Mevsimler ve ürünler değişti
Geçen hafta sonu ve hafta içi şehir dışında dolaşma imkanı buldum. Çocukluğumuzda gördüklerimiz ve yaşadıklarımızdan bir şey kalmamış. Kasım ayına kadar eskiden bahçeler yemyeşil, kemer evlerin duvarları üzüm asması ve domates tefeği ile duvarlara çalı dikeninde asılırdı. Şimdi onlardan bir tane görmeniz mümkün değil.
Bizim köy bölgesi ve bazı bölgelerde üzüm bağları o kadar çok tiki anlatamam. Bizim köy bölgenin bağ alanı o kadar çoktu ki kuru üzümü ve pekmezi çok meşhurdu. Şimdi bakıyorum köyün üçte ikisi taşınmış köy küçülmüş. Üzüm bağları ya bakımsız, ya da çoğu tarla arazisi haline gelmiş. Ne doğru dürüst pekmez yapan var ne de kuru üzüm.
Bakımlı olan bağların sahipleri de siyah üzüm kararınca kuru dökmeye çalışıyorlar. Üzüm bağları azalınca Hasandağı bölgesinde Karaören köyünün bağları meşhurdu, burada da üzüm bağlarının bir kısmı sökülerek tarlaya dönüşmüş. Kalanlarda ilimizde bağ azalınca üzüm satışı yapıyorlar, fazla pekmez yapan yok.
Eskiden köylerde genel olarak hemen hemen herkes sebze ekerdi. Şimdi sebze sadece satış için ekiliyor. Durumu iyi olanlar sera yaparak şehirde ektiğini satıyor. Bunlarda mevsim bitmeden son buluyor. Bundan dolayı o eski günleri göremedim. Seralarda yetişen sebzelerde dışarıdan geleni bırakmayacak cinsten.
Bu aylarda şehrin kenar mahallelerinde ve köylerde buram buram ekmek kokusu gelirdi. Her evde tandır dumanı tüterdi. Şimdilerde tandır dumanı ve ekmek kokusu çok nadir evlerden geliyor.
Köylerde şehir olmuş, yufka ekmek yapmak yerine hazır yufka yaptırıyorlar. Diğerleri de bakkaldan somun ekmek alıyor. Geçen hazır yapılan yufkadan yedim inanın nerede o eski ekmeğin tadı. Ne tat var nede lezzet var. Bir gün sofrada beklese elinize alınca dağılıyor.
Bir hafta öncesine kadar baba ocağında biraderin hanımı yengem sebze ekmişti ara sıra uğrar domates, salatalık, biber gibi bazı sebzelerden tadıyorduk. Şimdi manavdan aldığımız domates ve biberlerin ne tadı var ne lezzeti var. Nerede o doğal domatesten yaptığınız menemenin tadı.
Eskiden evlerin önüne bulgur değirmeni kurulur, değirmenciler kendi kolları ile bulgur çekerlerdi. Her evde bulgur kaynar, mantı kesilirdi. O günkülerin tadını şimdi alan var mı? tarhana bile alışveriş merkezleri ve aktara düştü ama o eskilerin tadını ara ki, bulasın.
Rahmetli anamla bundan 20 gün öncesi mevsimde o dönemlerde merkeple karpuz tarlasına giderdik. Heybelere doldurduğumuz karpuzları anam samanlık damına doldurur, kış boyu yenirdi. Domates ve üzümlerde buraya serilir bahara kadar yenirdi.
Var mı şimdi bizim kuşaklardan bu lezzet ve tadı alabilen. Zaten yeni nesil bunları bilemezler. Bu gezimde gördüklerimle eskileri nostalji yapmak istedim. Sebzelerin taklidinin çıktığını, ilaçlardan tadının bozulduğunu gördüğümü bilmenizi istedim.