Yarınlar… Güçlü Kadınlar
Hafta sonu angarya boş haberlerden sıyrılıp muhteşem bir gün geçirdik. O güne iştirak edenler arasında olduğum için kendimi çok şanslı olarak nitelendirdim. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Aksaray Kadın Girişimciler İcra Kurulu tarafından organize edilen Aysun Akkurt hanımın yoğun çabası ile nihayete erişen muhteşem bir programdı, belki de bir kadın ömründe bir kez, hatta her kadının ömründe hiç katılamayacağı bir programdı. Dünya yüzünde bir çok örnek rol model kadın vardı lakin Türk ismi Türk kadını denildiğinde örnek alınacak kadınların başlarında gelen bir isim Azerbaycan Milletvekili Ganira Paşayeva idi. Biz Ganira Paşeyeva’ nın hayat tecrübelerini ve başarı basamaklarını nasıl tırmandığının hikayesini dinleme şerefine nail olduk. Bir kadın olarak programdaki tüm bayanların anlattıklarının muhakkak ki belli satır başları kalbimize beynimize kazındı. Lakin o isim belki de zor diye yakındığımız hayat hakkında daha insaflı düşünmemiz gerektiğini gösterdi bize. Vatanı ile evli olan bir kadının mücadeleler ile dolu yaşantısı, bir dilim ekmeğin ve hatta vatan demenin bile mücadele olduğunu, büyük nimet olduğunu gösterdi.
Program esnasında en çok sorguladığım şey ‘’neydi kadın olmak’’ kimine göre ana, kimine göre yar, kimine göre bacı, kimine göre ekmek aş, kimine göre aşk, kimine göre ise cinsel bir meta haricinde bir hiç! Evet çağımız da kadın olmak topuklu ayakkabılar demek belki. Belki evle iş arasında sıkışmış, üzerine yüklenen sorumluluklar altında ezilmiş, hayatla başa gelebilmek için gerekli güç demek.
Kadın olmak bana göre dünyanın en güzel, dünyanın en zor şeyi. Kadın olmak bana göre gazetelerin ikinci sayfalarını doldurmak için kullanılan töre cinayeti haberleri, arabaları çok sattırmak için kullanılan bir çift uzun bacak, seçimlerde kapı kapı gezecek oy mıknatısı… Bütün bu misyonları omuzlarımıza yükleyenler erkeler, onlara izin veren ise biz kadınlar. Güçsüz olduğumuzu düşündüğümüz için belki bu denli taviz… Narin olduğumuzdan belki her yerde taciz!
Artık kadınların da erkeklerin de tüm bildiklerinden sıyrılıp kafalarına şunu yazması gerek ‘’ kadın demek, aslında geçmiş demek, gelecek demek, güçlü yarınlar demek, hani o çok sevdiğiniz erkek bebeleriniz var ya onlara güç demek, bakan olursa diye sokağa çıkartmaktan ürktüğünüz bacılarınıza örnek, destek, kuvvet demek… Kadın demek yarın demek, aslında her şey demek…
Kadınları üzmeyin demek istiyorum erkeklere lakin biliyorum ki biz buna izin verdiğimiz sürece hiçbir şey değişmeyecek. Biz kadınlar, biz analar kendimizi gelecek olarak güçlü olarak görmedikçe hiçbir şey değişmeyecek. Güçlü görmek için olmak gerek biliyorum. Güçlü olmak için ise çok okumak, okuduğunu sindirmek, yaşamını eğitim, gayret ve azim ile yoğurmak gerek.
Ben bir kadın gözüyle baktım olaya. Lakin sabah köşe yazısını okurken sevgili meslektaşım Harun Atalay’ın erkek gözünden bakışını, bir nevi de cesurca itiraflarını takdir ederek okudum. Size de, özelliklede erkeklere okumanızı tavsiye ediyorum. Belki bir hemcinsinizin itirafından duyarsanız olayı sizin için daha etkili olur.
Güçlü yarınlar isteyen herkese bir ricada bulunmak istiyorum yazımın sonunda. Lütfen yarınlarınıza, lütfen kadınlarınıza iyi davranın…
Hoşça Kalın, Hayattan Hoşnut Kalın
Derya ÖZABA