Zaman tek yürek olma zamanı
Ülkemizde 1939 yılında Erzincan’da meydana gelen deprem sonrası, benzeri depremin en şiddetlisi on ilde yaşanan depremdir. Erzincan depreminin büyüklüğü 7,2 iken 32.962 kişi hayatını kaybetmişti. Tabi bu o dönem bir ilde yaşanan depremdi. Bu depremin şiddeti ise 7,7 şiddetinde olan bir deprem. Tabi Kahramanmaraş ile başlayan deprem 10 ilimizi içine alarak hasar vermiştir. Tabi ölü sayısı Erzincan gibi olmasa da hasar bir hayli fazladır. Bu bir takdiri ilahidir, gelen belalar insan ayırt etmeden umuma gelir. Bu felaket karşısında tek yürek ve tek yumruk olma zamanıdır. Her şeyi bir tarafa bırakarak yardımlaşma ve destek olma zamanıdır.
Depremin etkisi ilimizde görülmesi ile sizler gibi bende ayakta idim. Herkes kendisini korumaya ve kollamaya almak için aşağıya inerken ben inanın evde durdum ve her şey takdiri ilahidir, gelecekse vademiz yetti ise her yerde gelir ve ruhumuzu alır dedim.
Bu felaketi evde medyadan takip etme imkanı buldum. Genel olarak ülkemiz insanları birlik ve beraberlik sergileyerek bazı kendisini bilmezler bazı muhalif televizyonlarda siyaset yaptılar ve devlet yok diye hükumeti kötülemeye çalışıp deprem üzerinden siyaset yaptılar.
Bir diğer husus ise Kılıçdaroğlu Afad randevu vermedi diyerek siyaset yapmaya çalıştı. Kardeşim insanlar daha yeni toprak altında kalmış ve yeni bir deprem olmuş kendiyin kabul edilmesini bekleyerek siyaset yapıyorsun. Git oraya kendin ziyaret et o kadar meraklıysan.
Felaket üzerinden siyaset yapmak yerine ülke vatandaşı bizim vatandaşımız siyaset bu gün var yarın yok. Önemli olan ülke insanı olarak birlik ve beraberlik içerisinde olmamız. Vatandaşlarımızda kendisini bilmezlerin dışında bu beraberliği sağlamışlardır.
Bu felaket ve belalar bizlerin daha çok birbirine sarılmasını ve kucaklamamızı sağlamalıdır. Bu bir çaresizliktir bir başka ülke insanına muhtaç duruma düşmektir. Durumları iyi olanlar bu çaresiz duruma düşmüş insanlara yardım etmektir, ediliyorda.
Ülkemiz insanları her şeyi bir tarafa bırakarak kenetlenmiş ve seferber olmuştur. Öyle çağrılar görüyorum ki, boş evi olanlar gelsin bir aile benim evimde kalsın diyenlerin yanında beraber birlikte kalalım diye aynı evi paylaşmak isteyen insanlarımız var.
İşte benim ülkem insanları bu olsa gerek. İnanın bunları gördükçe gözlerim yaşardı. Hatta ve hatta imkanımız olsa da genç olmak kaydı ile bölgeye gidip bir insana yardım edebilsek demekten kendimi alamadım, sizlerde aynı şeyi düşündüğünüzü biliyorum.
Bu devlet ve siyaset meselesi değildir, siyasetçinin de başına evi yıkılabilirdi. Bu ilahi bir musibettir kimsenin dahli yoktur. Durumu iyi olanların bu insanlara elini uzatması lazımdır. Yarın aynı durum bizim başımıza da gelebilir.
Devlet millet el ele bu yaraları birlikte saracağız. Elimizden bir şey gelmiyorsa en azından bu insanlara dua edeceğiz. Hele bu mevsimin kış ve kar olması ile göçük altında saatlerce kalan insanları düşünmek lazım. Allah onlara yardım edip sağlıklı olsunlar.
Ekranlarda göçük altından çıkarılanlara bakıyorum, insanın içi dayanmıyor. Bu felakete duçar olan insanlara yardım yapan ve dua eden herkesten Allah razı olsun. İyi ki varsınız ve birlik beraberlik içindeyiz, Allah hepimizi korusun bir böyle ölmek var birde yatağında ayağını uzatarak ölmek. Hiçbir şeyin önemi yok istersen dünya senin olsun yüce Rabbımıza sığınalım.