Yaşayışımızı mutlaka düzeltmeliyiz
Bu yazıyı aslında bir köşe yazısı olarak değilde kafamda oluşan ani bir düşüncenin kaleme dökülmesidir. Muhtemelen bizim bilmediğimiz tarihlerde korona virüs hastalığı Eylül-Ekim gibi bazı ülkelerde başlıyor ve tespit sonradan konuyor. Önce alaya alınan bu virüs bütün dünyayı tehdit ediyor ve gözle görünmeyen bu beladan herkes kaçacak yer arıyor.
Bizim öncelikle yapmamız gereken ise namazlarımızdan sonra bu virüsün ber taraf olması için dua etmek. Ardından da devletimizin yaptığı müspet ve şer olmayan işlerinde muvaffak olması için dua etmek. Aynı şekilde şer olan işlerinde de muvaffak olmaması için dua etmek kalıyor. Allah devletimizi şer olmayan güzel işlerinde muvaffak etsin.
Ancak bakıyorum Hristiyan alemi çareyi Allah’a dua etmekte bulmuşlar. “Senden başka sığınacağımız kimse kalmadı bize yardım et Allah'ım” diye Hristiyan hemşireler feryad ediyor. Turump’un bulunduğu mecliste eller havada dua ediliyor ve o muhterem de amin diyor.
Alemi İslamı yok etmek için her yolu deneyen Yahudi lobileri ha bire silah üreterek Müslümanları yok etme çabasına girmişler ve hepimiz ise ne olacak bizim sonumuz diyecek duruma gelmiştik. Gördük ki, yüce Rabbım görülmeyen küçük bir virüsle herkesi dize getirdi.
Hristiyan ve Yahudiler böyle bir düşmanlık sonunda çareyi İslamda aramaya başladılar. Peki biz Müslüman bir ülke ve Müslüman insanlardık bize bu virüs nasıl bela oldu da evlerimize sokulur olduk camilerimiz ve mabedimize kadar kapandı?
Demek ki gerçek bir kul olamamışız, dualarımız ve ibadetlerimiz kabul olmamış olmalı ki, bir şekilde Allah bizi Kabe'den ve camilerden kovdu. Ben Müslümanım, sen benim kalbime bak, namaz kılmakla Müslüman olunmaz, ben Müslümanım diyeceksin İslamın her emrine karşı çıktık, baş örtüsünü dini emir değil simge gibi gördük, zinayı serbest bıraktık zina normal bir hayat haline getirdik, İslamı kurana göre değil yaşadığımız hayat şartlarına göre uyguladık, dinin men ettiği ve yasak kıldığı harama helal, helale haram der duruma geldik.
Ancak şu fuhuş ve aile düzenlerinin bozulması zaten başlı başına bir virüs. Kadınları uygunsuz vaziyette soka saldık ve beşerin ahlakını, aile yuvalarını bozduk.
Sonrada bu beraberlikleri hoş görerek metres hayatı olarak görmeye başladık. Kadının olmadığı, sanki bir Pazar malzemesi gibi her yere uygunsuz resimlerin asıldığı bir dünya haline geldik. Büyüklenmek, ne oldum delisi olmak gibi zenginin garibanı hor görüp ezdiği bir dünyada yaşar olduk. Saygı ve sevgi diye bir şeyin kalmadığı bir ülke haline geldik.
Benim acizane tavsiyem gerçek kimliğimize dönmek, bol dua etmek. Bu virüs biter yarın bir başka virüs çıkar. Dünya görüşümüz ne olursa olsun, kenetlenerek yüce Rabbıma sığınma zamanıdır. Görülüyor ki, beşeri tedbirlerle bu işlerin üstesinden gelinmiyor. Öyleyse artık manevi inancımız olan İslama hızla dönmeliyiz. Zaten Müslümanız lafını bırakarak inanç ve itikadımızı düzeltmeliyiz. Görünen o ki, artık dünyanın değişimi söz konusu olacak ve zafer İslamın olacaktır.
Bu belanın bir ilahi ikaz olduğunu hepimiz artık bilmeliyiz. Ey haramzadeler bak sürekli yediğiniz haramları yiyemiyorsunuz. Kadın tüccarları ve çapkınlar bakın yaptığınız pislikleri yapamıyorsunuz. Ey zenginler arabanız var binemiyorsunuz, yazlığınız var gidemiyorsunuz, paranız var harcayamıyorsunuz, torunlarınızı sevemiyorsunuz. Öyleyse hepimiz sözde değil
özde İslama koşup yönelmeliyiz. Haram yaşamdan mutlaka uzak durup İslam ahlakı ile yaşamalıyız.