Deprem ilahi ikaz mıdır?
Uzun yıllar önce muhtemelen 28 Şubat dönemi idi. Bir muhterem konuşmasında, “ deprem ilahi ikaz” dediği için hapis cezası verilmişti. Bende elbette deprem ilahi bir ikazdır diyorum. Bunu nereden söylüyorum, tefsir, hadis ve ilmihaller böyle derken bir hadiste de ilahi ikazdan bahseder. Bu ikazlar gelirken günahlı günahsız ayırt etmez. Belki günahsız kişiler umumi musibete daha çok duçar olurlar. Bazen gelen musibetlerden sabi insanlar daha çok zarar görürler. Depremde aynen böyledir, gelen felaket umuma gelmektedir. İnsan ayırt edilmemektedir. Fıkıh kitaplarımızda önemli sualler ve bu suallere cevap vardır. Deprem ile ilgili çok soru aldığım için kısaca bahsedeyim.
Sual: Depremlerin sebebi nedir? Ölenler şehit mi? Depremden kaçmayan intihar mı etmiş olur mu?
Cevap: Ekseriya depremler ilahi bir ikazdır. Âlimler, (İki Z olunca üçüncü Z gelir) demişlerdir. Yani Zulüm ve Zina çoğalınca Zelzele olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Zina yayılınca depremler çoğalır.) [Deylemi]
(Günahlar açıktan işlenmeye başlanınca, iyi kötü herkes genel bir azaba maruz kalır.) [Taberani]
Depremler kıyamet alametlerindendir. Buhari’deki hadis-i şerifte, (Depremler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz) buyurulmuştur. Kıyametin ne zaman kopacağı bildirilmedi. Fakat, Peygamber Efendimiz birçok alametlerini haber verdi:
Mehdi gelecek, İsa gökten inecek, Deccal çıkacak. Yecüc Mecüc her yeri karıştıracak. Güneş batıdan doğacak. Büyük depremler olacak. Din bilgileri unutulacak. Kötülük çoğalacak. Dinsiz, ahlaksız, kimseler Emir olacak, Allahü teâlânın emirleri yaptırılmayacak. Haramlar her yerde işlenecek, Yemen’den bir ateş çıkacak. Gökler ve dağlar parçalanacak. Güneş ve Ay kararacak. Denizler birbirine karışacak ve kaynayıp kuruyacaktır.
İlahi ikazdır İnsanların isyandan vazgeçmesi için ilahi bir ikaz olan depremden ibret alınmalıdır. Sel, deprem, kuraklık gibi, ilahi musibetlerin ara sıra zuhur edişi, Allahü teâlânın sonsuz nimetlerine, lütuf ve ihsanına karşı isyanda olanları ikaz mahiyetindedir. Hiçbir nimet ve felaket sebepsiz değildir. Düşünebilenler için nice hikmetleri vardır. Günahların affına sebep olduğu gibi başka hikmetleri de vardır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ümmetim için depremler günahlarına kefaret olur.) [Hakim]
(Allahü teâlâ, depremleri iyilere öğüt, müminlere rahmet, kâfirlere ise azap kılar.) [İ.Asakir]
Âlimler, (Tehlikelerden, gücünüz yettiği kadar sakınınız. Çünkü, güç yetmeyen, dayanılamayan şeylerden uzaklaşmak, Peygamberlerin âdetidir) buyurmaktadır.
Kapalı yerde iken deprem olursa, oradan açık bir yere kaçmak müstehaptır. (Bezzâziyye)
Deprem olunca evden çıkıp açık yere gitmelidir. Resulullah efendimiz, yolda eğri duvarın önünden koşarak geçti. (Hindiyye)
Bu fetvalardan anlaşıldığına göre, depremden kaçmayan intihar etmiş sayılmaz. Müstehabı terk etmiş olur. Depremden kaçmayan mutlaka ölür diye bir şey yoktur. Depremde ölenin imanı varsa mutlaka şehittir.
Hadis-i şerifte, (Suda boğulan, yangında ölen, duvar ve enkaz altında kalarak ölen, şehittir) buyuruldu. (İbni Asakir).
Müdahene nedir?
Sual: Genel olarak haksızlıklar çoğalınca, günahlar işlenince depremler ve diğer belalar zuhur ettiğine göre, bu haksızlıklara ve günahlara engel olmak gerekmez mi?
Görüldüğü üzere son dönemlerdeki yaşantılarımıza bir göz atalım. Zina konusunda ki, durumumuzu bir irdeleyelim. Sanki ahir zaman alametleri yaklaşmış gibi bir dönem yaşıyoruz.