Deniz yanmaz ama coz dedirtir

ERDOĞAN KAYA
ABONE OL

Nasrettin hoca elinde közle denizin kenarında beklerken, oradan geçen bir vatandaş,

“ Hocam denizin kenarında elinde közle neyi bekliyorsun?” demiş.

Hoca, “ elimdeki közle denizi yakacağım da nasıl yakayım diye onu düşünüyorum” demiş.

Adam, “ bre hocam közle deniz mi yanar, gel sen bu işten vazgeç” demiş.

Hoca, “ valla denizin yanmayacağını bende biliyorum ama coz da mı dedirtmem?” demiş.

Aynen hocanın misali, İstanbul seçimlerinden sonra Ak Parti içerisinden bir parti kurma sevdası başladı. Bu sevda son günlerde ilimizde yansımış durumdadır. Partiler kurulmadan önce teşkilatla ilgili alt yapı çalışmaları yapılır.

İlimizde de aldığım duyuma göre bir bağ evinin bahçesinde gece toplantı yapılmış. Bu toplantıya Ankara’dan Ali Babacan ekibinden bir isimde katılmış. Konu burada kurulacak yeni partiyi nasıl teşkilatlandırırız konusu üzerinde toplantı yapılmış.

Bu toplantıya kenarda kalmış, bir kaç eski il başkanı ve yönetimde bulunmuş siyasiler. Hatta ne derece doğru Belediye meclisinde yeni meclis üyesinden birisinin de katıldığını duydum. Tabi ne karara varıldı nasıl bir streteci oluşturuldu bunu ileri ki günlerde göreceğiz,

Ak Parti elbette 17 yılın verdiği yorgunluk ve bıkkınlık gibi bir duruma gelince yeni hamleler başlar. Elbette bir parti 17 yıl sürekli iktidar olunca mutlaka yıpranıyor. Yıpranırken parti içinde küskün ve kırgınlar oluşuyor. Bunlarda ne yapıyor hemen parti kurmaya çalışıyorlar. Bu tür girişimler eskidende oldu ve yaşandı ama sonuç alınamadı.

Parti içerisinden küserek, kırılarak veya ben dışlandım diye kızarak parti kuranlar bu güne kadar hiç başarılı olamadılar. Ancak ne oldu biliyormusunuz, parti kurarken ayrıldığı partinin üst kademesinin yüreğine Nasrettin Hoca misali coz dedirtti.

Rahmetli Özal’ın gelişine bir bakarsak, 80 ihtilalinin içinden gelenler ihtilalin tarafı olduğundan vatandaş sivil olan Özal’ı tercih etti. Zaten diğer partilere ihtilal kadrosu seçime girme hakkı vermedikleri için vatandaş Özal’ı tercih etti, o da ülkeyi iyi idare etti.

Anavatan Partisinin son dönemlerde parçalanıp bölünmesi, bir Cumhurbaşkanı seçememesi ve koalisyonların anlaşamayarak ekonominin zirveye çıkması sonucu. Belediye Başkanı iken okuduğu bir şiir nedeni ile içeriye alınan Sayın Erdoğan parti kurdu, yine partisinin başında olmasına seçime sokulmadı engel olundu. Yani ekonomik krizler ve Erdoğan’ın mağduriyeti o dönem bir partinin çıkmasına vesile oldu ve 17 yıldır devam ediyor.

17 yıl düzenli bir şekilde iktidar olan bir lider olmamıştır. Dolayısı ile Sayın Tayyip Erdoğan’da halk iyi iletişim kurarak halkın istek ve taleplerini karşılarken, dış dünyaya karşıda eğik değil dik durması onu halkın gönlünde taht kurmasına yetmiştir.

Parti içerisinde dışlandım diye parti kuranlar bu güne kadar hiç başarılı olmamıştır. Abdullatif Şener ve Erkan Mumcu örneğinde olduğu gibi. Bu oluşumlarında ömrünün uzun olacağını düşünmüyorum. Ancak olsa olsa Ak Partiye ilk seçimde coz dedirtip kısmen bölerler. Bunun sonucu ne olur koalisyonlar oluşumuna neden olur eskiye döneriz.

İşte bu bölük börçükten sonra kimsenin bilmediği beklemediği bir lider çıkar parti kurar, iktidara talip olur. Yoksa eski kırgın küskünlerle bir araya gelerek hedefe varılmaz. Hedefe halkla varılır, halkın olmadığı çıkış boş çıkış olur.

Yeni parti kuracaklarda ne yapsınlar, ilk iş eski kıyıda kenarda kalan partililerle bir araya gelip önce onlarla irtibat kuruyorlar. Bakalım görelim mevlam neylerse eyler, güzel eyler deyip bekleyelim görelim.