GAVURUN YAPAMADIĞINI YAPARAK TÜRKÇE'YE FRANSIZ KALMAK!
Gerçekten de bizim kendimize yaptığımızı ne Çanakkale de boğaza döktüklerimiz.
Nede Ege’nin sularına gömdüklerimizde yapamazlardı.
Fakat İstiklal Marşımızın yazarı merhum Mehmet Akif’in “ Tek Dişi kalmış canavar” diye tarif etiklerinin topla ,tüfekle, süngüyle yapamadığını kendimiz gönüllü bir şekilde yapıyoruz.
Hem de yaptığımızın getirisini götürüsün hiç hesaplamadan tarihten de derste almadan sanki normal bir şeymiş gibi genci ihtiyarı, solcusu, sağcısı, muhafazakârı ve liberali tarafından hiç umursanmadan yapılıyor.
TOPLUMU BİR ARADA TUTAN DİN, DİL VE KÜLTÜR BİRLİĞİDİR!
Çocukluğumuzdan itibaren öğretmenlerimiz ve büyüklerimizle kanaat önderlerimiz tarafından bize birliğimizin muhafazasının teminatı olarak orta başlığa aldığım “Din, Dil ve Kültür” birliği öğretildi.
Bize bunu öğreten büyüklerimiz bu üç şeyin ilkinin eksik olması halinde dil ve kültür birliğinin de korunamayacağını belirterek mutlaka öncelikle din birliğinin sağlanmasını.
Din birliği gibi 1. Derecede olmasa da toplumların bir arada tutulmasını sağlayan 2. değerin ise ortak dil olduğunu.
3. değerin ise bu iki değerin tamamlayıcısı olan kültür olduğunu belirtirler ve bunların özellikle dinin başta korunmasını.
Din korunmaz ise dil ve kültürün çokta etkili olamayacağını belirttiklerinde bunlara örnek olarak ta ırk olarak öz be öz Türk olan Bulgar ve Macarların Sılavlaşarak benliklerini kaybetmelerini hatta Bulgarların Jikkov döneminde olduğu gibi Türk düşmanı da olduklarını belirtirler.
SON 50 VEYA 60 YILDA TÜRKÇEDEN YÜZLERCE KELİME YOK EDİLEREK YERİNİ YABANCILARA BIRAKTI!
Ülkemizdeki bir çok kişi farkında olmasa da bir taraftan dilimizin sürekli olarak eksilen kelimelerle kısırlaştığını ,ayrıca da dilimize başta uydurukça olmak üzere giren başka dillerle de dilimizi yozlaştırmak isteyenlerin maksadı olan dede ile torunun anlaşamamasına gidiliyor!!!
MERHUM BABAM AYTEKİN KOTİL’İN TÜRKÇE KONUŞTUĞUNU ANLAYAMADI!
Dilde yozlaşma ve kısırlaşma ile uydurukça kelimeler nedeniyle dede ile torunun anlaşamama konusuna somut bir örnek verecek olursak buna en somut örneği bizzat yaşadığım bir olaydan verebilirim.
1978 yılının Temmuz ayında Almanya’nın Mannheim şehrinde çalışan merhum babam Hacı Şammas’ın yanına izne gitmiştim.
Her gün saat 15.30 da işten gelen babam o gün saat 15.00’e 10 veya çeyrek dakika kala kan ter içinde geldiğinde bunun sebebini sorduğumuzda TV de İstanbul’un tanıtılacağını duyduğunu bunun seyredebilmek için geldiğini belirtmesi üzerine ve hemen TV’yi açarak karşısına geçtik ve proğram başlar başlar başlamaz 10 dakikaya yakın o zamanki İstanbul Belediye başkanı olan Aytekin Kotil tamamen Anadolu insanın bilmediği” Yanıt, olanak, olasılık, saptama, bağıtlama “ gibi kelimelerle konuştu.
Daha sonra ise onun sesi kısılarak bu defada görüntüler üzerine Almanca konuşuldu.
1 Saat süren proğram boyunca Almanca konuşmalara bazen kızan, bazen de aşırı tepki gösteren babam merhuma bunun sebebini sorduğumuzda konuşmacının İstanbul’dan Rum toprağı ve benzeri sözlerle bahsettiğini bunlara kızdığını belirttikten sonra “ Oğlum o gavur neyse de ilk konuşan o kır saçlı kır bıyıklı adam hangi dili konuşuyordu? Onu anlayamadım.” sözleriyle sözde Türkçe konuştuğunu iddia edenin kendi dilimizi konuştuğunu anlayamamıştı!!!
“YİĞEN,AMCA OĞLU,HALA OĞLU,DAYI OĞLU” KELİMELERİ GİTTİ” ELİN KUZİN’İ”KUZEN(!)” OLDU!
Dilimizdeki kelimelerin yok edilmesine son yıllarda bilinçsizce Fransızların” Kuzini “Kuzen” oldu.
Her yerde her yaştan ve fikirden kişiler kendi kelimelerimiz yerine elin Fransız’ının bu kelimesini kullanarak dilimizdeki orta başlığa aldığım bize ait olan kelimelerin ortadan kaldırılmasıyla maalesef kendi dilimize Fransız kalıyoruz!
HANGİ ECNEBİ ÜLKESİNDE BİZİM DİLİMİZ GÜNLÜK HAYATTA NORMALMIŞ GİBİ KULLANILIYOR?!!!
1978 den bu yana 13 ülkenin 70 den fazla şehrinde toplam olarak 2 yıla yakın kaldım.
Balkan ülkeleri dışındaki ülkelerde ”Yoğurt” kelimesinden başka Türkçe kelimenin kullanıldığını görmedim, duymadım.
Milletimizi bir arada tutan3 ana unsurdan birisi olan dilimizin kısırlaşmasının önlenmesi ve bununla da güzel Türkçemizin yok olmaması için herkesin yabancı kelimeleri kullanmaktan uzak durmaları, bunların yerine kendi dilimizin o manadaki kelimelerini kullanmaları ,kullandırmaları dileğiyle.
Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun.