Hayatta iyi arkadaş olmak
Nereye gidiyorsun diye sorduklarında arkadaşıma diyenin sayısı az değildir. Peki edindiğimiz arkadaşlar nasıl bir arkadaş? Gelin bu arkadaşlığa ve dostluğa bir göz atalım.
Dünyada insan tek başına yaşayamaz. İhtiyaçlarını karşılayamaz. Hayat şartları o kadar ağır ki; tek başına baş edilemez. İnsan mutlaka eşi, dostu, arkadaşları ile yaşamak, acı tatlı olayları paylaşmak zorundadır. Yalnızlık sadece Allah’a mahsustur.
Cenab-ı Allah insanı yaratırken tek başına yaratmamış; Adem’le beraber Havva’yı yaratmıştır. Sonra hayatta yaratılanlardan hiç bir şey tek değildir. Her şey çift yaratılmıştır.
Başkalarına ihtiyaç duymadan ve tek başına yaşamayı deneyenler, yaşadıkları hayattan zevk almamışlar, çoğu da ruh ve beden sağlığını kaybetmiştir. Hele sürekli kafasını ve başkalarının yanlış telkinlerini dinleyenler hep mutsuz olmuşlardır.
İnsan, hayatının her devresinde mutlaka birilerine ihtiyaç duyar:
Çocukken oyun arkadaşı arar.
Genç yaşta gönül arkadaşı arar.
Olgunluk çağında da, vefalı gerçek dost arar.
Yaşlılığında da hayat arkadaşı olarak sözü sohbeti dinlenen vir arkadaş arar. Birçokları hayatta gerçek dost bulamamaktan yakınır. Tıpkı Aşık Veysel’in;
“ Dost dost diye nicesine sarıldım,
Benim sadık yarim kara topraktır.” demesi de bundandır.
Hele günümüzde her şey, menfaate dayandırılıyor, halbuki, insan için menfaatsiz karşılıksız dostluk aranıp bulunmaz. Sevgide böyledir menfaat üzerine kurulan sevginin ömrü az olur. insanlar verdikleri sözleri yerine getirmiyor. Egoizm hakim, fedakarlık enayilik olarak görülüyor. Eskiden “Önce canan, sonra can” denilirdi. Şimdi “Önce can, sonra canan” deniliyor. Dostluklar uzun süreli, can dostluğu olmuyor. Bağlar pamuk ipliği ile bağlı. Böyle bir ortamda gerçek ve gönülden dost bulmak da zor. Dostluk ve sevgiler dar ağacına kadar, ölüme kadar olmuyor artık…
Denilebilir ki; inancın ve geleneklerin zayıflamasıyla her şeyimiz zayıfladı. Dostluk anlayışımız da zayıfladı.. İnsanların dostluk ve sevgisinde Allah rızası olmazsa, bu dostluk ve sevgi menfaat uğruna kurulduğundan ömrü kısa olur. İçinde gerçek sevgi olsa insanlar her şeye katlanırlar. Çıkar ve menfaat birlikteliği bir yere kadardır. Buna menfaat çıkarı olarak değilde sevgi ve sayı olarak bakarsanız mutlu olursunuz.
Arkadaşlığı, sadece cinsel yönden görürsek, o zaman ar-haya diye bir şey kalmıyor. Cinsler birbirine karışıyor. Kız erkekleşiyor, erkek de kadınlaşıyor. Bu tür arkadaşlıklardan kimse fayda görmüyor. Arkadaşlık, gönül eğlencesi oluyor. Dolayısı ile namus, ar, haya ve iffet ayaklar altına düşüyor.
Arkadaşlık, sevgi, saygı, hayır ve faydacı, çıkarcı insanla dostluk olmaz. Dostluk iki elin birbirinin kirini yıkadığı gibi iyi ahlak temeline dayanan arkadaşlıklar da böyledir. Eğer içinde menfaat yoksa seven insanlar birbirlerinin kusurlarını görmez varsa kusurunu örter. Tabi bu güçlü bir iman ve inanca sahip olan insan için geçerlidir.
Unutulmamalıdır ki; hayatın zorlukları inançlı, ahlaklı kimselerin arkadaşlığı ve dostluğu ile aşılır. Göstermelik imana sahip olan insanda vicdan diye bir şey olmaz.
İnsan gül bahçesinde oturursa güzellikler görür, güzel kokular duyar, mutlu olur, rahatlar. Güzel olmayan ortamlarda ve kötü insanlarla beraber olursa üzülür ve hayattan zevk almaz. Çevresindeki insanları da akılsızca rahatsız edip hayatını zindan eder. Bunun için insan, işini, eşini ve arkadaşını iyi seçmelidir. Küçük şeylerle mutlu olmasını bilmelidir. Dünyalık menfaatlerin hiç bir kimseyi mutlu etmediğini görmelidir. herkes hatasından dönüp kamil insan olmaya çalışmalıdır.