Ramazanı uğurlarken
Acısıyla tatlısıyla yarın bir Ramazan ayını daha uğurluyoruz. Yüce Rabbim bütün ümmeti Muhammed’e yenisini nasip etsin. İslam ülkelerine baktığımızda belki de en huzurlu ve rahat bir Ramazanı biz geçirdik diyebiliriz. Sağlık sorunları nedeni ile oruçlarını tutamayanların dışında tutanlar Ramazan ayı yaz mevsimine denk gelmesine rağmen havaların serin gitmesi onların rahat bir Ramazan geçirmelerine vesile olmuştur. Mazeretsiz tutmayanlar ise gerekçeleri Allah ile kendi aralarında olan bir hesap muhasebesidir.
Aksaray’da eskiye oranla Ramazan sofraları genel olarak fakir ve fukaranın ayağına gitmiştir. Bu konuda Belediye Başkanı Sayın Haluk Şahin Yazgıyı kutluyorum. Ramazan boyunca tahminim bir 30 bin kişiye mahallelerde iftar yemeği vererek vatandaşı bir araya getirdi. Eskiden kurulan iftar çadırlarında genel olarak hep aynı simalar istifade ederdi. İki senedir ise farklı bir uygulama ile iftar sofrası vatandaşın ayağına götürüldü.
Aynı şekilde Sayın Valimizde gösterişten uzak bir şekilde eşleri ile beraber fakir ve fukaranın sofrasına otururken, verdiği iftar yemeklerini de basından uzak tutarak gösterişten kaçındılar. Devlet idarecilerimizin bu uygulamaları hakikaten fevkalade güzeldi.
“Nerede o eski Ramazanlar?” edebiyatını yapacak değilim. Her Ramazan’ın kendine göre “güzellikleri ve özellikleri” vardır.
Aslında bütün Ramazanlar güzeldir. Önemli olan, Ramazan’ın ruhuna uygun olarak “paylaşma duygusunu” yaygınlaştırabilmek.
Eski bayramları, eski Ramazanları yaşayabilmek elimizde olmadığına göre var olan bayramları ve ramazanları amacına uygun olarak yaşamak önemli.
Ziyafetlere gitmek, eşi dostu görmek, çeşit çeşit ikramlarla iftar yapmak güzel ama bu çağda açlıktan ölenleri düşünmek de bir Müslüman’ın görevi, öyle değil mi?
Ramazan ayı, hayatımıza ve ruhumuza çeki düzen vermiyorsa kendimizi yeniden sorgulamamız gerek miyomu?
Yardım yapmıyorsak veya yapamıyorsak, onca mazlum Müslüman kardeşlerimize “dua“ da mı yapamıyoruz?
Ramazan’da açlık çeken insanların iftar vaktinde karnını doyurma umutları var. Böyle bir umudu olmayan insanların açlıklarını hiç düşündünüz mü?
Bu açlık duygusunu düşünenler zaten her Ramazan ayında az çok yapıyorlar. Ama şunu unutmamak lazım varlıklı insanlarımız artık gelecek Ramazanlarda olsun gösterişten uzak bir şekilde fakir ve fukara insanlarımızı bir sofrada beraber etmeyi düşünsünler.
Bizim çocukluğumuzda köylerin ileri gelenleri her akşam belli sayıda fakirleri evlerine davet eder iftarı beraber açarlardı. Tabi şimdi belki o dönemi yaşamak ve yaşatmak çok zor ama şimdi lokanta ve iftar sofraları var buralara birkaç gariban götürüp yemek yedirilebilir.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım Somalili Müslümanları davet ederek onlara iftar yemeği verdi. Bu iftara beni de davet etmişti, davete icabet ettim. Gerçekten iftardaki o insanların samimiyetine ve oruçlu hallerini çok beğendim.
Ama gelin görün ki, bizim çoğu Müslümanlarımız Kadir gecesinde bile sahura kadar kumar masalarında oyun oynadılar. Bu sözüm iftira değil, mübarek gece saat 01 sıralarında eve giderken kahve önlerinde bu manzarayı bizzat gördüm.
Ramazan ayını kimisi camide, kimisi oyun başında geçirdi. Ne diyelim artık Ramazan bahane Kuran ayında Kumar masaları şahane hale geldi.
Allah taksiratlarımızı artısın, gaflet ve tembellikten bizleri uyandırsın.
Amin… binler kere amin.