Gönül dostu Fevzi Dede

ERDOĞAN KAYA
ABONE OL

Geçtiğimiz günlerde Aksaray Kadir Üç yıldızHuzur Evinde Televizyon programı çekerken uzun zamandır kendisini tanıdığım ve orada kalan yüksek tahsilli Fevzi Dedemiz var. Ben her gidişimde kendisi ile sohbet eder dertleşirim. Son gidişimde İnternet üzerinden paylaştığı güzel derlemeleri var. Kendisi bunları sen paylaşırsın diye düşünüyordum diye üstü kapalı sitemde bulundu. Ben bugünkü yazımda insanı bazen düşündüren bu paylaşımlarından bazılarına yer vereceğim. Ama Aksaray’a gelişi ile ilgili kısa bilgi vereyim.

     Fevzi Dede belli bir yaşa geldikten sonra tabi yalnız kalır. Kendisi bir huzur evinde kalmak ister, kalmak istediği Huzur evlerini görmek istemesi nedeni ile Aksaray’amisafir olarak gelir. Geldiği bu misafirlik aslında bir haftalık.

     Ama bu misafirliği yanılmıyorsam 7 yılı bulmuş ve buradaki huzur ve hizmeti sevdiği için kalmaya karar vermiş. Eski iş arkadaşları kendisine, “ sendemi” diyenler olmuş. Ama daha sonra kendisini ziyarete geldiklerinde, “ Fevzi Dede bize buradan yer ayır” demişler. Evet, böyle bir gelişle kalan Fevzi Dedenin o güzel paylaşımlarını sizlere sunuyorum:

     Balıktan gayrısı suyun akandı, nasipsizingönlü gecikip yandı; pişkinin hâlini hiç anlar mı ham?Söz kısa gerektir imdi vesselam.

     Kurtul, zincirleri kırıp ey oğul, yetmez mi ki oldun altınlara kul.

Kardeşlerim!  Aklınız bir servet ve bir makama bağlı kalmasın. Yalnız kalp gözlerinizin açılmasını düşünün. Birbirinizi çok sevin. Çünkü düşman pusuladır.

Gerçeksevgilide görüntü yoktur. Güneş ışıkları duvara vurunca duvar parlaktır, güzeldir. Fakat bu güzellik,  bu parlaklık duvarda, duvarın üstünde değil, güneştedir...  Duvar yıkılsa bile, güzellik güneşte kalıcıdır. Şu halde, kerpice değil güneşe gönül vermek gerekir. !

İnsan bir ağaca benzer. Kökü, sözünde durmaktır.

        Hırs, çirkinlikleri bile güzel gösterir.Susmakla canın özü yüzlerce gelişmeye ulaşır. Ama söz dile geldi mi, öz harcanır.

      Dost altın gibidir, belâ da ateşe benzer, halis altın ateş içinde saf bir hâle gelir.

Kafeste mahpus olan kuşun kurtulmakistememesi cahilliktendir.

Gübre olup bostanın gönlüne giren pislik, yok olur gider de pislikten kurtulur. Kavunun karpuzun lezzetini artırır.

Bir köpeğin önüne bir çuval şeker koysan bile, onun gönlü yine leş peşindedir. Şekerden ne anlar o?

Bazen uzaklaşmak gerekir yakınlaşmak için...Bazen hatırlamak gerekir, hatırlanmak için...Bazen ağlamak gerekir, açılmak için... Bazen anmak gerekir, anılmakiçin...Bazen de susmak gerekir, duymak için

Mühim olan yükseklere çıkıp hayata tepeden bakmak değildir; mühim olan ne kadar yükselsen de her şeye eşit mesafeden bakabilmektir.

Kısmet etmiş ise Mevla; elgetirir, yelgetirir, sel getirir...  Kısmet etmez ise Mevla; elgötürür, yel götürür, sel götürür... ( Mevlana )

Sanma avuçlarını sebepsiz yere açtığınızı... Bir yaradan olmasa kim dinler yalvarışını... Açabilir miydin her gece kapattığın o göz kapaklarını... Senin çöller kadar günahın varsa o'nun denizler kadar merhameti var... Yeterki sen et dua'nı.

Aynanın berraklığını yüzüne karşı söylersen, ayna hemen buğulanır, seni görmez olur.

Yayından fırladı ok; geliş yolun kapalı, geri dönüş yok, umut yok o zaman sorunda yok kimseninde beni anlamaya niyeti yok.

        Kul fanidir yol mukaddes.Bir gün verilecek son nefes.  Ne makam kalıcı nede boş heves.  yaradanın yanıdır gerçek adres.

Sen ne kadar kadına gizlen ' diye buyurursan, onda kendini gösterme isteği o denli artar.Halk ta da o kadın ne denli gizlenirse, onu görmekisteği çoğalır.Şuhâlde; senoturmuşsun, iki yanında isteğini kızıştırıyorsun sonra da bununla onueğittiğini sanıyorsun.Bu yaptığın şey, bozgunculuğun ta kendisidir.