Çevreyi kirletmek sadece çöp atmak değil
geçtiğimiz günlerde Valiliğimiz ile Belediye Başkanlığı ortaklaşa katı atık ile ilgili bir toplantı yapmışlardı. Toplantıdan sonuç ise sıfır idi, yeniden başlanıldı. Yani bununla ilgili bu güne kadar hiçbir kurum katı atık depolama ile ilgili bir çalışma yaparak rapor hazırlamamışlardı. Neyse ki, sil baştan yeniden bu alanda çalışmaya başlandı.
Bir ay sonra ilk bahar gelecek ve insanlar yavaş yavaş dışarıya çıkmaya başlayacak. Yetkililerimiz bu konuda bir çalışma yapmadılar ama bizler olsun çevreye karşı duyarlı olalım. Çevre hepimiz için çok önemli kirletmemeye çalışalım.
Çevre insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları, fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır. Bunları etkileyen ve zorlaştıran her yanlış hareket çevredir.
Yani kısaca canlı varlıkları etkileyen dış tesirlerin tümüne çevre denir. Çevre geleceğimiz icin çok önemli katkılarda bulunur. Eğer çevremizi kontrol altında tutamazsak, bu bizim için ilerde pişman olunacak bir duruma gelir. Yaşam ve çevre birbirlerine bağlı iki önemli yaşam çerçevesidir.
Aksaray'da çevre kirliliği yapan olumsuzlukların başını trafik kirliliği çekmektedir. Yanlış park, insan ve araçların geçişini engellemek, olumsuz ve rahatsız edici egzoz sesleri ve kendinizin dışında başkalarının duyup rahatsız olacağı müzik sesleri. Bunlar başlı başına bir başkasını rahatsız edici çevre kirliliğidir.
Bir toplumda otururken veya toplu kullanım alanlarında yüksek sesle konuşmak bir gürültü kirliliğidir. Komşunun komşuyu yüksek ses ve gereksiz saat de tamirat yaparak diğer komşuyu rahatsız etmesi bir gürültü kirliliğidir. Üsteki komşunun alttaki komşuyu rahatsız edecek şekilde gürültü yapması, çocukların evde alt komşuyu rahatsız edecek şekilde oyun oynamaları ve yüksek sesle televizyon izlenmesi bir gürültü kirliliğidir.
Mesela çöp ve atık kullanımları da aynıdır. Çöpleri, çöp poşetinin ağzını sıkıca bağladıktan sonra çöp kutusuna atmalıyız. Yere tükürmemeliyiz. Ormanları kirletip ateş yakmadan korumalıyız. Ağaçlara zarar vermemeliyiz. Çimlerin üzerinde ateş yakmamalıyız. Hayvanlara zarar vermekten kaçınmalıyız. Denizleri kirletmemeliyiz. Evcil hayvanlarımızın atıklarını temizlemeliyiz.
Çevremizi sahiplenmeli, değerini önemini çocuklarımıza öğretmeli, büyüklerimize de anlatmalıyız. Enerji tasarrufu kullanmalıyız. Pis suları sokağa dökmemeliyiz. Tuvaletimizi(büyük-küçük)dışarıya yapmamalıyız. Biten Pilleri pil kutusuna atmalıyız. Piknikten sonra ateşimizi söndürmeliyiz ve asla yerde çöp bırakmamalıyız. Kağıt, teneke, cam, pil gibi geri dönüşümü olan maddeleri geri dönüşüm kutularına atmalıyız.
Böylece çevremizi temiz tutmuş oluruz. Çevre temizliği illede şehirlerde değil köy ve kırsal alanlarda da çevre temizliğine dikkat etmeliyiz. Nasıl olsa birileri burasını temizler diye yediğimiz kuru yemiş kabuklarını sokağa atmamalıyız.
Bahar geliyor elimize aldığımız kuru yemiş kabuklarını sokakta kaldırım ve oturduğumuz bankların çevresine atmamalıyız. Belediye nasıl olsa burasını temizliyor boş ver dememliyiz. Bu bir kültürdür, terbiyedir ve ahlaktır. Temizleyen var diye elimize geçeni sokağa atmamlıyız. Mutlaka elimizde bir boş poşet olmalı ve bunları çöp kutularına atmalıyız.
Bakın son yıllarda şehrimizin önemli yol boylarında ve göbeklerinde mükemmel yeşillik ve çiçekler insanın içini büyülüyor. Bu çiçek ve gülleri koparmamalıyız. Yeşil alanlar içinde ve üstünde ateş yakarak yeşilliklere zarar vermemeliyiz.
Kültür, görgü, medeniyet ve ahlaklı olmayı özümsemeliyiz. Cehalet ve görgüsüzlük eskilerde kaldı. Kendi evimizde bile nasıl olsa annem yapıyor diye ev içerisinde beraber olduğumuz anne, baba ve kardeşlerimizi üzecek çevre kirlenmesine mani olmalıyız.
Hulasa medeniyetsiz, görgüsüz, kültürsüz toplumlar gibi yaşamayı bir tarafa bırakmalıyız. Bu toplum ve yaşam alanları yine bizim burada yine biz taşıyacağız.