Biraz türbinden seyretmek lazım

ERDOĞAN KAYA
ABONE OL

Pazartesi günü gece geç vakitlerde Ak Parti İl Başkanı belirlemesi sonunda nihayet bitti. Bitti bitmesine de umarım bundan sonra yeni bir çekişme yaşanmaz. Ben öncelikle yeni seçilecek İl Başkanı Sayın Abdulkadir Karatay’a başarılar diliyorum. İnanın son bir hafta pek fazla görünmemeye çalıştım nedeni bu seçim de yaşanan süreçti. Bundan dolayı 20 Aralığa kadar konuyla alakalı yazı yazmama kararı almıştım. Sanki ben aday olacakmışım gibi ne büyük adammışım ki adım Genel Merkeze kadar giderek mevzu konu olmuşum.

 Benim Ak Parti ile en ufak bir sorunum yok, belki benim kadar Ak Partiye sadakatli ve bağlı kimse de çok azdır. Çünkü parti ile ilgili “ Dün Dünde Kaldı” kitabını yazan benim o sevgi olmasa idi bu eser ortaya çıkmazdı.Benim derdim bu partinin sırtından geçinen emeksizlerle. Zaten onlarında işi sürekli iftira yapmak ve sağa sola iftira atmaktı.

 Ben bunların yalanlarını ve iftiralarını yazıp çizdim hedefime de ulaştım. Benim kızdığım ve yazdığım mesele bazı şahıslarla ilgiliydi. Yoksa ne partiyle nede ona oy verenlerle değildi. Beni hedef alanlar amacına ulaşamadılar havalarını aldılar. Ama asıl kavga önümüzdeki seçimlerde olacağı gün gibi aşikâr görünmektedir.

Ben bu süreçte tribünde olacağım ve sadece seyredeceğim. Seyrederken hiç mi bir şey yazmayacağım, elbet de yazacağım ama artık zarar vermemeyim düşüncesi içinde olmadan yazacağım. Varsa yanlışlar kim olursa olsun onu kamuoyu önünde paylaşacağız. Şuna dokunur buna dokunur diye düşünmeden yazacağız. Yazarken de kimseye iftira etmeden gerçekleri yazmayı prensip edineceğiz.

Aksaray’da belki de ilk defa böyle bir aday belirlenme süreci yaşandı. Hatta kurtla kuzu son anda sarmaş dolaş oldu. Siyasetin kirli yönlerini daha doğrusu kirli adamları tanıma imkânımız oldu diyebilirim. Ben her ne kadar dışarı çıkmasam da süreci en ufak detayları ile takip ettim. Hatta bazı gazeteci arkadaşlar sürekli beni arayıp bilgi istediler ama ben hep tribünde olduğumu söyledim ve işin dışında olduğumu kendilerine ilettim.

Son anda sevgili dostum ve kardeşim gibi sevdiğim Opr. Dr. İbrahim Yücel Köse hocamın adı Genel Merkeze iletildi. Ben bu konuyu yakın bilenlerdenim, çok da şaşırmıştım. Yücel hocamın böyle bir düşüncesi yoktu, hatta ilk etapta kabulde etmedi. Ama Genel Merkezden Başbakanın istemesi ile saygısızlık olmasın diye gitmek durumunda kaldı. Hatta İl Başkanlığına müracaatını Pazartesi günü saat 16.00 da zorunlu olarak yaptı. Kendisi, “benim işim gücüm var, bu iş için zamanın geniş olması lazım, bu işler bana göre değil” demişti. Hatta şunu dedim 20 yıldır Aksaray’da olsanız da hizmette yapsanız kendisi Aksaraylı olmayan ve seçilenler sana yabancı iftirası atarlar” da dedim.

 Her ne ise bu kavga ve çekişmelerin ana konusu önümüzdeki Haziranda yapılacak Milletvekili seçimlerinde vekil adayı olacakların yarışı idi. Bu yarış burada kalmayacak, seçimler yaklaştıkça dahada kızışacak. Bugün beraber olanların yarın ne yarış ve kavgalar yaptığına hep birlikte tanık olacağız.

O zamanda ben kıs kıs gülerek bundan keyif alacağım. Hani bir söz var ya; “ düşmanımın düşmanı dostum” diye. Bu seçimde bunların yaşandığını açıkça görmüş olduk. Ben ne Milletvekili adayıyım nede Belediye Başkan adayıyım. Bu nedenle çok rahatım, benim sadece Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı sevmekten başka bir beklentimde yok. Bu düşüncemde de devam edeceğim şahısların bana göre önemi yok.

Ancak beklentisiz olarak Erdoğan’ı sevenler benim gerçek dostum. Beklenti için burada olanlarla zaten benim işim olmaz. Zaten parti büyüdükçe kurt izi kuzu izine karıştı, kimin ne olduğu belirsiz oldu. Bizim böyle bir yarış ve beklentimiz olmadığı için işimize bakacağız.

Gazeteciliğimizi en iyi şekilde yapmaya devam edeceğiz. Adaylık sürecinde kimsenin tarafı olmadan herkese eşit mesafede olacağımızın da bilinmesini isterim. Eğer varsa kalite kaliteden de yana oluruz, ona sadece sempati duyarız. Yani kısacası hak eden herkesi yazarçizer kamuoyu ile paylaşırız ama kesinlikle taraf olmayacağım. Daha doğrusu artık tribünden olup yaşananları seyredeceğiz, biraz tribünde olmak lazım.