Dürüstlük muhafaza edilmeli
Eskiden okkaya kilo, kulacada uzunluk denirdi. Ben bazen zaman zaman yazarım, bir adam sürekli dürüstüm diyorsa, ya hırsızlık yapıyor, ya da hırsızlığa zemin hazırlıyordur. Dürüstlük herkeste olması gereken bir vasıf, kimsenin dürüstlük babasının malı değildir. Dürüstlüğün okkası, kulacıda yoktur, ya dürüstsün ya da dürüst değilsin. Çalmak çırpmak ille bir yerden bir şey çalıp çırpmayla olmaz. Hak etmediğini alıyor, ya da buna kılıf uydurarak alıyorsan bunun adı nedir?
Efendim karşılığında belge verdim, direk değilde endirek aldım mı oluyor? Bir idareci beytül malı hak etmediği kimselere yediriyorsa o zaman bunun adı ne? Sevsinler senin gibi dürüstü.
Temel bir gün boynunu bükerek bir zenginin yanına yaklaşır. Zengin adamdan sadaka ister.
Zengin adam: “ utanmıyormusun dilenmeye? Baksana güçlü kuvvetli bir adamsın” der.
Adam: “ bir derdim var ki çalışmama mani oluyor ”
Zengin adam: “ neymiş o derdin”
“ valla ağam ne olacak işte tembellik” der.
Bu cevap zengin adamın hoşuna gider ve cebinin köşesindeki kuruşu adama uzatır:
“ al şu kuruşu bakalım, ama bak bu parayı sana acıdığımdan değil, doğru söylediğin için veriyorum” der.
Temel ne güzel anlatıyor, çalışmayı sevmiyorum aylaktan geçinmek istiyorum diyerek açık açık söylüyor ve adamında hoşuna gidiyor avantasını alıyor. Bunun adı ne gerçekten de dürüstlük değil mi? Hadi sakat, hasta ve arızalıyım diyerek dilense bunun adı dürüstlük mü sahtekârlık mı? İşte benim burada söylemek istediğimde direk değilde endirek hırsızlık yapanlara.
Böyle hırsızların sayısı inanın az değil, dürüstlükte kimseye yer bırakmaz. Adam bir kurum ve kuruluşun yöneticisi, ama bulunduğu kurumun parasını hak edenlere değilde, gereksiz yere yemek, hediye gibi kendi amaçları uğruna kullanıyorsa bunun neresi dürüstlük?
Bazen yazarım adam bir kurumun adına iş yapmış gibi gayri resmi fatura kesip onu cebine koyuyorsa. Buna sebep olanda, bu hak etmediğini alanda dürüst mü oluyor? Sokağa çıkınca sarı öküzden dem vururcasına dürüstlüğü kimseye bırakmıyor.
Bu hırsızlığın ispatı da inanın çok zor, çünkü alan memnun veren memnun. Hele karşılığında birde belgen varsa kimseye hesap vermek durumunda kalmazsın. Üç metrelik işe beş metrelik kazanç karşılığı para alırsan bunun adı dürüstlük mü?
Fakir ve fukaranın halka hizmet için verdiği vergileri sen her gün kuş sütü ile beslenenlere yemek olarak vereceksin. Oraya çağırdığın insanların dışından kimseyi sokmayacaksın bunun adına dürüstlük diyeceksin. Buna karşı çıkan olursa onunda hesabını görüp defterini düreceksin.
Ben buradan şahısları hedef almadan halktan aldığını halka harcamayıp özel işlerine harcayan herkes bundan nasibini almalı. Birazda vurgunculuk yapıp ta suçsuz günahsız insanlar beni gördü diye iftira ve karalama yapanlar buradan nasiplerini alırlarsa sevinirim. Şantaj ve tehdit yolu ile haksız kazanç elde edenlerde böyledir.
Ha son olarak şunu söyleyim, küçük vurgun yapanların yanında sessiz sedasız memleketi dolandırıp çalan çırpanların durumu ise çok daha kötü. Onların çalıntıları milyonların hakkını gasp ederek yemek. Ama onun hesabı inanın çok zor. Huzuru mahşerde hesabını çok zor verir.