Eleştirilmemek kötü

ERDOĞAN KAYA
ABONE OL

Önemli işler yapan, siyaset yapan, ticaret yapan, sanat işi ile uğraşan ve her mesleğin insanları yaptığı işlerden dolayı eleştirilip konuşulmuyorsa bir yanlışlık vardır. İşinin erbabı olan insanlar her zaman eleştirilirler. Eğer eleştirilmiyorsa demek ki insanların ilgi alanına girmiyordur. Eleştiriliyorsa demek ki insanlar o insanı takip edip ilgileniyorlardır. Bu ilgi boş işler için değil yaptığı mesleki işlerden dolayı ise o insan için mükemmel işler demektir. Konuşulmamak, ilgi alanlarına girmeme meslekte başarısızlık demektir.

      Bundan 20 yıl falan önce idi, bir dostum bana bir konu anlatmıştı. Kendisi bir işyerinde çalışırken patronu sormuş:

       “çarşıda benim hakkımda neler konuşuluyor, benimle ilgili kimler neler söylüyor?” demiş.

      Bizim arkadaş cevap vermiş:

      “ doğruyu söylesem senden korkuyorum, yanlış söylesem Allahtan korkuyorum” demiş.

      Patron, “ inan oğlum ne söylüyorlarsa söyle hiç kızmam” demiş.

      “ valla ağam çarşıda seninle ilgili hiç iyi şeyler duymuyorum” demiş.

      Patron, “ oğlum ben senden bunu soruyordum, hiç konuşulmamak daha kötü. Hakkımda konuşmanın iyisi kötüsü olmaz, demek ki bir şeyler yapıyorum çekemeyenler konuşur” demiş.

      İyi şeyler yapan insanlar her zaman konuşulur, çekemeyenler eleştirir. Dost olan insanlar ise yapılan iyi şeyleri metheder. Hazımsızlar vardır, eften püften meseleler için pireyi deve yaparlar. Kendileri ortaya bir şey koyamayınca başkasını eleştirmekle yetinirler. Aslında bu tür insanları muhatap alıp büyütmeye değmez. İşiyle değil başkasına çatarak, eleştirerek büyümeye çalışanları gündemde tutmaya değmez.

       İnsanlar eleştiriden hiçbir zaman rahatsız olmamalılar. Ama bu eleştiriler, eğer belden aşağı, kişinin onuru, gururu ve şahsiyetini küçültmeye yönelikse o zaman gereğini yapacaksın. Ama gelin görün ki, bazı insanlar eleştirirken eleştiri sınırını aşarak başkalarını küçümsemeye ve aşağılamaya yönelik eleştirilerden kaçınmazlar. Onlara da cevap verme yerine hukukun önüne çıkarıp hesabını soracaksın.

       Bazı insanları hiç sevmeseniz de, görmekten nefret etseniz de takip etme gereği duyarsınız. Bugün ne yapmış ne başarı sağlamış, ya da benim hoşlanmadığım ne yapmış diye istemeseniz de takip edersiniz. Demek ki, o insan gerçekten bir şeyler yapıyor demektir. Önemsemezseniz o zaman o insan bir şeyler yapmıyor demektir.

      Bende bazen hiç sevmediğim ve nefret ettiğim bazı gazeteciler var. İster istemez bugün ne yazmış diye takip ediyorum. Eğer kendisini bana takip ettiriyorsa sevmesem de fikrime uymasa da demek ki başarılı bir gazetecidir.

      Siyasetçilerde öyledir, benim partimden değildir diye beğenmeyebilirsin, ama adamın başarısı varsa bükemediğin bileği öpüp takdir edeceksin. Başarılı insanları ille de benim gibi düşünsün diye bir beklenti içinde olmayacaksın.

       Veya onun başarısızlığını beklemekten bir gün verem olup ölürsün. Onun başarılarını kıskanmak yerine sende kendi başarılarını ortaya koyarak tatlı bir yarış ve rekabete girmelisin. Bunu becerip başaramıyorsan kuyruğunu bacağının altına çalıp oturacaksın.

       Toplum artık eskisi gibi değil, teknoloji dünyasında yaşıyor. Her şeyi günü birlik takip ediyor ve her şeyden haberdar. Kimin iyi veya kötü işler yaptığını saati saatine takip ediyor.

       Bir insanı herkesin beğenmesi ve takdir etmesi mümkün değil. Zaten herkes beğenip takdir ediyorsa mutlaka bir yanlışlık vardır. Bana bazen, “ sen nasıl gazetecisin tarafsız değilsin” diye soran okuyucular oluyor. Kendisi bir taraf olan insanın benim tarafsız olmamı beklemesi kadar abesle iştigal bir durum varmıdır? Sanki biz ayda yaşıyor fikrimiz ferasetimiz hiç yokmuş gibi bir soruya muhatap oluyoruz.

      Bu nedenle iyi işler yapanlar her zaman eleştirilirler. Eleştirilmeyen insanlar bir şey yapmıyor demektir. Ama eleştiriler özel konularla, şahsiyeti ile ilgili olmadığı sürece güzeldir.