Anti 15 Temmuzculara !
Bir sene önce ,Türkiye Cumhuriyeti döneminde ilk kez yaşanan adı darbe aslı ihanet olan günün sene-i devriyesindeyiz. Bir haftayı aşkın süredir farklı kurumlar ve Belediyeler tarafından bu kara geceyi anma etkinlikleri düzenleniyor. Anti 15 Temmuzcular da iş başında ! Anti 15 Temmuzcular zaten o gece hiçbir ciddi olaya şahit olmadılar! Muhtemelen sabaha kadar ya okey oynadılar yada kulaklarına kulak tıpalarını takıp, gözlerine göz bantlarını takıp uyudular. Mümkün olduğu kadar ilerleyen zaman sürecinde haberleri seyretmediler. Flaş tv de ki halay sekenler, tanklar ve mermiler önünde seken vatandaşlardan daha çok ilgilerini çekti. Hatta bu olayı Ak Partiye oy kazandırmak için yazılmış bir tiyatro senaryosu olarak gördüler ki ilk geceden beri, bu beğenmedikleri aklımla bu olayın Ak Partiye oy kazandırmak değil aksine kaybettireceğini söyledim durdum. Velhasıl öylede oldu. Şimdi Anti 15 Temmuzcular olayı bir de o geceyi Ankara’nın göbeğinde yaşayan benden dinleyin. Benim halen o gee yaşadıklarım aklıma gelince gözlerim doluyor. Biliyorum siz bu konuyla ilgili yaşananları dinlemeyi sevmiyorsunuz, muhtemelen de yazıyı okumayı burada keseceksiniz! Uğurlar ola!
Bir sene önce sıcak çok sıcak bir Ankara günü, kardeşim Yavuz Tolga ile birlikte Ankara Kızılay’da bulunan reklam ofisimizdeyiz. Kardeşimin uzun zamandır uğraştığı ciddi bir proje üzerinde çalışıyoruz. Öğlen molasında yemek yemek için dışarı çıktık. Ankara sessiz, Kızılay uzun süredir olduğu gibi tenha. Kızılay’ın eski cıvıl cıvıl kalabalık günlerini yâd ediyoruz. Terör olaylarının Ankara esnafına verdiği zarardan falan konuşuyoruz. Fakat bunun da haricinde bu gün bir başka tuhaf geliyor bize.Çok işimiz olduğundan yemeği acelece yiyerek yeniden ofise dönüyoruz. Çalışmaya öyle kaptırmışız ki kendimizi akşam olduğunu fark ettiğimizde acaba ofiste kalsak da sabaha kadar çalışsak mı diye fikir yürütüyoruz. Kardeşim camdan dışarı bakıp gece iş hanının kilitli olduğunu acil bir durumda dışarı çıkamayacağımızı söylüyor evde çalışma devam etmek üzere dışarı çıkıyoruz. Otobüs duraklarında beklemekten korkuyor insanlar bir süredir. Hep çevreye bakıyoruz herkes gibi, yanımızda yöremizde bulunan herkesi dikkatli bakışlarla süzüyoruz. Hava da bir ağırlık var, ne olduğunu kestiremediğimiz bir sessizlik, sanki birazdan bir fırtına kopacak ve gökyüzü onun haberini veriyor , sanki sokaklar kendini bir şeylere hazırlıyor. Ofisimizle evimizin arası normal şartlarda 10 dakika yani Kızılay’a 10 dakika. Bunu söylememin sebebi olup bitene yakınlık derecemizi bilmeniz.Kısa süre sonra evdeyiz. Evde annem babam ve o gün Kıbrıs seyahatinden dönen ortanca kardeşim var sadece bir merhabalık zaman geçiyor annemin biz gelmeden önce hazırlamış olduğu sofraya oturuyoruz hemen, daha ilk lokmaları bile almadan aniden güçlü bir uçak sesi geliyor, ses kulakları sağır edercesine yakından gelince ortanca kardeşim Deniz kafasını camdan uzatıp ‘’ bu saatte F-16 hayırlara gelsin’’ diyor . Eğitim uçuşudur diyorum ama askerlik yapmış bir erkek olarak kardeşim bu saatte eğitim olmayacağını söylüyor. Hemen peşinden bir F-16 daha havalanıyor aynı berbat gürültü ile. Hemen Twetter geliyor aklımıza daha bir iki özel paylaşım var o saatlerde birkaç vatandaş İstanbul’da köprüde askerlerin trafiği kestikleri yazıyor. Henüz olaya mana veren yok. Televizyonu açıyor peş peşe kalkan jetlerin sesine balkona çıkıyoruz. Televizyonlar normal akışında. Sonra bir anda ortalık karışıyor. Sesler çoğalıyor, kanallar Ankara semalarında hareketlilik ve köprüde sıra dışı hareketlilik alt yazıları geçmeye başlıyor, bir kanalın tesadüfen köprüden geçen muhabiri cep telefonu ile yayına bağlanıyor, köprüde halka ateş açıldığını söylüyor. Üst katta oturan asker komşumuz kıyafetlerini almak için eve girerken bir taraftan da bize ‘’Genel kurayı basmışlar acil çağırdılar göreve gidiyoruz’’ haberini vererek hızla uzaklaşıyor. Durumun ciddiyetini anlıyoruz. Ankara’da Kuzenimde misafir olarak kalan kızım geliyor aklıma ve dışarıdalar ise içeri girmeleri için onları arıyorum. Olayın ciddiyetini bilmedikleri için dalga geçip kapıyorlar telefonu, sonra Aksaray’da ki arkadaşlarımla irtibata geçiyorum. Kimsenin bir şeyden haberi yok. Bir anda ev sallanmaya başlıyor ne olduğunu bilmediğimiz ama bomba sesi olduğuna emin olduğumuz seslerden tüm halk panikle sokağa çıkıyor. Ortalık toz duman olmaya başladı. Sokaklarda tanklar kulakları sağır eden ve neredeyse içindeki askeri görebileceğiniz yakınlıktan geçen jetler, helikopterler, helikopterlerden açılan ateşleri takip edebiliyorsunuz. Bir yerlerin vurulduğunu görebiliyorsunuz. Evimizin tüm stratejik konumlara yakın olması sebebi ile olup biteni daha da net takip ediyoruz. Televizyon ve dışarısı arasında mekik dokuyor sonra dışarıdan içeri giremez oluyoruz. Dışarıda durum kötü halk panik, televizyonlar bir darbe kalkışması ihtimalinden bahsediyor ama evde bulunan büyüklerimiz böyle darbe olmaz savaş çıktı sanırım ideasında. O dakika dan sonra film kopuyor. Olaylar hızlanıyor, Aksaray’da sabah gazetesi temsilcisi olan arkadaşıma Ankara’dan görüntüler atmaya başlıyoruz. Telefonumuz susmuyor fakat jetlerin ve bombaların seslerinden sağlıklı konuşamıyoruz. Ortalık savaş alanı ve artık bu görüntüleri televizyonlarda vermeye başlıyor. Sayın Cumhurbaşkanı bir kanala bağlanıp halka sokağa çıkın çağrısı yapıyor. Oysa halk zaten bu çağrıdan önce sokakta. TRT kanalında benzi korkudan solmuş sarışın haber spikerini hepiniz hatırlıyorsunuz değil mi? Darbe yapıldığını ve sokağa çıkma yasağı olduğunu silah zoruyla söyleyen, haber yapma özgürlüğü elinden alınmış gazeteci kadını! Gerisini anlatmayacağım herkes biliyor. Halk normal bir darbe olmadığını anladığı için bu yasağa uymadı. İyi ki de uymadı, biliyoruz bir çok can gitti, bir çok sivil, asker ve polis şehit oldu. Lakin dua ediyorum ki bayrağımız halen yerinde ve halen camilerden ezan seslerini duyabiliyoruz!
Şimdi Anti 15 Temmuzcular o gece olayların ortasında kendileri olmadıkları için çok rahatlar ve tabi doğal olarak bu güne destan yakıştırması yapılmasından rahatsızlar! Sözde herkes vatan sever, söz de herkes Türkiye aşığı, lakin o gece bazıları vatanın savunmaya ihtiyacı olabileceği fikrini aklına bile getirmedi. Bazıları halen o gece neden darbe yarım kaldı üzüntüsü içerisinde, söz de Atatürk’ün askerleriyiz lakin Atatürk olsa o durumda ne yapardıyı düşünmüyor, acaba Atatürk sırf birileri baştan insin düşüncesi ile topraklarının riske girmesine razı gelir miydi? Bakın başta bulunan partiden hoşlanmaya bilirsiniz lakin sırf o parti yönetimden insin diye topraklarınızı tehlikeye sokuyor, dış güçlerin hazırlamış olduğu bir oyuna çanak tutuyorsanız üzgünüm ama bizden değilsiniz! Üzgünüm ama siz Atatürkçü, yada vatan aşığı falan da değilsiniz! Üzgünüm ama profesör olsanız da gözümde değeriniz yok! Çok üzgünüm ama o vatan hainlerinden hiçbir farkınız yok! Allah bir da Türk halkına böyle bir gün yada gece yaşatmasın. Biliyorum ki siz o gece olanlarla dalga geçtikçe mezarında Ulu Önderin kemikleri sızlıyor!Biliyorum ki bu bayrak için caını vermiş tüm şehitlerin kemikleri sızlıyor! Bu yazıdan ve sözlerimden dolayı benimle ilişkisini kesmek isteyenler olabilir. Tüm ilişkilerini kesmek için acele etsinler! Çünkü benim vatan hainleri ile işim olmaz!
Komşu Köyün Delisi
Derya Özaba