Bu Yazının Nihayeti Senin Elinde!
Öyle günler vardır ki tekrarı yoktur. Birileri tarih yazar, tüm dünya uğraşsa aynı tarihi yazamaz! Öyle günler vardır ki tekrarı yoktur lakin üzerinden bin yıl da geçse unutulmaz. Zaferin kelime anlamı gibi 30 Ağustos’lar vardır mesela, tarih yazan önderler, tarih yazan yiğitler, tarih yazan kahramanlar vardır. İşte o tarih kokan, o zafer kokan müstesna günlerden birini daha yaşadık, doksan dokuz yıldır olduğu gibi bu senede bir ülkenin nasıl bağımsızlık mücadelesi verdiğinin hatırlandığı, göğsümüzün kabardığı, göklerde kırmızı beyaz bayrağımızın özgürce dalgalandığı zafer kokan, şeref kokan, övünç kokan muhteşem bir gün yaşadık.
Geride bıraktığımız özel günün değerini bilmeyenler olsa da, 30 Ağustos’ları zorunluluktan kutlayanlar, inşa edilen bir ülkenin mimarına teşekkür etmekten hicap duyanlar olsa da ben sonsuza kadar tarihimin kahramanlık destanlarını yazanlara minnetle ve saygıyla teşekkür etmeye, hepsini rahmetle anmaya devam edeceğim!
Göz Ardı Edilemeyecek Bir Yere Sahibiz…
Dünya coğrafyası üzerinde ne kadar hassas, ne kadar imrenilen, ne kadar göz ardı edilemez bir yere sahip olduğumuz her olayda hepimizce görülüyor. Geçmişine, tarihine sahip çıkmayan, farklı yönetim biçimi arayışlarına giren perperişan ülkelerin hali de hepimizce görülüyor. Zamanında kazanılmış topraklara sahip olmayanlar, saçma sapan insanların ardına düşüp gidenler, tarihine, atasına, bayrağına sahip çıkamayanlar şuan ne halde biliniyor. Her ne kadar bu gördüklerimiz göz ardı edilerek başımıza gelmeyeceği düşünülse de, bir anlık gaflet, bir anlık vurdumduymazlık ve bir anlık ihmal bizleri de ülke topraklarımızı da riske atar. Binbir emekle, onca şehitle kazanılmış bayrağımızı yere indirir. Şuan gözümüz de çok da değeri olmayan, kıymetini bir türlü anlayamadığımız laikliğin bizlere sağladığı rahatlık, bizlere sağladığı özgürlük işte o zaman ne kadar değerli olduğunu bize gösterir. 30 Ağustos gibi müstesna günlerde temeli atılan bu ülke toprakları huzur içinde yaşadığımız bu cennet vatan sonsuza dek bize yurt olsun istiyorsak önce tarihimize, sonra sağımızda solumuzda dönen oyunlara iyice bir bakmalı icabı neyse yapmalıyız.
Kutlamaların Eski Tadı Yoktu!
Çocukluğumuzda milli ve dini bayramları kutladığımız günler bizlere değerlerimizi anlatan en güzel günlerdi… ‘’di’’ li geçmiş zaman kullanıyor olmam olayın en güzel özetidir aslında. Ne bayram sabahları eski coşkusunda, ne akşamları. Bir şeyler zorunluluktan yapılıyormuşçasına hızlı, mecbur kaldık yaptık dercesine özensiz, bitse de gitsek der gibi isteksiz geliyor gözüme. Tüm gün ve akşamında takip ettiğimiz milli gün etkinlikleri eski günlerde ki kutlamalar ya da anmalarla kıyaslanamayacak kadar sıradan. Nedir sıradanlaştıran, nedir özensizleştiren bizleri? Özgürce yaşamanın, seçme seçilme özgürlüğünün rahatı mı batıyor bizlere! Soruyorum ve yazıyı sonuçlandırmadan burada bitiriyorum. Herkes kendi kafasında bir düşünsün, herkes aklını başına bir devşirsin. Bize ne olduğunun ve böyle giderse sonumuzun ne olacağının bir muhasebesini yapsın! Herkes yazının sonunu kendi bağlasın!
Derya ÖZABA
Komşu Köyün Delisi