanıyor.
Bu konuda sevgili ağabeyim mesleğimizin duayenlerinden Ahmet Erbaş’ın Sultanhanı İnternet gazetesinde 28 Ocak 2019 günü yayınlanan ”Meclis Üyeliği İstedi Cumhurbaşkanı Vekili Oldu” başlıklı yazısında verdiği 2 örnek kelimenin tam anlamıyla her işte bir hayır olduğunun asla ve asla unutulmamasının iki kanıtıdır.!!!
Yerimiz dolduğundan çok önemli bir gelişme olmaz ise Mevla’mızın izniyle yazımı Cuma günü kaldığı yerden devam ettireceğim
Beşerin haddini aşan çabalarının Hakkın iradesi karşısında nasıl yerle yeksan olduğunun bilinciyle okunup mutlaka okutturulmasının sağlanması dileğiyle.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Devamı Cuma’ya.