Ak Partinin kuruluşunun 17 yılına nostalji
Malumunuz iktidar partisi Ak Parti kurulalı 17 yıl olmuş. 2 Kasım 2002 yılında kurulan Ak Parti ilk seçimden bu güne ülkemizi idare ediyor. Ben 2000 yılı öncesi ile Ak Parti dönemini kıyaslıyorum nereden nereye gelmişiz. Seversiniz sevmezsiniz, beğenirsiniz beğenmezsiniz ama Ak Parti lideri Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elbette yanlış ve hataları vardır. Ama baktığımızda doğrularının kilosu yanlışlarından ağır gelmektedir. Eleştirdiğimiz yönleri elbette varır. Ama hatasız kul olmaz, yanlış yapmayanda olmaz. Hatasız dost ararsanız dostsuz kalırız.
Ben Ak Partinin aklımda kaldığı kadar dünden bu güne ülkede neler yaptığına nostalji yapmak istiyorum. Çünkü çok çabukça dünü unutan insanlarız. Bizde önemli olan dünün önemli kararlarını ve yapılanları az da olsa paylaşmak istiyorum.
Hastalarımızın tedavi ve ilaç almaları bir muamma idi. SGK’lı olanlar eczaneden ilaç alamaz, her hastanede tedavi olamazdı. Bu gün her yerden ilaç alıyor ve tedavi oluyor. SGK’sı olmayanlar ise Sosyal Yardımlaşma Vakıflarının kapısını beklerdi, şimdi herkes SGK’lı.
Ülkemizde her yer ota ban ve alt geçit üst geçitlerle donatıldı. Deniz altından yolculuk yapar duruma geldik. Çocuklarını Üniversitede okutamayan aileler artık her ildeki Üniversitede çocuklarını okutur hale geldi.
Marmara'ydı, Havalanı dünyanın gıpta edeceği en büyük uçuş alanı ülkemize yapıldı. Baş örtüsü ile ne bir okula kızlarımız gidiyordu, ne de aileler kamu alanına baş örtüsü ile girebiliyordu. Askeri alanlara anneler çocuklarını ziyaret için baş örtüsü ile kışlanın kapısından içeriye kesinlikle alınmıyordu. Ya şimdi herkes istediği şekilde girebiliyor.
Köyler şehir havasına büründü, çamurdan kurtularak parke taşlarla döşendi. Alt yapı olayı diye köylerde bile sıkıntı kalmadı. İhtiyaç sahibi aileler TOKİ kanalı ile konut sahibi oldular. Bu hala devam ediyor, hatta kasabalarımıza kadar konut yapılmaktadır. Savunma sanayi alanda ülkemiz çok kısa sürede kendi silahlarımızı üretmeye başladı. Dışa bağımlı kalmadan insansız İHH larımızı kendimiz üreterek düşmana el açmaktan kurtulduk. Bunun ürünlerini barış harekatı esnasında gördük ve aldık.
Ülkemiz ilerledikçe, dış düşmanlar endişeye kapılarak Osmanlı ecdadımızın 600 yıl hüküm sürdüğü idareyi hazmedemeyip ülkeyi karıştırmak için ülkemizde terör örgütleri ürettiler. Gezi olayları, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi yaptılar. Ama güçlü bir lider Erdoğan sayesinde bu belalar def edildi.
Bununla yetinmeyip PKK-YPG terör örgütünü birleştirdiler. Bunlara ABD ve diğer Avrupa ülkeleri tırlar ve tanklarla Suriye'ye alenen silah taşıyarak DEAŞ terör örgütü ile mücadele etme bahanesi ile bu silahları ülkemize karşı kullandırdılar.
Savunma sanayimizi güçlendirince bu örgütleri yok etmek adına barış harekatı kararı alan Sayın Erdoğan kararlı bir tutumla Suriye'deki terör örgütünü temizleme harekatı başlattı. Harekatın başarılı olması ile ABD masaya geldi ve ne istedik ise kabul etti.
Son yıllarda birlikte hareket ettiğimiz Rusya da ayı şekilde bizimle masaya oturarak istediklerimize olumlu cevap verdiler. Çok fazla şehit vermeden Suriye’deki sınırlarımızı kontrol etmek durumuna geldik. Yani hem sahada ve masada kazandık.
Bunlar ülkemizin başında bulunan ve dirayetli bir Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan sayesinde olmuştur. Dün bizi adam yerine koymayan Avrupalı liderler ziyaret kuyruğuna girmişlerdir. Tabi bu arada ABD bize ekonomik yaptırımlar uygulayarak ülkemizi ekonomik olarak zor duruma sokmaya çalıştı, ama bu harekat sonrası bu yaptırımları kaldıracağını söyledi. Yazılacak çok şeyler var ama ben ana başlıklarla bazı hayatı önem taşıyan başarıları yazmaya çalıştım. İyi ki, hatası ile kusuru ile bir Erdoğan gibi bir liderimiz var.