Yaş 65 merdiven dayamış
Rahmetli babam derdi ki, “ oğlum ben sen olamam da sen ben olursun” derdi. Bu sözü bana 35 sene önce söylerdi, ama hiç umurumuzda olmazdı. Şimdi düşünüyorum o günkü bu sözler artık şimdi gerçek olmaya başladı. Aynen bunun gibi şimdiki genç nesilde bizim o zaman düşündüğümüz gibi düşünüyordur. Kimse ihtiyarlamayacağını zan ediyor. Ama şöyle geriye bir baktığınız da ne yaşamışsınız ne de o günler duruyor. Sanki her şey aynen dün gibi ne zaman geçmiş haberiniz olmuyor.
Yazıyı kaleme aldığım sırada 65 yaşına merdiven dayamışım. Şöyle geriye baktım ömürden bir 64 yaş geçmiş ve yaşlanmışım. Ne yaşadık ne gördük sanki dün gibi. Ama geride ne gibi güzellikler ve iyi şeyler yaptık onun muhasebesini yapmak lazım.
Hepmiz bu yaşlara gelincee dönüp bakacaksınız. Ne zaman bu zamanı geçirdik, nasıl olduda dün gibi gelip geçti diyeceğiz. Ama asıl olan ahiretimize ne kadar hazırlandık, insanlar bizi beğensin gayretini aceba Allah bizi ne kadar beğeniyor diye zaman harcadık mı?
Her yıl yılbaşı kutlaması ile ilgili yazılar kaleme alırdım. Bu sene böyle bir yazı yazma gereği duymadım. Neden derseniz ben yazsam da yazmasam da yılbaşını kutlayan yine kutluyor. O zaman bana ne gerek var ben kendi hayatıma bakmalıyım diye düşündüm ve yazmadım.
Geçen bir akşam oğlumun iş yerinin önünde oturuyorum. Karşıda bir gurup bu geceyi nasıl geçireceklerinin tartışmasını yapıyorlar. Tabi bunların hangi birisini sayacaksınız ki, zaten belli gençler akşamları beraber olup vur patlasın çal oynasın yapıyor.
Hemen karşıda alkol satan yer var gençler siyah poşet içine sardılar. Ne diyelim Allah akıl fikir ve izan versin. Hani ekonomik kriz vardı? Bu gereksiz ve lüzumsuz keyif işine verilen paraları insan çoluk çocuğuna harcamayıp alkole veriyorsa söyleyecek bir söz yok.
Ben bazen oturup kendi kendime düşünüp Rabbıma tövbe ederim, tövbe istiğfar ettim. Bir yıl içerisinde ibadetimiz den tutun, yaşamımız içerisinde ne kadar haksızlık ve günah işledik varsa Allah affetsin diye tövbe istiğfar ederim.
İnsanız, beşeriz aciz kuluz bilerek ve bilmeyerek günah ve hata etmiş olabiliriz. Bunlara tövbe istiğfar etmemiz gerekirken, yaptıklarımız kutlamak için alem yapıyorsak vay Müslümanlığımıza ve insanlığımıza vah ki vah.
Ama ben diyorum ki, elhamdülillah Müslümanız, Rabbım hepimize hidayet versin ve kabir kapısına hazırlanmayı nasip etsin. Her lüzumsuz geçen zaman ve günümüzün muhasebesini yapmayı bizlere nasip olsun.
Allah hayatının her safhasını dünya için harcayanlara da ihsan etsin. Onlarında akıllarını başlarına getirmeleri için akıl ve düşünmeyi nasip etsin. Özel günler kutlamak bizim neyimize, evsiz barksız, zulüm ve işkence içerisinde vatanlarından edilmiş bunca insanları da düşünmeyi bizlere ihsan etsin.
Hele kış aylarında çadırlarda ve duvar diplerinde yaşayan onca insan varken onları düşünmeyip eğlenceye dalmak bizim neyimize. Eğlenceye verdiğimiz paraları neden ülkemizde ki garip gurabaya vermeyiz? Onlara verip sevindirsek belki cennetin kapısını açarız.
Onun için ben bu yaşa girmişken neler yapabildim ve yapamadım diye düşünürüm. Allah bizlere bundan sonraki ömrümüzde hidayet versin ve dört gün kalan ömrümüze iman kuran nasip etsin. Hiç değilse kalan ömrümüzü kuran ve imanla geçirmeyi nasip etsin.
Dolayısı ile şahsen ben geceleri bir şey kutlamak yerine ahiretimi düşünmeyi kendime tenbih ederim. Hani şu batının anneler günü, babalar günü, sevgililer günü gibi bir çok günü bize aşıladılar'ya. Böyle bir gün yok kardeşim, annende, baban, eşinde senin her gün hatırlayıp anman gereken bir gündür. Böyle sapma saçan günleri kutlayıp anmak yerine muhasebesini yapmayı daha uygun bulmaktayım. Allah bizlere iman ve kuran ahlakı ile ahlaklanmayı nasip etsin. İşte geldik işte gidiyoruz hepsi yalan.