MHP’de neler oluyor?
MHP’de neler oluyor derken ben buradan MHP’yi eleştirecek değilim. Mesele ülke meselesi olduğu zaman herkesi rahat bir şekilde eleştiririm. Ancak 1 Kasım seçimlerinden sonra Milliyetçi Hareket Partisinde bir iç mesele ve kargaşa yaşandığını hepimiz bilmekteyiz. Ben bugün izlediğimiz durum ve kargaşa ile ilgili görüş ve düşüncelerimizi sizlerle paylaşacağım. Tabi paylaşırken kimseye karşı bir hasmane düşüncemiz söz konusu değildir. Aksaray MHP’de belki yeni nesil gençlerimiz bilmezler ama bizim bu partide siyaset yapan birçok dostlarımız ve yakınlarımızda var.
Yeni gençler bilmezler, 12 Eylül darbesinden sonra 1980 anayasası sonrası yeni partiler kurulmuştu. Darbecilerin partisi Sunalp iken Cumhuriyetçilerin yani Halk partisinin temsilcisi Necdet Calp ve Anavatan Partisi genel Başkanı merhum Turgut Özal’dı.
O dönem pek meydan mitingleri yapılmaz sadece televizyonlarda karşılıklı tartışmalar sonucu halk tercihini yapmaya çalışırdı. Özal’la ile Calp bir tartışmada Boğaz köprüsünün satışı gündeme gelmişti. Rahmetli Özal satarım derken Calp’da sattırmam diye tutturmuştu.
MHP’nin şuandaki durumunu görünce o günleri hatırladım. Taban Bahçeli gitsin derken tavanda Bahçeli ben başarılıyım beğenmeyenler gitsin şeklinde anlamaya başladım. Karşılıklı diretmede kimler gidecek kimler kalacak göreceğiz, ama MHP’de bir dağılma sürecine girdiğini de görmekteyiz.
Yani 50 yıllık partinin yara aldığını bilmeyen yok herhalde. Bu kavga ve kargaşa devam ettiği sürece dağılma daha da derinleşip genişleyeceğe benziyor. Ha dağılma derken parti tamamen dağılır mı dağılmaz. Ancak bir yara aldığı kesin bilinmektedir. Kim genel başkan olursa olsun bu yırtık yaması zor kaybolur. Çünkü belli yaşın üstündeki birçok partili nerede ise yavaş yavaş saflarını değiştirmeye başladılar.
İdeolojik partilerde aslında itaat ve büyüklere saygı ön planda olur. Ancak son dönemlerde MHP ideolojik parti olmaktan kitlesel partiye doğru gittiği görülmektedir. Çünkü bu partilerde itaat ve lidere saygı başta gelen önceliktir. Lider tek söz sahibi olması nedeniyle çatlak ses çıkmaması önceliktir.
Ancak MHP’de 7 Haziran seçimleri sonrası koalisyonda yer almamak gibi kırmızıçizgileri aşamaması partide farklı seslerin çıkmasına neden olmuştur. Belki de Ak Parti ile beraber kurulacak bir koalisyon MHP’yi farklı konuma getirecekti. Ak Partiye o dönem kızanların MHP’ye yönlenmesi 1 Kasım seçimleri sonrası MHP’ye olan güven sonucu başarısız olması sessizliği daha da bozarak kongreye gidilmesi istendi.
Kongreye gidilmesini isteyen 3 aday farklı alanlarda çalışarak kongre imzası toplamaya başladılar. Ancak bu imzalar Genel Merkez tarafından kabul görmedi iş yargıya taşındı. Yargıya taşınması ile kongreye imza veren iller tasfiye edilmeye başladı. Yani bir anlamda Genel Başkana itaatsizlik olarak görüldüğü için parti tüzüğüne göre imza veren iller tasfiye edilerek parti teşkilatları kapatıldı.
Kongre yapılması için imza veren illerin başında Aksaray teşkilatı geldiği için Aksaray teşkilatları kapatıldı. Şimdi işler daha da sarpa sardı ve kavga alevlendi. Benim asıl anlamadığım Bahçeli dışında 3 aday daha var. Merakım şu bu 3 adaydan hangisi Genel Başkan olacaklar. Kongre kararı alınsa da bu sefer adaylar arasında ayrılıkçılık olacak ve başka bir kavga yaşanacak. Bana göre MHP bu kongrede daha çok yara alarak çıkacak ama en güzeli Bahçelinin liderliğinde sular durulana kadar parti devam etmeli.
Dolayısı ile Aksaray’da bir kırgınlık ve küskünlük yaşanmıştır. Kapatılan teşkilatı yeniden kurmak için görevlendirilen Ramazan Kaşlı ve Cavit Çıtak benimde sevdiğim ve samimi olduğum dostlarım. Eski bir partililer ve partinin birçok kademesinde görev almışlardır. Umarım partide ağabeylik yaparak toparlamaya çalışırlar.
Ama MHP’de bir kırılma meydana gelmiştir. Bundan sonra teşkilatlarda yeni gelen teşkilata karşı amansız bir mücadele ve başarısız olunması için bir çaba harcanacaktır. Yani bu saatten sonra artık ideolojik bir duruş ve itaat görebilirmiyiz tartışılır. Bunu ileriki zaman içinde hep birlikte göreceğiz.