Gelin biraz düşünelim

ERDOĞAN KAYA
ABONE OL

        Özlü sözlerle bu gün sizleri biraz düşündüreyim ne dersiniz?

       Bizi o kadar ahmaklaştırdılar ki adeta profesörde olsak mesleğimizin dışında belki hiç bir şeye aklımız ermez oldu.

Şimdi bize yön veren Kur'an ve sünnet değil, ecnebilerin yönlendirmesidir. Kimimizi madde ile kimimizi korku ile esir ettiler ve emirlerinde çalıştırdılar. Ne yazık ki bizi yanlış yönlendirenleri de gözümüzde Kahraman yapıp sanki vatanperver gibi lanse ettik.

    Dünyaya öyle bir daldık ki, bu yüzden Allah'ı ve ahireti unuttuk. Artık gözlerimiz hakkı görmez, kulaklarımız ise işitmez oldu.

     Basiretimizin körleştiği bu zamanda, hırsı dünya ile dolu olmamız ve propagandayı ecnebiye, dostu düşman, düşmanı dost görmemize vesile oldu.

     Fitne ve bozgunculuk kıyamete kadar bitmez. Allah inşallah bizi fitneye maruz olanlardan etmesin.    

Hürriyetin kıymeti gerçek bir abd olunca bilinir.

Ahmağa en güzel cevap susmaktır. Çünkü hiçbir şey anlamayacağı için tükettiğiniz vakit ve her nefes boşa gider.

    Kendi kuyusunu kazan ve bindiği dalı kesenin neticeye katlanmaktan başka çıkış yolu olmaz. Sonu düşmektir.

     Çoğu kez zarara bile bile gidiyoruz. Bir kaidedir : "Zarara bile bile gidene acınmaz ve müstahak da değildir." Ancak yinede Rabbimizin rahmetine sığınmayı şiar edinmek gerek.

     Bu ümmetin en büyük düşmanlarından biriside kötü din adamlarıdır. Onlara güvenip itimat edenlerin vay haline.

     Kendini beğenen ve kendine güvenenin sonunun hüsran olmasından korkulur.

      Herkesle münasebetin olabilirsin. Ticaret yaparsın, komşun olabilir. Mahalle ve aynı şehirde olursun. Ama herkesle dost olamazsın.

     Başkalarının kusuru seni meşgul ederse, sen güzel işler yapmaya fırsat bulamazsın.

     Zulüm ile Abad olunmaz. Çünkü tarih buna şahit olmamıştır.

      Muhabbetin gözü kör olur. Çünkü insan muhabbet ettiği kimsede kusur görmek istemez.

       Dünyada insan dört dörtlük bir SAADET yaşayamaz. Burada numunelerini yaşasa da asıl SAADET yeri ahirettedir.

      "Kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmaz" diyen atalarımız, Kılavuzu gâvur olanın neye müptela olacağı iyi düşünülmelidir.

     Ölümü öldürmek ve kabir kapısını kapatmak mümkün olmadığına göre, ahirete inananların imanlı ölmek için çaba harcaması zaruridir.

     Başkalarının dalaleti bizim hidayetimize mani olmasa da, genel huzura etkisi vardır. Çünkü küfür ve inkâr kâinatı tekzip olduğundan bütün mahlûkatın hukukuna tecavüzdür.

Hâkimiyeti amme davasında olanların süreceği hâkimiyet en fazla olsa olsa elli altmış senedir. Fakat hesabı ebedi olabilir. Onun için atalarımız buna ateşten gömlek giymek demişler.

      Herkes hata yapar yanlış yapar. Belki bazı hata ve yanlışların telafisi de olabilir. Lakin itikadı hataların ölmeden önce düzelmemesinin hiç telafisi olmaz. Ebedi bir cezaya müstahak olunur.

    Kimseye karşı faziletfuruşluk yapmak haddim ve hakkım değil. Çünkü torbamda günahtan başka birşeyim yok. Ancak her gün imanlı ölmek için dua ediyorum.Bu zamanda imanlı ölmek çok zor bir olay. 

    Akli melekelerini kullanabilen tek canlı insandır. Lakin bu asırda bu çok zorlaştı. Çünkü aklı karıştıran etkenler çoğaldı ve insanın da tetkik etme zafiyeti arttı. Bu yüzden kargaşa arttı.

Türkiye'de Aziz Nesin gibi harbi ve açık kâfirler az bulunur. Fakat münafık çok olduğunu hissediyor, ama yetkim olmadığı için hukuki engellerden dolayı söyleyemiyorum

    Yaklaşık yetmiş yıl önce bir zat keşfiyatında, o gün ölenlerden kırk kişinin sekaratta bir iki kişi dışında imansız öldüklerini keşfetmiş. Şimdi ise belki de bu binde bire çıktı. Allah bize imanlı ölmeyi, münafıklardan uzak durmayı nasip etsin.

      Bu düşüncelerimi bende nefsime al diyorum, bedbaht nefisi hep beraber terbiye edelim.