Şahin Başer'in ardından
Geçtiğimiz Pazartesi günü hayata gözlerini yuman rahmetli Şahin Başer ağabeye rahmet diliyorum. Makamı cennet olsun, Rabbım taksiratını artırsın. Pazartesi günü cenaze namazında rahmetli ile beraber geçen günler aklıma geldi. Kendisi bir Somuncu baba sevgisi ve diğer velilerin sevgisi ile vefat etmiştir. Rahmetli ile muhtemelen bir 35 yıllık tanışıklığım ve beraberliğim bulunmaktadır.
Rahmetli ile uzun yıllar Somuncu baba türbesinde beraber olduk. Birbirimizi hiç kırmadan devam ettik. Benim Mezarlıklar Müdürlüğüm döneminde ufak bir kırgınlığı oldu. O dönem Somuncu Baba külliyesinin yapılışı gündemde idi.
Külliyenin yapımı ile ilgili talebin daha çok benim tarafımdan istendiği şeklinde çevresinde bulunan bazı işgüzarlar rahmetliye dedikodu iletmeleri sonucu bana kırılmıştı. Rahmetli mescidin aslının korunmasından yana idi. Ama daha sonra ben kendisi ile görüşerek konuyu anlattığımda bu kırgınlığı gitmişti.
Şahin ağabey 1980 yıllarında başladığı Somuncu Baba türbesi ve Yusuf Hakiki Baba türbelerini imkanı ölçüsünde 30 yıl bakımını ve temizliğini yapmıştır. O dönemlerde Somuncu Baba’yı ilimizde bile çok insan tanımazdı.
Mezarı ve türbesinin etrafı bakımsız, namaz dahi kılınmazdı. Rahmetlinin kendi imkanları ile başlattığı bakım ve onarım sonrası burası ibadete açılmıştır. O dönemler koruma kurulu tarafından bile ilgilenilmezdi.
Bundan dolayı mescidin iç ve dışının bakımını yaparak gün yüzüne çıkarmıştır. Daha sonra benim İstanbul’da ulusal medyada iken Somuncu Baba ile ilgili yaptığım haberler ve köşe yazıları sonucu aramızda dostluk oluştu. Hasbel kader ben memuriyete Aksaray’da başladığımda beraber oturup sohbetler ettik.
Sonra bir gün burada anma günleri tertiplemeyi düşündü ve kendi imkanları ile burada anma günleri düzenledi. Bu anma günlerini 20 yıla yakın devam ettirdi. Anma günlerinde her yıl ben Somuncu Baba’yı kürsüden cemaate anlattım.
Cuma günleri ilgi ve yoğunluk arttığında yan tarafa beton atarak buraya serilen kilim ve halılarla yüzlerce insan Cuma namazlarını burada kılmıştır. Mezarın yanı başında büyüyen asma üzümü vardı. Bunun sürekli bakımını yaparak asmayı büyüttü.
Asma öyle bir hal aldı ki yüzlerce kişiye yetecek hale geldi. Sonra bu asmanın hasatını yaparak bir Cuma günü camiye gelen her cemaate yetecek şekilde üzüm ikram ederdi. Ben bu güzel çalışmalarını her yıl köşemde yazarak hemşehrilerimle paylaşırdım.
Aynı şekilde Yusuf Hakiki baba türbesini de tamir ederek ibadete açmıştır. İl müftülüğünü zorlayarak Somuncu baba’ya kadrolu imam almayı başarmıştır. Tabi bunu çoğu zaman birlikte yaptık, müftülük merdivenlerini birlikte aşındırdık.
30 yıl devam ettiği bu hizmetini külliye olarak Belediyenin üstlenmesi ile devletin resmi kurumuna devretti. Yani Somuncu Baba’yı kimse bilip tanımazken rahmetli gün yüzüne çıkarmıştır. Hatta bununla ilgili kıt kanaat birde kitap çıkarmıştır.
Daha sonra bir müddet Hamza Baba türbesini onarıp onunla meşgul oldu. Ardından Üçler türbesi ile ilgilenerek zamanın çoğunluğunu buraya harcamıştır. Arayanlar son dönemlerde kendisini üçler türbesinde bulurlardı.
Kendisini velilerin tekke ve türbelerine adayan rahmetli Şahin Başer ağabeye tekrar Allah'tan rahmet dilerken, yakınlarının tekrar başı sağ olsun.