Ramazan yardımları nasıl dağıtılmalı?
Her yıl Ramazan ayında resmi kurum ve kuruluşlar ile beraber varlıklı ailelerimiz ihtiyaç sahiplerine dağıttığı yardımlar bulunmaktadır. Bunları nakit, yiyecek, paket gibi farklı şekillerde dağıtanlar bulunmaktadır. Yardımlar dağıtılırken yerine ulaşıp ulaşmadığı önemli olurken, bu yardımları ihtiyaç sahiplerine nasıl ulaştırmamız lazım? İhtiyaç sahiplerini neye göre tespit ediyoruz? Peki nasıl tespit etmeliyiz?
İhtiyaç sahibi kimseleri tespit ederken T.C. numarası üzerinden tespit etmekte bile çok zor. Neden derseniz çoğu kimseler biliyorum ki, durumu iyi olduğu halde üzerinde herhangi bir gayrimenkul ve diğer mal bulundurmayanlar var.
Birde eskiden bu yana muhtarlar üzerinden fakir tespitleri yapılıyor. Bana göre bu şekildeki tespitlerden mutlaka muhtar çıkarılmalı. Ben geçmişte Sosyal Yardımlaşma Vakfında 4 yıl gibi bir süre ile görev yaptım. Şimdi muhtar değil, ismini zikretmek istemiyorum.
Beraber kömür yardımı verdiğimiz ev kaloriferli bir evdi. Sonra öğrendim ki, bu aile muhtara oy veren aileymiş. Bu ve benzeri hususlar genel olarak mutlaka olmaktadır. Tabi bunu yapmayan muhtarları tenzih ederim, ama genel durum bu şekildedir.
Mahallelerdeki ihtiyaç sahipleri mahalledeki okullardaki öğretmen ve idarecilerden öğrenmek daha uygundur. Çocukların genel durumundan ailelerin ekonomik durumlarını onlar daha iyi bilirler. Birde mahalle cami imamları cemaatlerinin durumunu bildikleri için bunların tespit edeceği kişilere yardımlar yapılmalıdır.
Aksaray Valiliği, Belediye Başkanlığı, sivil toplum kuruluşları, ve varlıklı aileler bu yolu denemeliler. Denerken de bana göre paket vermek yerine nakit vermeliler. Senede bir gelen Ramazan ayında makarna, bulgur, pirinç gibi şeylerle oruç tutulmaz. Genel olarak bu ve benzeri paketler dağıtılmaktadır. Ramazanda olsun, fakire nakit verinde et gibi gıda alsınlar.
Kendimizin yemediği yiyecekleri fakire vermek yerine nakit verilmeli ve onlar kendilerine göre ne alacaksa onu almalı. Zaten ihale yolu ile toplu alınan gıda maddeleri çokta kaliteli değildir, iyi markada verilmiyor.
Aklıma gelmişken bir yaşadığım hadiseyi anlatayım. Çok eskiden tanıdığım Hollanda da kalan İsmail Aktaş ağabey bir gün Mezarlıklar Müdürüyüm. Bana geldi, “ Erdoğan Bey sen Sosyal Dayanışma Vakfında görev yaptın fakirleri tanırsın sana bir miktar para vereyim bunları ihtiyaç sahiplerine dağıt” dedi.
Bende dedim ki; “ İsmail ağabey ben para almam, kalbinde bozulmasın. Gel beraber gidelim sana ihtiyaç sahibi aileleri göstereyim kendi gözlerinle gör. Her yıl bir çok kimseye yardım vereceğine üş beş aileye 12 ay yardım yap daha iyi olur” dedim.
Beraber gidip kendisine gösterdiğim aileleri gördü ve tanıştı. Hatta birisini görünce göz yaşlarına hakim olmadı, “ Erdoğan Bey böyle ailelerde mi var? Ben neden bunları görmedim, bunca yıl boş yerlere yardım etmişim” dedi.
Zannedersem halen bu ailelere yardım yapıyordur. Bilmeye bilirsiniz, bilmediklerinizi yukarıda yazdığım gibi sorup araştırın. Rencide etmeden gidip yardımınızı yapın. Bu zekat olur, fıtır sadakası olur veya yardım olur. Resmi kurum ve kuruluşlarda bunu yapmalı.
Yoksa dağıtan kimselere verirseniz, bazı gördüğüm kişiler etrafını memnun emektedir. Bunlara fırsat vermemek için ramazan sonunu beklemeden güzel bir Ramazan geçirmek için ihtiyaç sahiplerini şimdiden görüp yardım edelim.
Pazar günü Hasas, Nakkaş ve Şifhane mahallelerine ortak Belediye tarafından verilen yemeğe katıldım. Kimse görmeden bir kenarda vatandaşlarla oturdum. Masadakilerle sohbet edip sordum, bu şekildeki iftarlardan son derece memnunlardı, böylede yapılabilir.