Gereksiz yere kahramanlık yok
Geçtiğimiz günlerde 40 metrelik yol çalışması ile ilgili bir eleştiri yazısı kaleme almıştım. Yazım aslında eleştiri değil zamansız çalışma, zaman ve zemini iyi ayarlanmalı demiştim. Bu yazımı okuyan bir okurum iki gün önce beni tebrik ederken, “ neden senin dışındaki gazeteciler konuyla alakalı bir şey yazmıyor” dedi. tabi bu sorunun cevabı arkadaşın sorduğu kişilere aittir. Gazetecilik artık karşılıklı bedel ile yapılan bir meslek haline geldiğini söyleyebilirim. birde böl, parçala ve kullana dönünce iş çığırından çıkmıştır.
Şunu hemen söylemem gerekirse, benim herhangi bir kurum ve kuruluşların dışında şahıslardan bir beklentim yok. Böyle bir beklentiye herhangi bir ihtiyacımda yok. Uzun lafın kısası bir beklenti için ucuz kahramanlık yapma özelliğimde yoktur.
Gazetecilik bağımsız ve kendi kendine yetecek ve başkalarına ihtiyaç duymadığın sürece rahattır. Ama kurum, kuruluş, STK ve hatta bir esnafın eline bakacak duruma gelirsen onlar ne diyorsa onu yazar çizersin. Onu görünce elini ayağını ovalar durursun.
Hamdolsun saygı, sevgi ve dostluğun dışında benim kimseden bir beklentim yoktur. Dostluklar ve saygı bakidir. Bu nedenle ben gerçekten bu konuda rahatım ve rahatta yazmaya devam edeceğim. Tabi toplumun menfaat ve yararına olan konularda olacak.
Ot biter gibi eline geçen ben gazeteciyim diye ortaya çıkarsa bu mesleğinde suyu çıktığı gibi. Kimseyi eleştirip doğruları yazamazsın. Yazarsan bayramdan bayrama verilen nemalar ya kesilirse ne yapacağız ortaya çıkar.
Dolayısı ile okuyucu doğru haber ve bilgi almaktan uzak hale gelir. Buda okuyucunun doğru haber alma özgürlüğünü kısıtlar ve yalan yanlış şeyler duyar inanırız. Basın özgür deniyor kesinlikle değil, şimdide ağa babaların elinde esir durumdadır.
Eğriye eğri, doğruya doğru diyebiliyormuyuz? Diyen varsa beri gelsin herkes ekonomiyi gerekçe gösterir. O zamanda malum kesim neyi istiyorsa ona göre size haber yaptırıp yazı yazdırırlar. Sende gazetecilik yaptığını zanneder gezersin.
Bu meslekte kalite ve ekonomi çok önemlidir. Birde yazılı medya zaten dibe vurmuş durumda. Sosyal medya haber bilgileri anında ve zamanında zaten herkese duyuruyor. Hatta ve hatta artık televizyonlar bile izlenmez duruma gelmiş bir durum yaşıyoruz.
Kaç tane genç akşam evde oturup televizyon seyrediyor bana söyleyebilirmisiniz? Herkesin elinde bir telefon oradan yalan yanlış her şeyi okuyup öğreniyor. Z kuşağına kimse televizyon izletemez, bizim yazılarımızı bile sosyal medyadan okuyan okurumuz çok.
Ama maalesef Aksaray’da medya diye bir durum kalmamıştır. Kalite her geçen gün düşmüş ve bunu anlayan kesimlerde böl parçala yut hesabı basını 40 parçaya bölmüş. Aslında bunun arkasında tamamen ekonomik nedenler var. 13 tane cemiyet hortlamış, ben cemiyet olmazsa gazetecilik yapamam mı? cemiyet olunca gazeteci mi olunuyor?
Basın basınlığından çıkıp ekonomik hesabına dönüşünce bunu kullanmak daha rahat olduğu için bir bakıyorsunuz solcu sağcı ve sağcı da solcuyu methediyor. Demek ki, para bazen zoru bozuyor ve kişiler dönebiliyor. Allah bizleri bu gidişattan uzak tutsun.
Bilmem biraz konuyu irdeledim neden bazen doğrular görüldüğü halde yazılmadığını. Yazılmamasının nedeni başta ekonomi, basında kalite ve ağababaları görüşü düşüncesi ne olursa olsun benim yanımda ise ondan daha iyi kimse yok düşüncesi. Dostluk, kardeşlik ve sevgi diye bir şey kalmamış anlayacağınız.