Arızalarımız!!
İnsanoğlunun doğasından mıdır nedir? Yasaklara ve yanlışlara karşı özel bir ilgi duyarız. Okuryazarımız ve okuyup yazamayanımız bile aynı hatada ısrarlıdır. Özellikle dini konularda bir takım insanlarımız Allah’ın kendisine verdiği aklı kullanmak yerine yersiz ve yetersiz kişilerin dediklerini farz gibi algılamaktadırlar.
Nedir mi bunlar?
Alın size istemediğiniz kadar örnek:
*Kul hakkını sanki sadece parasal bir gasp gibi görüyoruz. Hal bu ki; kişinin bir saniyesini bile gereksiz yere çalmak, verdiği oyu hiçe saymak bile kul hakkı gaspıdır,
*Dualarımızı doğrudan Allah’a iletmek yerine aracı kullanıyoruz. Hatta ölmüş kişilerden bile aracılık bekliyoruz,
*Cenaze namazlarında kimi imam cemaate: “Hakkınızı helal ediniz” Diye emir veriyor, kimisi: “Hakkınızı helal eder misiniz?” Diyor ama hiç birisi cenazeye: “ Cemaate hakkını helal ediyor musun?” Diye sormuyor,
*Tüm hatalarımızı nazara havale ederek işin içinden sıyrılıyoruz. Bebeğimize gereken özeni göstermiyoruz ve hasta olduğunda gök gözlü komşumuzu suçluyoruz,
*İslâm dinini sadece beş şartla sınırlandırıp; zarar vermemeyi göz ardı ediyoruz. Hal bu ki; Her din; zarar vermeme esasına dayanır,
*Dini bilgileri alınır satılır hale getirdik. Şimdi neredeler Ramazan ayı’nda mangalda kül bırakmayan fetvacılar? Yook öyle yağma; On bir ay susacaksın Bir ay öteceksin. Keza bunların çoğu da saçma sapan soru ve saçma sapan yanıtlarla dolu.
Adam soruyor: “Rüyamda eski eşimle cinsel ilişkiye girdim orucum bozulur mu, zina da yapmış olur muyum? Hocam.
Hoca: “Şimdi yandın hem zina işledin hem de orucu sakatladın bu bir gün yerine Altmış Bir gün tutacaksın.” Al sana Kaya; nerene dayarsan daya. Hal bu ki; bu hoca müsveddesinin bu adama diyeceği tek şey vardı: “Be gafil; oruçlu iken bal baklava ölçünü kaçırmışsan, orucu uykuya tutturmuşsan ve dahası kafan halen eski eşinin orasında ise seni Allah seni ıslah eylesin” demek olmalıydı.
*Defalarca Diyanet İşleri Başkanlığı’na yazdım. Ülkemizde ezanlar cezp edici bir halde namaza davet şeklinde okunmuyor. Kimi ezanlar ezan mı, ağıt mı, kaside mi, şarkı mı, türkü mü? İnanın belli değil. Çok mu zor bu görevlileri hizmet içi eğitimden geçirmek? Şayet zor ise; bazen merkezi ezan yayınları yapıyorsunuz. Makamına uygun güzel okunan ezanları bant yayınla yaptırın daha anlamlı ve yararlı olur.
Ayrıca camilerde para toplamanın cılkı çıktı. Adamlar cami çıkışında sanki bir alacaklı gibi; neredeyse vatandaşın yakasına yapışırcasına elindeki koliyle boğazına dayanıyor.
*Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim altı asır önce değil de sanki dün inmiş gibi yüzde Doksan Dokuz’u Müslüman bir ülkede halen yukarıdaki konuları konuşuyoruz; birileri bizleri kandırıyor mu, yoksa bizlerde mi bir arıza var?
Sevgi ve Saygılarımla