Keyiften taviz yok
Ülkemizde dünyada olduğu gibi ekonomik kriz yaşanıyor, yaşanıyor yaşanmasına da kimse yaşam ve keyfinden en ufak taviz vermiyor. Son günlerde il, ilçe, kasaba ve köyleri geziyorum. Bu gezilerimde bakıyorum herhalde en iktisatlı ve gereksiz masraftan kaçınan kişi benim. Keyif yapmayı ve gelişi güzel harcamayı bırakın her harcamaya sınır getiriyoruz. Ama çevreye bakıyorum kimse yaşamından taviz vermiyor.
Toplum olarak insanlarımızın ekonomik gelirlerini üç sınıfa ayırırsak, alt gelir sınıfı, orta gelir sınıfı ve üst gelir sınıfı olanlar. Bakın genel olarak söylemem gerekirse üst gelir sınıfı harcamalarına sınır getiren kesim olarak görüyorum. Ama onların sınırlı yaşadığını düşünüyorum.
Hafta sonları piknik alanlarına bakıyorum oturacak yer yok. Sokak ve yollara bakıyorum 3 litre mazotun 100 lira olduğu bir dönemde yollar arabadan geçilmiyor. Alışveriş yerlerinde insandan geçilmiyor. Nasıl bir ekonomik kriz dönemindeyiz inanın çok şaşkınım.
Lokantalar ve pastahaneler dolup taşarken, sabahları lokanta ve kahvaltı veren yerler dolup taşıyor. Demek ki ekonomik kriz sadece bizleri etkiliyor. Sızlanıyoruz ve feryadı figan ediyoruz ama yaşamımızdan en ufak taviz vermiyoruz, tedbirli yaşamıyoruz.
Ya çok kazanıyoruz, ya da devlet çok destek veriyor diye düşünüyorum. Şikayet eden çok çiftçi devletten her türlü desteği aldığını söyleyebilirim. çiftçi ve hayvancılar her türlü devlet desteği alıyor. Aldığı halde adet haine getirmişler sızlanıyor ve eleştiriyor.
Çalışan kesime baktığımız anda onların her kesimine ve emekli kesime imkanlar ölçüsünde devlet sürekli destek olarak gelirlerine zam yapıyor. Bu şunu gösteriyor, ekonomik krize rağmen devlet her kesime destek olarak yardım yapıyor.
Ha bu destek ve yardım insanlar için çözüm mü? Çözüm değil aksine sıkıntıdır. Ekonominin bir an evvel düzelmesini hep birlikte beklediğimizi söylemek istiyorum. Akaryakıt zammı zaten almış başını gidiyor, bunlara bir düzen getirilmelidir.
Ülkede bu kadar yangın varken yaşamımızdan en ufak taviz vermeden yaşamak inanın beni şaşırtıyor. Kimse yaşamından ve hayatından taviz vermeden yaşıyor. Yaşamımızda sıkıntı konuşuluyor, ama eskisinden farklı bir yaşamımız görülmüyor.
Ben şahsen ne keyfime bakıyorum ve ne de yaşamıma olursa olur olmazsa olmaz demiyorum. Elimden geldiği kadar kendime göre tasarruflu ve tedbirli yaşamaya çalışıyorum. Bir kilo domates için ülkemi kötüleyip, satmadan ve karalamadan ülkeme sahip çıkıyorum.
Her sıkıntının sonunda bir güzellik olduğunu bilenlerdenim. Boğazıma giren her gıda için ülkemi satmıyorum ve satmamda. Bu ülke benim ülkem, başka gidecek yerimiz olmadığı için ülkeme sahip çıkmak durumundayım.
Bakmayın siz oturup adet olsun diye çığırtkanlıklar yapanlara. İnanın keyiflerinden en ufak taviz vermiyor. Dün nasıl yaşıyorsa bu günde öyle yaşıyor. Kimse biraz tasarruflu olayım ne olur ne olmaz demiyor. Yaşama aynen devam ama yaygaraya da devam ediyoruz.
Ülkemizi yok etmek için bütün düşman ülkeler her yerden saldırırken, Allah'tan bu sefer aynı ekonomik krizle kendileri savaşmak durumunda kaldılar. Tabi ki temel gıda ve kullandığımız bir çok ihtiyaç dışa bağlı olunca böyle oluyor.
Keyfine devam edenler etmeye devam etsin, ama biz yinede tedbirli yaşamaya devam edelim. Belki ne olur ne olmaz. Bu bir vatandaşlık görevi olsa gerek. Yüce Rabbım he şeye rağmen ülkemizi ve bizlere huzurlu rahat yaşamayı nasip etsin.