Kaşlı “ %25 oyları varsa parti kursunlar”
MHP il teşkilatına Sayın Ramazan Kaşlının ilçe Başkanlığında zaman zaman çıkmışımdır. En son zannedersem Sayın Dr. Rıfkı Karabatak’ın aday olduğunda çıkmıştım. Zannedersem bir 2,5 yıl oldu. En son yine Ramazan Kaşlının il Başkanı olması nedeniyle Salı günü yaptığı basın toplantısına katıldım. İnsanlar farklı düşünce ve görüşten de olsa kendisine tavır alınmadığı ve samimi davranılmadığı zaman davet edilseniz bile bir ayağınız varıyor bir ayağınız varmıyor. Salı günü Sayın Kaşlı dan bu samimiyeti gördüğüm için o merdivenleri çıkma gereği duydum ve hem de samimi bir karşılama ile.
Kimse kusura bakmasın alınmasında, alınsada umurumda değil. Ben Kaşlı döneminde hiçbir zaman MHP’yi eleştirdiğimde bile bana karşı tavır görmedim. Geçen il Teşkilatında İl Başkanı olan arkadaşın bir yazımdan dolayı hükümet meydanında bana tepki göstermesi kendisine hiç yakışmamıştı. Ben o günkü bu tavrı hiç unutmadım ve unutmamda.
Gazeteci iyide yazacak, eksik varsa eksiklikleride yazarak tenkit edecektir. Ne yapalım her zaman herkesin sırtı sıvazlanmıyor. İyi şeyler yazdığımızda buna kamu kurum ve kuruluşları dahil telefon açıp teşekkür mü ediyorsunuz? Ama azıcık eleştirip yanlışları yazdığımızda anında beni arayanlar ve yazım hakkında beni ikna etmeye çalışıyorlar.
Ben şunu her zaman söylüyorum ben kamu kurumu ve bürokrasinin içinden gelen ve bu kurumların nasıl çalıştığını çok iyi bilen bir gazeteciyim. Durup dururken öyle kolay kolay kamu kurum ve kuruluşlarını yıpratacak yazı yazmam. Çünkü o konuda net bilgi ve kanaate varana kadar. Yazıyorsam bir şeyler biliyorum demektir.
Gelelim basın toplantısına, Sayın MHP il Başkanı Kaşlı ilk defa basın huzuruna çıkarak sohbet havasında bir basın toplantısı düzenledi. Şu lafı çok hoşuma gitti, “ ben uzun süre merkez ilçe Başkanlığı yaptım, Belediye Başkan adayı oldum ve Belediye meclis üyeliği yaptım. Teşkilat içinden gelen birisiyim, bu koltuklar hiçbirimize baki değildir. Bugün biz oturuyoruz yarın başkası oturur önemli olan ülkücü harekatın birlik ve beraberliği” dedi.
Basın toplantısına kadim dostum merkez ilçe Başkanı Cavit Çıtak ve parti yönetiminden il Başkan yardımcıları hazır bulundu. Bazen dostluklar partiler üstü olmalıdır, bu nedenle Cavit Çıtakla bizim dostluğumuzda partiler üstüdür.
Kaşlının basın toplantısındaki ana konu ise parti içi muhalefetin durumu idi. “4 Kasım seçimlerinde liderimiz Sayın Bahçeliyi hayırcı olarak itham ederek bize tekrar muhalefet görevi vermiştir. 4 şartımızı şer gibi göstererek liderimizi hayırcılıkla suçlayanlar sizlerin aracılığı ile 4 şey sormak istiyorum.
1- Anayasanın 4 maddesi Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk Milletin güvencesi değil mi?
2- Anadolu’da analar açılım yüzünden ağlamıyor mu? Güneydoğu boşaltılmıyor mu?
3- Hırsızlık Allah’ın kelamı Kur’an da günah, kanun karşısında suç değil mi?
4- Başkomutanımız bütün partilere, derneklere, dergahlara, cemiyetlere, cemaatlere eşit mesafede mi?
Seçimlerden önce bu 4 maddemizi görmezden gelen yada sulandırarak yayın yapan Cumhuriyet, Sözcü, Aydınlık vs. ne kadar ülkücü hareket düşmanı varsa bugün hep bir ağızdan MHP değişim haberlerini manşetlere taşıyorlar. Nazlı Ilıcak, Ahmet Hakan, Bekir Coşkun, Fatih Portakal ve kime hizmet ettikleri malum olan bu yazar ve çizer tayfasının MHP’de istedikleri değişim mi yoksa dönüşüm mü?” dedi.
İşte işin asıl önemli olan konu burada yatmaktadır. MHP’yi hiç sevmeyen bu tayfa paralele hizmet ederek MHP başka bir cenaha çekmek istediklerini beyan etmiştir. MHP’nin şuanda aday adayı olanların içinde sadece Koray Aydın tabandan gelme. Diğerler hep dışarıdan ve başka yerlerden gelme olduğunu biliyor ve amaçları ap açık ortada iken bazı ülkücü kesimin denize düşenin yılana sarıldığı gibi Akşener’e sarılması hayret vericidir.
Kaşlı “ efendim Devlet Bey giderse partiyi %25 taşlayacaklarmış. Böyle bir güçleri varsa neden burada mücadele ediyorlar parti kurup % 25 buyursunlar alsınlar engel olan yok” dedi.
Neden parti kursunlar ki, hazır partiyi paralele taşımak varken. Bugün Akşener zaten paralelin desteğini saklamıyor ki, inkarda etmiyor. Çillerin yanına İçişleri Bakanı olarak kimlerin tavsiyesi ile getirildiğini oda inkar etmiyor. Hatta Trakya da bir konuşmasında, “ ben bazıları gibi geçmişi inkar etmem edemem de” demesi neyin nesi?
Paralele alet olanlarla gerçek ülkücülerin mücadelesinde son raunt ne olacak hep birlikte göreceğiz.