Müftülük sosyal tesise dönüşmüş
Bir insanı eğrisi de olur, doğrusu da olur, ama doğruları çoksa onu takdir etmek lazım. Geçen sene muhtemelen hatırladığım kadarı ile Aksaray eski valisi Aykut Pekmez’in ilimizden ayrılışı için verilen veda yemeği idi. Bu yemekte ben de vardım ve hemen arka masamızda muhalif partilerin yetkilileri oturuyordu. Kendisine yer olmadığı için görevliler il Müftümüz Cemalettin Bal’ı da siyasilerin olduğu masadaki tek kişilik boş masaya oturttular.
Bir arkadaşımız bu masanın resmini çekmek istedi. Benim duyduğum kadarı ile müftü bey, “ siyasilerle çektiğiniz bu resim hatıra olsun ama yayınlamayın” dedi. bana gör Müftü Bey memur olması nedeni ile son derece haklı idi, bu resmi nasıl kullanırsanız kullanabilirdiniz.
Lastik misali nereye sürdürürseniz oraya gidecek resim konusu ta meclise kadar taşında. Müftü Bey hakkında söylenmedik konuşulmadık söz kalmazken konu Diyanet işleri başkanlığına kadar taşındı. Allah'tan bu istismar uzamadan tamamlanmış oldu.
Akşamları Müftülük karşısından geçerken güzel bir ışıklandırma ile farklı havaya bürünmüş Müftlüğü Naci Karaköy ağabeyle beraber nezaket ziyaretinde bulunarak ziyaret ettik. Uzun zamandır gitmediğim müftülükte çok farklı değişiklikler olduğunu gördüm.
Benim her zaman söylediğim bir konu, kurum ve kuruluşlar kurumsallaşmazsa, ne verim olur, ne de saygınlığını korur. Kuruma dışarıdan gelenler kurumun yapılaşma ve kurumun oturumu ile değerlendirilir. Bunun en güzel örneğini Müftülük binasında gördük.
Müftü Sayın Cemalettin Bal’ı makamında ziyaret ettik. Kendisine müftülük binasının değişime uğradığını gördüğümüzü söyleyince, “ o zaman gelin size binayı gezdireyim” dedi. binayı gezdik, girişler genişletilmiş. Hemen hanımlar için buraya oturma ve bilgi alma odaları yapılmış. Hatta misafirlerin çocukları bile düşünerek çocuk oyun bölümü yapılmış.
Yan tarafta ise hac kayıtları ve diyanet vakfı bölümüne ayrılmış. Aşağıya bodrum kata hiç kullanılmazken, buraya son derece modern bir 200 kişilik konferans salonu ve nikah kıyma bölümü yapılmış. Yan tarafa ise Zinciriye Medresesindeki kütüphaneye benzer modern ve bütün kitapların bulunduğu bir sohbet ve okuma salonu yapılmış.
Tabi burada ayrıca mutfak ve diğer ihtiyaç bölümleri yapılmış. Havlu kısmında ise Gençlik Merkezi adı ile üniversitede okuyan kızlarımız için okuma yeri tahsis edilmiş. Müftü Beyin bulunduğu kata yine toplantı salonu yapılmış. Masadaki güllerle yapılmış Türk Bayrağı insanı büyülüyor. Buraya ayrıca küçük bir sohbet salonu tahsis etmiş ve kütüphanesi ile.
Yani Müftülüğün girişinden, bekleme salonuna kadar her şey yeniden düzenlenerek şanına yakışır hale gelmiş. Tam bir sosyal tesis haline getirilmiş. Tabi şunu da söyleyim, burasının masrafları Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından karşılanmıştır. Bu güzel çalışmaları yapan Sayın Balı tebrik ediyor, başarılar diliyorum.
KISSADAN HİSSE
Bazı gereksiz yalan yanlış işlerle dedikodu yapıp ortalığı velveleye verenlere ithaf olunur.
Çobanın birisi koyunu otlattıktan sonra akşam koyunları ağıla kapatarak, istirahate çekilir. Tabi sürünün korunmasından görevli bir koca it ve küçük palli var. Zaman biraz geçince palli durmadan ürerek “geldi, geldi, geldi” diye bağırıyormuş.
Koca it kafasını kaldırıp bir bakıyormuş ortalıkta bir şey yok. Palli bunu bir değil, iki değil, üç değil sürekli yapınca koca it dayanamamış ayağa kalkmış. Sağa sola bakarak ürümüş, “hani, hani, hani” demiş. Tabi ortalıkta kurt falan yok palli lüzumsuz ve gereksiz yere ortalığı velveleye veriyormuş.
Koca it, “ senin ortalığı velveye vermene gerek yok, Kurt gelirse ben gereğini yaparım sen yat” demiş. Yani velveleciler var, eli boş, gönlü hoş fitneciler, bunların vangırtısı aynen kötü pallinin havlaması gibidir.