Çevreye duyarlı olalım

ERDOĞAN KAYA
ABONE OL

      Her sene yazıp çiziyorum, bu yaz da yazamak istedim, şehirde yaşamanın bedeli var diye. Ne zaman şehirde yaşamayı öğreneceğiz bir türlü anlamadım. Çarşıda gezerken sokakta kuruyemiş yer yere atarız, herhangi bir yerde otururken aldığımız bir kâse dolusu ay çekirdeğini oturduğumuz yere yer atarız. Çünkü onların babalarının hizmetçisi var kalkınca temizleyecek. Yaz geldi insanlar artık sokağa çıkmaya başladılar. Sokağa çıkmak güzelde sokağı korumak ayrı bir edep ister. Şehirde yaşıyorsak şehri temiz ve bakımlı tutmak Belediyenin görevi olduğu kadar bizimde görevimiz olsa gerek.

        Geçtiğimiz günlerde hafta sonu herkes sokakta ve hükümet meydanında idi. İnsanlar banklara oturmuşlar, hele geleceğimizin gençleri ellerinde birer kâse çekirdek kabukları malum sokak ortasına atılıyordu. Bir ara akşamüstü hükümet meydanından geçiyordum boş bankların yanından geçerken şöyle bir baktım inanın sanki çöplük. Bu kadar duyarsız ve vicdansızlık olmaz, hele o saatte birde rüzgâr çıkmış kuruyemiş kabukları sağa sola savrulmuş koskoca meydan sanki olmuş bir çöplük.

        Böyle bir duyarsızlığa kimsenin hakkı yok, bu şehir bizim ve burada yine biz yaşıyoruz. Kardeşim madem bu açık alanda kuruyemiş yiyeceksin bir kabuklarını içine koyacak poşet al ona koy. Avrupa’yı sık sık övüyoruz, neden bir sigara izmaritini erkeksen yere at. Görevliler görmese bile sizin o izmariti yere attığınızı gören herhangi bir vatandaş hemen sizi ihbar eder ve cezayı yersiniz.

       Temizlik imandan ve dinin yarısı hadisini bizlere öğreten yüce dinin mensupları olmamız nedeni ile eğer elin gevurunun yaptığını yapamıyorsak yazıklar olsun bize. Sonrada bir Müslüman olarak onları övüyoruz, temizliği medeniyeti benim ecdadımdan öğrenen toplum temizlikte bizi geçmiş ise oturup bir değil bin defa düşünmemiz gerekir.

        Belediye elemanları nasıl olsa temizliyor düşüncesi ve duyarsızlığı üzerimizden kalkmalı. Aynı gün çevre lokanta ve evlerden atılan çöpler Kurşunlu cami karşısına akşam poşetlerle konuyor. Tam dönüyoruz çöp arabası ile işçilerimiz bırakılan çöpleri alıyor, aldıkları çöp poşetlerini kâğıt ve plastik toplayıcıları tarafından delinmiş içleri sokağa akmış. Yazık temizlik görevlileri süpürerek çöpleri alıp araca attılar. Ama gelin görün ki, poşetlere yağlı ve bulaşıklı doldurulan atıklar sokağa aktı. Peki, bu poşetlere sulu ve bulaşıklı yemek atıklarını bu şekilde doldurmak doğru mu? 

       Eğer bu yapılamıyorsa, herhangi bir plastik kap içinde buralara konmalı. Yâda kâğıt ve plastik toplayıcılarına çarşıda olsun müdahale edilmeli. Çarşının merkezinde böyle atık bulaşıklarının saçılması hiçte uygun durum arz etmiyor.

         Geçen hafta birkaç arkadaş gündüz vakti Ulu Camii önünden geçiyoruz, birçok insan buraya oturmuş dinleniyor. Ne güzel böyle bir ortamda dinlenmek, ama gelin görün burada oturanların yarıdan fazlası mutlaka bir şeyler yiyip ortalığa atıyorlar. Bankların yanından geçerken dört tane genç çekirdek çitleyip yere atıyor, bu davranışlarının doğru olmadığını söyledim. Nerede ise bir sopa yemediğimiz kaldı üstüne üstlük birde döveceklerdi. “Size ne” deyip bizi terslediler, bunu yapan gençler belkide bir gün Belediye Başkanlığına aday olacak gençlerdi.

        Bunu gençlere anlatamıyorsak başkalarına nasıl anlatacağız. Burada çitlenen çekirdekler, rüzgârla savruluyor çimlerin arasına gidiyor buradaki çekirdek kırıntılarını nasıl çıkaracaksın. Çevreyi ve toplumun yaşadığı yerleri kim olursa olsun kirletme hakkımız yok.

      Sadece merkezde değil tüm toplumun piknik yaptığı ve temiz oksijen aldığı yerleride kirletmememiz lazım. Kötü atıklar öevreye bırakılıp atılmamalıdır. Yarın buralarda yine bizler oturacağız. Lütfen biraz olsun çevreye duyarlı olalım ve kirletmeyelim.