Bayırbucak’dan köşe bucak kaçanlar
Son günlerde Suriye’de yaşayan Bayırbucak Türkmenleri Osmanlı topraklarında katlediliyor. Bakıyorum dün Türkmenlere yardım götüren MİT Tırlarının durdurularak aranmasına arka çıkanlar şimdi ortalığı toz duman ediyorlar. Adama sormazlar mı sen dün ne diyordun bugün ne diyorsun? Parelelci Savcı ve Polisleri arkana alıp bu masum insanlara yapılan yardımı DAEŞ’e yardım götürüyorlar diye kıyamet koparırken sen ne yapıyordun?
Türkiye’yi dünyaya şikâyet eden muhalefet partilerine ne oldu da şimdi Bayırbucak Türkmenleri akıllarına geldi. MHP hani sen Türkleri savunur arka çıkardın dün neden MİT Tırlarının durdurulmasına karşı çıkmıyordun hükümeti suçlayıp ortalığı karıştırıyordun. Kobani için dünyayı ayağa kaldıranlar acaba şimdi bu duruma ne diyecekler? İsterseniz Suriye’deki Türkmenler kim kısaca bunu sizlere aktarayım.
Yaklaşık bin yıldan beri kuzey Suriye ye dalga dalga yerleşen Türkmenlerin torunları olan Bayirbucak Türkleri, özellikle Hatay’a komşu topraklarda, Lazkiye’de ve çevresinde yaşarlar. Sayıları iki yüz bini aşkındır, ayrıca Halep, Hama, Humus, Tar tuş, Şam ve Kuneytra'ya dağılmış ülke genelindeki Türk nüfusunun ise bir milyon civarında olduğu söylenmektedir. Yıllardır süregelen baas diktası altında en temel insani haklarından mahrum yasamakta olan bu insanların, Türkçe öğrenmesini bırakın, konuşması engellenmekte, Türkiye’ye yakın arazileri ellerinden alınarak Nusayri Araplara dağıtılmakta, çoğunluğu ormancılık ve balıkçılıkla uğraşan nüfusa büyük güçlükler çıkartılmakta, Arap adları almaya zorlanmaktadır, köylerinin hemen hemen hepsinin Türkçe olan isimleri değiştirilmiştir. Asimilasyon veya Türkiye’ye göç ikilemi altında kalan bu insanlar, son yetmiş yılda kitleler halinde Türkiye’ye, özellikle Antakya, Reyhanlı, Kırıkhan bölgelerine göçmüşler. Ama hala orada yaşayan binlerce Türkmen bulunmaktadır. Türkiye’ye gelenler dernek kurmuşlardır, eski milletvekillerinden Mehmet Şandır bu unutulmuş halkın hakları için mücadele eden kişilerin başında gelmektedir.
Anlaşıldığı üzere niyet belli! Bu bölgede, etnik temizleme yolu ile Esat, DAEŞ ve PKK’ya yeni harita oluşturmak için alan açmak ve Rusya - İran ittifakı da bu tabloda belirleyici unsur olarak boy göstermekte. Buraya kadarını artık anlamayan kalmadı! ABD’nin basiretsiz politikalarının sonucu; Rusya ve İran’ın ittifak sağlamasına ve konjonktürü kendi lehlerinde çevirmesine hizmet etti.
Şimdi meseleye Türkiye boyutundan bakmak şart oldu. Türkiye’yi pasifize etmek, zayıf hükümet kurgulamak, milletin liderini etkisiz hale getirmek, Bayırbucak Türkmenlerine gönderilen MİT tırlarının önüne geçmek, bu yardımın “Türkmenlere değil de DAEŞ’e yapıldı” iftirasına herkesi inandırma çabalarının, bugün Suriye’de önümüze çıkan tabloda ne anlama geldiği artık net bir şekilde görüldü.
Mesele, Türkiye’nin oyundan çıkmasını sağlamak. Türkiye ile sınırda PKK-YPG devletini kurmak. Türkmenleri etnik temizliğe tabi tutmak. İslam âleminin birliğine ebediyen hançer sokmak. İslam dünyasında, tek gelecek vadeden devlet olan “Türkiye’yi kendi sınırları içerisinde, mahalle sorunlarıyla boğuşturmaktır” esas mesele. Erdoğan gibi bir liderin varlığının; bugünkü tabloda ne kadar hayati anlam taşıdığının ve bölgeyi dizayn etmeye çalışan güçlerin de bunun farkında olduklarını anladık. “Ayının bin oyunu, bir armut içindir” deyimi, tam da bu noktada Erdoğan’a yönelik, sözüm ona operasyonların özünü anlatıyor. Bu nafile girişimlerin tek nedeni; İslam coğrafyasında istediklerini elde etmekteki en ciddi engelin, yani Erdoğan’ın ortadan kaldırılmasıdır.
Putin’in G20 toplantısında anlattığı konunun özeti ise Ukrayna’da ABD ile savaştığı, Rusya’ya ekonomik yaptırımların mimarının ABD olduğunu, ayrıca Rusya ile stratejik kapsamda çatışanın da başta ABD ve onun yönlendirdiği Avrupa ülkeleri (başta Almanya) olduğunu da bilmeyen yok! Buna rağmen Türkiye’yi DAEŞ ortağı gibi göstermeye çalışanların, aslında içerideki medyadan paralel çetenin yönlendirmeleriyle oluştuğunu da biliyoruz.
Bayırbucak Türkmenlerinin bugünkü zulmüne sebep; Esat, Rusya, İran, DAEŞ, PKK’dır hiç kuşkusuz! Tarih silinemeyen sayfalarına; bu mazlum kandaşlarımıza yardıma koşan Türkiye Devleti’nin önünü kesmeye gayret edenleri, bu zalim ittifakın ortağı olarak yazmıştır. MİT tırlarına yönelik o hain operasyonu haber yapan ve bunu medya özgürlüğü gören zihniyetin de bu tablo da payı vardır. Bu vebali taşıyın bakayım, nasıl taşıyacaksınız!