Cinsel istismarın yaşı olmaz

ERDOĞAN KAYA
ABONE OL

Son günlerde cinsel taciz suçlarını işleyenlere af geliyor yaygarası ile düzenleme meclisten geri çekildi. Bu geri çekmeyi sanki bazı feminist kadınların baş kaldırması ile geri çekildiği iddia edildi. Bana göre bu suçun işlenmesi zaten bir namus meselesi. İşleyenleri kim af etmeye çalışıyorsa buda başlı başına bir yanlış. Bu suçu hangi yaşta olursa olsun işleyen resmen namussuzluk yapmış demektir. Peki cinsel tacizcilere ceza verilirken istismarsız gönüllü tacizlere ne diyeceğiz? Saatlik buluşmalar neticesinde aile mefhumunu istismar edenler ne olacak? İsterseniz mevcut Taciz kanununa bir göz atalım sonra bu konuda düşüncemizi sizlerle paylaşalım.

     “TCK’nin 105. maddesi Cinsel Taciz suçunu, tacize uğrayan kişinin şikâyeti üzerine cezalandırır. Bu suçu işleyen kişiye üç aydan iki yıla kadar hapis veya para cezası verilir. Tacizin cezalandırılması için fiziksel temas olması gerekmez. Tacizde bulunan, aynı işyerinde çalıştığımız bir kişiyse cezası daha ağır olur. İşyerinde cinsel taciz, kadının ekonomik haklarını ve özgürlüğünü tehdit eder. Bu yüzden, kadınların çalışma imkânının ve hareket özgürlüğünün kısıtlanmaması için İş Kanunu da cinsel tacizi cezalandırır.

    Fiziksel taciz ise TCK’nin 102. maddesinde Cinsel Saldırı suçu olarak, kişinin vücut dokunulmazlığını ihlal etmek olarak tanımlanır. Biz istemedikçe kimsenin bize yönelik herhangi bir cinsel davranışta bulunmaya hakkı yoktur. Bu suçun cezası, saldırıya uğrayan kişinin şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapistir. Saldırganın cezalandırılması için saldırının cinsel ilişkiyle sonuçlanması gerekmez. Örneğin tecavüze teşebbüs ya da elle sarkıntılık, cinsel saldırı olarak kabul edilir.

      Tecavüz ağır bir cinsel saldırı suçudur. Sadece erkeklik organının kadınlık organına (yani penisin vajinaya) sokulması değil, herhangi bir organın veya maddenin vücuda sokulması da tecavüzdür. Bu suç, anal ve oral tecavüzü de kapsar. Ceza Kanunu her türlü tecavüzü yedi yıldan on iki yıla kadar hapisle cezalandırır. Cinsel saldırı sırasında suçu ağırlaştıran sebepler varsa, hapis cezası artırılır.”

      Şimdi kanunu okuduk ve ne demek istediğini iyi anlamış olduk. Burada hükümetin getirmek istediği husus ise yaşı küçük olup kaçak evlenenlerin cezaevine atılmalarını önlemekti. Ama bunu farklı yere çekerek tecavüzcüleri af ediyorlar diye feryadı figan ettiler.

       Geçtiğimiz günlerde televizyon kanallarında bir haber vardı zannedersem hepiniz izlemişinizdir. Küçük yaşta evlenip iki çocukları olan bir ailenin babası şikayet üzerine içeriye alınıyor. İki çocuk ve bir kadın ortada kalıyor ve perli perişanlar. Kadın kocamı istiyorum, çocuklar babamızı istiyoruz diyor.

       Peki bu aile hasbelkader bir yanlış yapıp küçük yaşta kaçıp evlenmişler. Niyetleri halis ve iki çocukları olmuş. Kadın dört gözle eşini bekliyor, niyetleri halis olan bir ailenin erkeğini birkaç yıl sonra cezaevine atmak sizce doğru mu? Bunun neresi Allah aşkına taciz ve cinsel suç?

      Bugün küçük yaşta pek çok okuyan kız ve erkek çocukların erkek arkadaşları mevcut. El ele kucak kucağa gezip dolaşıyorlar. Yasanın yasak ettiği her şey mevcut, ama bunlar gönüllü beraber oluyormuş efendim suç olmazmış. Peki ailenin ahlaki değer ve terbiye kuralları nerede?

      Evli veya bekar birçok insan bu suçu alenen ve gizli olarak işliyor. Şimdi bunun adı ne oluyor. İş arkadaşı, tanıştığım arkadaş veya başka bahaneler. Böyle ahlak dışı ilişkiler yaşandığında arkadaş oluyorsun da. Neden evlilik amacı ve birlikteliği olunca gayri meşru oluyor?

      Sen her melaneti yiyip her gün birisi ile beraber olup yatacaksın. Kimse bir şey demeyecek adı gönüllü beraberlik olacak. Dinen de olsa maddi ve manevi evlilik yapıp beraber olana namussuzluk adedeceksin. Soruyorum hangisi namusluluk, hangisi namussuzluk?

      Yine söylüyorum o kadar insan var ki, kaçak göçek gayri meşru ilişki içindeler. Hatta ayakkabı değiştirir gibi erkek ve kadın değiştiren insanların yaptığı fuhuş gönüllü olduğu için namusluluk veya arkadaş ilişkisi mi oluyor?

      İnsanlar buna karşıyım derken önce kendilerine ve yaşantılarına aynada bir bakacak. Evdeki nasıl olsa garanti, dışarıdaki gelip geçici zihniyetini düşünüp yaşayanlar önce kendilerine bakmalılar. Yoksa niyetleri halis olan insanların beraberliğine taciz gözü ile bakmamalılar. Bundan dolayı küçük yaşta halis niyetle evlenenler bana göre af edilmeliler. Taciz konusu ise çok farklı ve bunu kim yapmış olursa olsun en ağır ceza ile cezalandırılmalıdırlar.