Gürültü ve komşu hakkı
Belli yaşın kuşakları yaşı ilerledikçe şehirden kaçma tercihi kullanırlar. Bunun iki nedeni var, birisi gürültü ve diğeri beton yığınlarından uzaklaşmak. Gürültü aslında bazen hayatımıza mal olan olayların başını çekmektedir. Gürültü edersiniz kazaya sebebiyet verirsiniz. Gürültü edersiniz komşuyla kavga edersiniz ve gürültü edersiniz komşunun cinnet geçirmesine sebep olursunuz.
Son dönemlerde gençlerimiz ellerine geçirdikleri Şahin arabalara sesli eksoz takıyor ve birde teybine kalk gidelim havası koyup sesini sonuna kadar açarak çevreye ses kirliliği yapıyorlar. İyi güzelde be kardeşim senin dinlediğin müziği ben dinlemek zorundamıyım? Senin eksozuyun sesini bağırtmanı çekmek durumundamıyım?
Hele birde çevre yollarımızda bazı motosikletçi gençler belli saatlerde öyle bağırtıyorlar ki gecenin geç saatlerinde yatmanız mümkün değil. Üstelik bazen aynı yolda defalarca geçerek o sesi dinliyorsunuz. Herhalde trafik polisinin az olduğu saatlerde ortaya çıkıyorlar. Bu vurdumduymaz insanlara artık dur denilmeli.
Bazı ev düğünleri sokak ortasında ve apartman aralarında cıngıl cop yapılıyor. Gece geç saate kadar bu müzik ve oyun seslerinin belki 500 hane dinlemek zorunda kalıyor. Belki düğün salonu tutamayabilir ama polis gelmese sabaha kadar komşuları rahatsız edecekler. Mutluluk elbette güzel ama bu mutluluğu başkalarının huzurunu bozarak yapmak çok çirkin.
Evlerde tamirler yapıyor, bu tamirleri yapan meslek sahipleri genelde küçük işleri aradan çıkarayım diye gece yapmaya çalışıyorlar. Hâlbuki akşamları insanların istirahat ve dinlenme saati olduğunu biliyorlar. Bu nerede ise gece 01 kadar sürüyor.
Adamın hastasımı var, küçük çocuğumu var, adam şoförse yola gidecek mi var demeden sorumsuzca buna devam ediyorlar. Bu tür işler gece değil gündüz yapılmalı vatandaş rahatsız edilmemeli. Sonra komşu ile arası bozuluyor ve hatta kavga ediyorlar.
Geçtiğimiz günlerde benim evin kalorifer demirleri çekilecekti. Baktım ustalar başka bir işten bizim eve gelmişler. Geldiklerinde akşam ezanı okunuyordu. Duvara delik açılacak, demirlere ev açılacak ve apartman sakinleri rahatsız olacak.
Hemen müdahale ettim bu işi bırakın önce duvarları delin, sonra apartman dışında demirlerin evini açın komşular rahatsız olmasın dedim. Ayrıca bu işi iki saatte bitirdiniz bitirdiniz yoksa yarın gelip yapacaksınız. Komşuların rahatsızlığına izin veremem dedim.
Bu konular çok önemli ve dikkat edilmesi gereken işlerdir. Şehirler artık gürültüden yaşanmaz hale gelmiştir. Belli yaşın insanları artık gürültü ve oksijensiz yaşamaktan usanıp köy ve kırsala kaçmaya başlamıştır.
İnsan olarak komşu ve toplum hakkını düşünmemiz lazım. Yoksa vurdumduymaz bencil düşünmek insani davranışlar değildir. Hele son dönemlerde köy düğünlerinde atılan silah ve mermiler insanın tüyerini ürpertiyor.
Geçtiğimiz Cuma günü Cuma namazını kıldığım cami hocası bu konuya benzer bir yaşanmış hadiseyi hutbede anlattı çok dikkatimi çekti sizinle de paylaşmak isterim.
Askerden izine gelen askerimizin babası oğlunu otobüsten alıp evine getiriyor. Tabi baba oğluna sürpriz yapmak için eğlence hazırlığı yapıyor. Bazı dostlarını da evine davet ediyor. Oğlunu evine getiren baba “oğlum sana bir sürpriz yapacağım bu akşam evde şenlik var” diyor.
Tabi akşam olunca evde vur patlasın çal oynasın eğlence başlıyor. Tabi apartmandaki komşular kimsenin umurunda değil. Eğlence gece geç vakte kadar devam ediyor.
Apartmanda oturan bir uzun yol otobüs şoförü var, çıkıp asker babasına, “ ben sabah yola gideceğim yatıp dinlenmem lazım. Lütfen bu gürültüyü bitirin” diyor.
Uyarı kimin umurunda, sabaha kadar uykusuz kalan şoför sabah uykusuz uykusuz yola çıkıyor. Tabi yolda uyuyan şoför kaza yapıyor ve bir facia meydana geliyor. Birçok ölü ve yaralı meydana geliyor.
Saygısızlığın verdiği zararı gördünüzü mü? Lütfen birbirimize saygılı olalım. Saygısızca yapılan gürültü kirliliği her şeye mal olabiliyor.