Siyasette hoşgörü var mı?
Siyaset ne dindir ve de imandır, siyaset hizmet etmek için bir araçtır. Bunu iyi veya kötü yönde kullanmak seçilenin iradesine bağlıdır. Siyasetçi seçmenin memnuniyetini kazanmak ve onun refahını sağlıklı yönde yönetmektir. Kişilerin gönlünü almak ve onlarla iyi geçinip hoşgörülerini sağlamak siyasetçinin görevidir. Bunu yapamayan siyasetçi bir başka seçimde geldiği yere geri döner, ya da piyasadan kaçıp yalnız başına yaşamaya çalışır.
Siyasetçi eleştiriye açık olmalı ve eleştirileri hoşgörü ile karşılamalıdır. Hele hendi seçmenine karşı tavır ve edaya girmemelidir. Yoksa onları karşılarına almaları kendilerinin akıbetini sonuçlandırarak siyaset dışı kalabilirler.
Ama bugünkü, hoşgörüden uzak sert söylemlere bakınca hayal kırıklığı yaşıyoruz. Geçmiş örneklerdeki zeka kıvraklığı ve kültür düzeyini göremiyoruz. Bunun yerine, ergenlik çağına yeni girmiş, kültürsüz ortaokul çocukları seviyesinde söylemlere tanık oluyoruz. Anlaşıldı ki, bu eğitim seviyesi ve bu zeka düzeyi ile aya sert iniş de yapamayacağız. Ama siyasetçilerden beklentimiz, en azından belli bir mizah anlayışı ile ortamı yumuşatmaları, halkın yüzünü hiç olmazsa böyle güldürmelidir.
Yoksa bu kafa ve duruşla siyaset yapılmaz. Karşındakine kızgın ve öfkeli bile olsan bunu ona belli etmemelisin. Ona karşı sempatik ve güler yüzle karşılık vermelisin. Eğer bunu yapamıyorsan siyasette uzun soluklu değil kısa soluklu olursun.
Kindar, öfke ve husumetle seçmene bakan bir siyasetçi zaten o sahneden peşinen inmiştir. Siyasetçi çok geniş ve engin düşünceye sahip olmalıdır. Bunu yapan siyasetçiler siyaset sahnesinden hiç inmemişlerdir.
Şüphesiz ki bu sorunlarla baş edebilmek, dini, mezhepsel ve etnik ayrışmaların meydana getirdiği toplumsal fay hatlarının giderilmesi yönünde atılan yapıcı politikalardan geçer. Dolayısıyla siyaset ve toplum üzerinde söz sahibi olanların hoşgörüyü ve ötekileştirmeden farklılıkları kabul etme anlayışını yaymak için etkili önlemler almalıdır.
Zira toplumsal barış, halkların beşeri ve ekonomik refahını yükseltir. Kaynakların ve altyapılarının dini, etnik ve mezhepsel çatışmalarda yok olmasını engeller. Bununla beraber demokrasinin temelini atarak siyasi istikrarı sağlar ve ekonomik gelişmeyle refah düzeyini artırır.
Anlayış ve bakış açısı geniş olan kimseler siyasette de başarılı olmuştur. Siyasetçi her zaman yapıcı olmakla beraber, ister taraftarı olsun ister taraftarı olmasın her kesimle iyi geçinmelidir. Siyaset kin ve nefret üzerine yapılmaz.
Bunları yapanlar bırakın sokakta gezmeyi, bulunduğu şehri terk etmiştir. Kalıcı ve uzun vadeli dostluklar elde etmelidir. Yarın çarşıya yanında beraber inecek adam bulamazsın. Bunu yapanlar beraber dolaşacağı insanlar bulamamıştır.
Şöyle geçmiş siyasilerimize bir bakacak olursak, sokakta vatandaş içerisinde dolaşan pek fazla siyasetçi çok nadirdir. Aynı durumları yaşamak istemeyen siyasiler koltuk altlarından gitmeden ikili ilişkilerini fevkalade düzgün tutmalıdır. Dolayısı ile bu kervandan kimler geçip unutulmadı ki, sizlerde unutulmayasınız. Her kışın sonunda bir bahar vardır.