Ege notları
Torunlar ege de olunca her yıl yaz aylarında mümkün mertebe ege’ye gider bir süre dinlenme imkanı bulmaya çalışırım. Bu senede Bayram dolayısı ile kurbanımızı kestikten sonra yola çıktım. Yollar diğer günlere nazaran biraz sakindi. Allah devletimize zeval vermesin yollar fevkalade güzel ve akıcı bir şekilde tamamlanmış. Afyon ilini geçtikten sonra her yer yemyeşil ve sanki karaya rastlayamazsınız.
Manisa iline girikten sonra Ahmetli ve Turgutlu arasındaki o koca yüksek dağların yemyeşil alanlarında duman yükseliyordu. Sizlerin belki bu orman yangınını televizyonlardan seyretmişsinizdir ben ise bunu bizzat görerek yaşadım.
Sonra Turgutlu’ya vardığımda biraz dinlenip dünürün kaldığı dağ içindeki Çatal köprü köyüne geçtim. Yangın buradan daha yakın gözüküyor, helikopterler sürekli yangına müdahale ediyordu. Tabi bu bölgelerin içerisinde bir çok köyler var. Dağ eteklerine çıkan yollar var.
Ben bu köyleri geçen sene gezme imkanı bulmuştum. 10 köy boşaltılırken, iki köyde yangın içerisinde kalmış. Zarar gören köylüler olmuş. Kurban dolayısı ile dağ eteklerine pikniğe çıkan insanlardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Tabi bu yeşillikler kolay kolay yetişmiyor, hem ağaçlar yanarken dağ içerisinde yaşayan canlılarda zarar görmüştür.
Ertesi günü dünürün kardeşi rahatsız olduğu için damatla beraber Manisa iline geçtik. Manisa ilinde dolaştıktan sonra tekrar Turgutlu ilçesine geçtik. Torunları alıp ertesi günü İzmir iline geçtim.
Burada Alsancak'tan vapurla Karşıyaka ilçesine geçtim. Burasını az da olsa eleştirmek gerekirse, bu bölgenin yaşamı hiçte bize göre değil. Erkeği de kadını da giyim olarak bizim örf ve adetlerimize uymayan bir giyim tarzları var.
Tabi benim yaşam tarzıma da uygun değil. Hanımlar akşam evlerinde giymeyeceği bir giysi ile sokaklarda dolaşıyor. Alsancak da sahil boyunda biraz yürüdük, inanın oturup dinlenme yeri göremedim. Daha doğrusu bana göre yer bulamadım. Herkesin elinde kadınlı erkekli herkes birer alkol şişesi ile sahil boyunda ağaç gölgelerinde açıktan alenen alkol alıyor.
Bayramın üçüncü günü Kemalpaşa ilçesine geçtim, benim oğlan netten bir yapay gölet bulmuş. Torunlarla buraya gittim. Bu yapay göletin adı eski başbakanlarımızdan Binali Yıldırım göleti idi. Gerçekten çok hoşuma gittiğini söyleyebilirim. Çok sakin ve kontrolü çok güzel ailelerin rahat gidebileceği bir yer.
Aslında böyle bir yapay gölet ve etrafı yeşil alan aile park yeri her yerde yapılabilir. Mesela Kemal Paşa ilçesinde nazar köy diye bir yer yapmışlar. Normal bir su akan dere içerisi. Bana göre hiçbir özelliği yok. Ama o kadar insan oraya akıyor ki anlatamam.
Mesele burasını cazibe merkezi olarak göstermişler ve tanıtmışlar. Bir şey yemeden çay bile içmeniz mümkün değil. Sadece közleme yapıyorlar bir közleme ve çay içerseniz 20 lirayı öder gidersiniz. Burada iş yapan bölge insanı sanki para basıyor. Bu tür yerler neden Aksaray’da olmasın diye düşündüm. Bu Hasandağı bölgesine yapılarak tanıtılabilir.
Ben yazıyı kaleme aldığımda halen buradayım. Bakalım dinlenip gezdiğimiz kadar gezmeye devam edeceğiz. Eğe’den tüm okurlarımı selam ve saygılarımla.