VÜCUDUNUZUN ZEKÂTI, RAMAZAN ORUCUNUN KEFARETİ FİTRENİZİ ÖDEDİNİZ Mİ?

ALİ GENÇ
ABONE OL

İçinde bulunduğumuz günler ile geceler ne güzel ve ne kıymetli günlerle gecelerdir.
 
Geçen sene Orucu tutup ta şu anda aranızda olmayanları şöyle bir hatırlayın!!
  Hatırlayınca bu güzel günlerle gecelerin velhasıl Ramazan ayının kıymetini daha iyi anlamış oluruz.
 
  Bu güzel günleri daha da zenginleştiren ibadetlerimizden biriside genel olarak Vücudun Zekatı olarak ta bilinen aslı “Sadakayı Fıtır” olan genelde insanlarımız arasında” Fitre” diye belirtilen ibadetidir.
   
 Oruç ,Namaz kişilerin Allah(c.c.)’a olan borçlarıdır ,fakat Zekat gibi Fitrede maddi bir ibadet olduğu için bu ibadetlerini ödeyenler sevap kazanırken ,yaptıkları maddi harcama ile’ de mallarından verdikleriyle ihtiyaç sahiplerinin sıkıntıları giderildiğinden kamusal yararı da var.!!!
 
  Bu gün Cuma Rabbimiz ömür verirse gelecek Cuma günü Ramazan Bayramı yani bu günün dışında 6 gün daha orucuz ve 7. gün Ramazan Bayramına kavuşacağız.
 
   Bu nedenle eğer ki Fitremizi şimdiye kadar ödemediysek bu günle birlikte 6 günümüz var.
   
 Zaman geçirmeden yerine getirmemiz vacip olan bu maddi ibadetimizle ilgili İslami kaynaklarda verilen bilgide;
   
 Borcundan ve aslî ihtiyaçlarından başka en az nisap miktarı malı (80.18 gr. altın) veya onun değerinde parası olan Müslümanın fıtır sadakası vermesi vaciptir.”

      Buna kısaca "Fitre" denilir. Fıtır sadakasının vacip olması için zekâtta olduğu gibi malın üzerinden bir yıl geçmesi ve artıcı nitelikte olması şart değildir. 
 
    Fitre, Ramazan ayında fakirlere verilen bir sadakadır.
 
   Bayramdan önce verilmesi daha da makbuldür. Bayram günü veya daha sonra da verilebilir.
   
    Dini ölçülere göre zengin olan kimsenin, hem kendisinin, hem de eşiyle birlikte erginlik çağına gelmemiş olan çocuklarının fitrelerini vermesi de vaciptir. 
 
  Fitre şu dört cins yiyecek maddesinden aşağıdaki miktarlarda verilebileceği gibi bu tahıl ve hurma ile üzümün değeri hesaplanarak nakit para olarak ta en yakın akraba ile komşudan başlanarak ve daha sonra halka genişletilerek verilebilir.

  Her sene Müftülükler tarafından Peygamberimizin zamanında ki mallar göz önüne alınarak belirlenen fitre bedeli imkanı olan kişilerin verebilecekleri en az fitre miktarıdır.

   Bu miktardan az olmamak kaydıyla fitre verilebileceği gibi isteyen imkanları nispetinde bu asgarinin çok çok üstünde hatta istediği kadar yüksek oranda da fitre verebilir.

    Vereceği her fazla oran a göre alacağı sevapta İznillah artacaktır 
     
Oruç tutmaya engel bir özrü olanlarda bu özürlerinden dolayı Ramazanda oruç tutmayanlar da, nisap miktarı yani bir kişinin sabah ve akşam karnını doyurabileceği kadar mal veya paraya sahip iseler fitrelerini bu bir kişinin iki öğün karnını duyurabileceği miktarda parayla  vermekle yükümlüdürler. 
   
  Varlıklı Müslümanlar fitre vermek suretiyle fakirlere bayram sevincini tattırırlar.
    Böylece hem borcunu ödemiş, hem de sevap kazanmış olurlar. 
 
  Fitre vermek, orucun kabul edilmesine, ölümün şiddetinden ve kabir azabından kurtulmaya vesile olur.

   Peygamberimiz şöyle buyuruyor: 

« İnsan ölünce amel defteri kapanır.

 Ancak şu üç şeyden dolayı kapanmayıp sevap yazılmasına devam edilir. (Bunlar 
Sadaka-ı cariye, 
(Öldükten sonra devam eden hayırlı eser) yararlı bir ilim, 
Kendisine dua eden evlât »
 
  Ramazan bitmeden maddi imkanlarımız oranında en az bir kişinin iki öğünlük yemek ihtiyacını karışlayacak kadar bir paranın fitre olarak zaman geçirilmeden, en son olarak ta Ramazan Bayramı Namazı öncesi ihtiyaç sahiplerine verilmesi dileğiyle.
Cuma’nız mübarek olsun. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.