Öne çıkma heveslileri
Geçtiğimiz hafta İstanbul’da “Aşkın Sırrı Somuncu Baba” filminin galası vardı. Yapılacak bu galanın duyurusu önceden yapılarak sanal alemde de duymayan kalmadı. Bende bu galaya kendi isteğimle gitmek ve bunu haber yaparak uyduda paylaşmak istedim. Ne bir kimseden özel ilgi ve nede destek bekledim. Kalkıp Aksaray’dan İstanbul’a giderek takip ettim. Ama gelin görün ki İstanbul un bir semtinde oturan bazı arkadaşlar Cumhurbaşkanı daveti gibi davet beklemişler ve davet almadıkları içinde güya gelmemişler.
Sanki siz gelmeyince, katılmayınca gala yapılmadı ve salon dolmadı. Galaya İstanbul’un komşu illerinden gelenler vardı. Çanakkale Üniversitesinde görev yapan hocalardan Ömer ve hemşerim Ercan hocayı galada gördüm. Acaba bu hocalara kim davet gönderdi galaya geldiler? Bu hocalar gibi birçok çevre illerden gelen Aksaraylı memurlar vardı. Bunlar buraya davet alarak mı geldiler? Yoksa onları buraya Aksaray sevdası mı taşıdı?
Aksaraylı olmayıp da bu galada filmi merak eden ve hatta Aksaray’ı hiç tanımayan binlerce kişi davet üzerine mi geldiler? Filmi merak eden insanlar burada en azından Aksaray’ı tanımış oldular ve Aksaray’ı tanıdılar.
Nette yayınlanan yazılarıma sitem dolu mesaj yazan arkadaşlar, “ galada bir eksik vardı Aksaray’ı temsil eden dernekler yoktu” mesajı atan arkadaşlar galaya gelmeyince Aksaray’ın tanıtımı eksik mi kaldı?
İstanbul’da gala yapılmasının asıl amacı ise filmi ve Aksaray’ı Türkiye ve dünyaya tanıtmaktı. Yoksa burada Aksaray’ı Aksaraylılara tanıtmak değildi. Üstelik bu galayı düzenleyen ise filmin yönetmeni Kürşat Kırbazdı.
Benim gönlüm isterdi ki Aksaray severlik özel davetiye beklemeden bu tanıtıma katılmaktı. Sanki oturduğun yerden Cumhurbaşkanı gibi davet beklemek değildi. Kalkıp buraya gelerek burada bulunmak asıl Aksaraylılıktı.
Emit fuarı yapılıyor arkadaşlar özel davetiye bekliyorlar. Nedir bu kapris ve basit düşünmek anlamış değilim. Bu beklenti ve eleştiri yapmak bunu yazanları büyütmez aksine küçültür. Küçük düşünmeyi bırakalım büyük düşünelim ve ilimize sahiplenelim.
Emit fuarı ve bu galaya Salih Şimşek kardeşim Camilören Derneği olarak katılmış ve Emir fuarı esnasında beni İstanbul’u gezdirerek çekim yapmama yardımcı olmuştur. Bende kendisini televizyona çıkararak tanıtmışımdır.
Aksaray severlik bu olsa gerek ben Salih kardeşimi tebrik ediyorum. Salih’in dışında galaya gelen bazı köy ve kasaba dermeklerinden gelen arkadaşlarda vardı. Ben onları bu kaprislilerden ayırıyorum ve tebrik ediyorum.
Kimse kusura bakmasın başkasının üzerinden tüfekte atıp birilerini eleştirmesin. Efendim Haluk Başkan bizi neden davet etmedi diyeceklerine gelip onlarda destek olsalardı. Ben bu gala ve çalışmalarda Sayın Yazgının ne sıkıntı ve yorgunluk çektiğini bizzat görüp şahit oldum. Adam Aksaray tanıtımı için elini taşın altına koyarak gecesini gündüzüne katacak senden oturduğun yerden ağa gibi adamı davet göndermedi diye eleştireceksin adama hadi sende derler.
Ben 2 yıl önce bu eleştirileri yaptıran arkadaşı eski bir Belediye Başkanı dostumla bana geldiklerinde televizyona çıkardım ve bir saatlik programda yer verdim. Sonra ufacık bir etkinlik yapıp beni İstanbul’a davet edip reklamını yaptırmak istedi. Bende kusura bakmasın biz özel ve ticari bir kurumuz. Kimse bizim üzerimizden tüfek atıp aylaktan reklamını yaptıramaz buna izin vermeyiz, izinde vermedim, işte sıkıntı burada arkadaşlar.
Bunun benzerini 4 yıl öncede yaşadım ve gördüm. Derneklerin başkanı beni İstanbul’a davet etti ve arabamla yanıma aldığım arkadaşlarla katılıp gittim ve televizyonda 2 saat bu programı yayınladım. Ben programda konuşacaktım, konuşmayı bırakın orada adımız bile anılmadı. Üstelik her masrafımızı kendimiz çektik ve akşam bile yatılı misafir edilmeden yorgun argın geceleyin Aksaray’a dönmek durumunda kaldık. Anladım ki dernek meselesi değil konu tamamen kişisel olarak öne çıkma gayretlerinden başka bir şey değil.
Kısacası şunu söylemek istiyorum, herkes siyaseten bir yerlere gelmek için bedavadan kurum ve kuruluşları kullanmasın. Kimse şamar oğlanı değildir, sırtından da tüfek attıracak kadar enayi değildir. Aksaray sevdalısı gerçek hemşerilerimi tebrik ediyorum, işin havasında olup başkalarını kullanmaya çalışanları kınıyorum. Herkes üzerine düşeni alırsa sevinirim. İstanbul dört kişiden ibaret değil 14,5 milyon bir nüfus. Galaya siz gelmediniz diye yapılmadı sanmayın muhteşem bir gala oldu kulaklarınız çınlasın.