Bu mezarlıkta ne ihtişamlı kişiler yatıyor
Ben mezarlıkları gezmeyi ve ziyaret etmeyi seven birisiyim. Mezarlığa gidince sadece kendi yakınlarımı ziyaret etmez biraz mezarlıklar içerisinde dolaşır mezar taşlarını okuyarak, çoğu zaman unuttuğumuz isimleri görür geçmişi hatırlarım. Hatta bir zamanlar etrafında fır fır dönülen bazı insanları görürken, bazende dünyayı ben mi yarattım diye malıyla, mülküyle ve parasıyla yanına yaklaşılamayan insanların kibirlerini anımsar eskileri hatırlarım.
Geçen bir mezarlığımızda mezarına rastladığım ve kendisine ağa diye peşrev durulurdu. Bu rahmetlinin Aksaray’da arazisine güç kuvvet yetmezdi. Mezarına baktım bakımsız ve su dahi dökülmemiş toplam iki metrelik yerde yatıyor.
Adam gibi kimseye muhtaç olmadan ve müsrüflükten uzak bir yaşamı devlet bize sağlasın inanın hiçbir şeyde gözüm yok. Aksaray benim olsa, herkes halımı hatırımı sorup el göğüste dursa bana dört günlük dünyada ne faydası var, gideceğim iki metrelik mezarlık.
Dün babamın yattığı mezarlığı ziyaret ettim. Sürekli benim mezarımı şuraya yapın burada yatayım derdi. Orada yatsan ne olur, başka yerde yatsan ne olur. Hepsi iki metrelik yer değil mi? önemli olan ahiretimize iman ve Kuran işiği ile gidebilmektir.
Çoğu insanlarımızın oturduğu evler dün kimindi? Şimdi kimler oturuyor ve yarın kimler oturacak bilemezsiniz. Kimse dünyada oturduğu şaşalı evlerde oturmuyor, nasip oldu ise dört metre kefen içerisinde toprakta yatıyor.
Mezarlıkta gezerken Aksaray’ı elinde fır fır çeviren bir rahmetlinin baş taşını gördüm. Bunları görmek eskileri insana hatırlatıyor ve o günlerdeki durumu aklına geliyor. Dünyayı ben mi yarattım diyecek bir adamdı, şimdi üzerinde yeller esiyor.
Vallahi ne biriktirip ne kadar ne mal yığarak yığalım. Bunun hiçbirisini ahir ömre ve mezara götüremiyorsun. Dünyada kalan mirasçılar bölüşüyor ve eğer biraz fazla bırakıp gitmedi isen bir de arkandan sövüyorlar.
Tabi bunların farkına ne zaman varıyorsun, ahir ömürde biriktirdiğini yiyemeyecek hale gelip ben bu sağlıksız sıhhatsiz haldeki parayı pulu ne yapayım diyorsun. Biraz daha ileri gidip kabri hatırlayınca böyle süslü bir evde yatacak mıyım diye derin düşünüyorsun.
Şu defineciler definlerini nerelerden çıkarıyor biliyormusunuz. Müslüman mezarlıklarında ve kaldıkları yerlerde define olmaz. Gayri müslüm olan Bizans ve Roma döneminde yaşayanlar ölecekleri zaman kalanlarını saklıyorlar ahiretde harcarız diye.
Müslümanda böyle bir düşünce ve inanç olmadığı için Müslüman mezarlarına defineciler uğramazlar. Bizler kendi soyumuzdan gelenlere miras bırakırız. Ama önemli mirası kendimize bırakmayız, bize iman ve kabir hesabına hazırlık biriktirmeliyiz.
Dünya hırsı ve hevesatı için neler yapmıyoruz ki, ama ahiret için nereye kadar koşup biraz ahiret azığı hazırlamıyoruz. Vallahi dünya için biriktirdiklerimiz dünyada kalıyor. Ama ahiret için yaptığımız çalışma ve gayret bizimle beraber huzuru mahşere gidiyor, buna hazırlanalım.
Dolayısı ile dört günlük dünya için hırsa bürünmeyin. Şunu da alayım bunu da alayım derdine düşmeyin. Babalarımız huzura mahşere ne götürdü ise bizde onunla gideceğiz. Kimse kazancını ve birikintisini kendisi ile götürmüyor. Hayırlı evlat yetiştirdi isen başına gelip ziyaret eder. Yoksa kimsenin bilmediği unuttuğu kimse olur gidersin. Biraz maneviyatımıızı düzelterek kendimizi iman ve kurana verelim.