İslam birliğinde ne kadar kardeşiz?
Hatırlarsanız 28 Şubat döneminde şeriat geliyor diye dini esasların bir çoğuna baskı ve yasaklar getirilmişti. Sanki ülkeye şeriat geliyormuş gibi bir korku ve endişe salınmıştı. Ak Parti iktidara gelince Tayyip Bey ile bu dahada alevlenecek gibi bir yaygara devam etmişti. Ne hikmetse ülkeye ne şeriat geldi, nede takunyalılar istila etti. Aksine dini esaslarda bana göre bozulma daha da hızlandı. He ne kadar başörtüsü gibi bazı yasaklar kalksa da bunu farklı yaşamlarda olanlarda istismar etti.
Çarşafı şimdi dilenci hanımlar istismar etmeye başladı. Bunda dış gücün yani göçmenlerin payı da var desek daha doğru olur. Kılık değiştirerek dilencilik daha duygusal olduğu için bunu rahat istismar ederek duygu sömürüsü yapanla bir hayli artti.
Daha önceki bir kaç yazımda anlatmıştım. Ülkede bir televizyon programında gusül abdesti sorusuna her halda bir kaş kişi yarım yamalak cevap verirken bazıları da bu ne demek demekle yetinenler oldu.
Bu soruları bilmeyenler içerisinde başı örtülülerde vardı. Baş örtüsünü bazı kişiler moda olarak kullandıklarını bilmeyen yok. Hani bir tabir var ya, “üstü hacı baba altı taralelli” diye. Aynen bunun gibi kullanılıyor.
Zaten İslam ülkelerinden tutun, ülkemize kadar her yerde Müslümanlar çeşitli fıkralara bölünmüşler. Bunları bir araya getirip aynı çatı altında toplamanız mümkün değildir. Herkesin bağlı olduğu bir yer var.
Benim ağam, benim şeyhim gibi guruplara ayrılmışız. Adam Kuran ve Sünnete bakmadan benim adam şunu dedi bunu dedi bağlılığından kurtulamayız. Herkesin bağlı olduğu bir yer ve gurubu var.
Dolayısı ile aynı Allah'a ve kitaba inanmamıza rağmen bu gurupları aynı çatı altında toplayamazsınız. Her ne kadar birbirlerine selam verseler de, sanki iki ayrı dinin insanı gibi birbirlerini sevmezler ve yan yana gelmezler.
Din ve inanç içerisinde guruplar savaşı olduğunu bilmeyen yoktur. Kendi gurubundan birisi bir başka gurupla biraz yakın olsa o gurubun ileri gelenleri hemen o kişinin kulağını çekerek uyarırlar.
Ben acizane bu tür olayları yaşamış birisiyim. Ne zamana kadar derseniz belli bir yaşa gelene kadar kendi irademiz dışında hareket edemedik. Ham dolsun şimdi Kuran ve Sünnet dışında kimse bana bir şey anlatamaz.
Ben burada ne bir şahsı ve ne bir gurubu hedef alarak yazmıyorum. Maalesef İslam ülkelerinde ve ülkemizdeki acı gerçek budur. Camilerimizde görev yapan imamlarımız içerisinde bile birisi bir gurupta diğeri başka bir grupta ise bu iki kişiyi bir araya getirip kucaklaştıramazsınız.
Dolayısı ile ülkelerde gurupların ayrılığını fark eden Yahudi lobisi o ülkeyi bölüp parçalamak için bölünmüşlüğü çok daha rahat kullanmıştır ve halada kullanmaya devam ediyorlar. Çünkü bölünmüşlük işlerine geliyor, birliğin içine giremeyecekleri için en kolay yol bu olsa gerek.
Aynı Allah'a, aynı Kurana ve aynı sünneti seniyyeye inanıyorsak, gelin kucaklaşalım. Birlik ve beraberlik olalım. İslam kardeşliği ve birliği ancak böyle sağlanır. Şunun adamı, bunun gurubu bizi bir araya getirmez. Bunu sağlayamadığımız içinde dinin yaşayışımıza göre ayarlanması sonucu din bozuluyor. Bunu tabi bazı hoca kılıklılar vasıtası ile yapıyorlar. Hemde tomar paralar verilerek. İslamı başka yerde değil Kuran ve sünnette aramalıyız vesselam.