kömürizm
geçtiğimiz günlerde
bakanlar kurulu'nca yayınlanan,
"müracatları üzerine fakir ailelere
asgari 500 kilo bedelsiz kömür verilmesi" kararı,
yıllardır kesintisiz sürdürülen bir uygulama..
başlangıçta geçici süreliğine alınmış
zorunlu bir tedbir olduğu söylense de
aradan geçen/geçirilen uzun yıllara rağmen
kesintisiz her yıl özellikle de seçim yıllarında
özel ve ekstra artırımlarla devam ettiriliyorsa,
yeni bir yönetim biçimi diğer ifadeyle
yeni bir rejim haline getirilmiş demektir..
yeni rejimin adını biz koyalım: kömürizm..
evet, bildiğiniz maden ocağından çıkarılan ve
kışın sobalarımızda yakılan kapkara kömür madeni..
hani şu, hiçbir denetimi yapılmayan maden ocaklarında,
gariban işçilerin karın tokluğu karşılığında
canlarını verdikleri kapkara kömür..
sandıklarda birilerinin seçim başarıları ve
şatafatlı-sefahatli saltanatlarını garantileyen kömür..
kendisi kara ama yaptığı iş hem sıcak hem apak..
hem sıcak, girdiği sobayı ve evi ve kalpleri ısıtıyor(!),
hem apak, bir aileyi ısıtırken başka aile/leri aklıyor(!),
yığınla işledikleri yanlıştan ve suçtan ve günahtan..
sandıktan hayli başarılı sonuçlar çıkartıyor,
yeni rejim sahiplerine.. isterse çıkmasın,
valla, "eve/sobaya kömür mömür girmez" korkusuyla
istenilen istikamette iradeyi/sandığı şekillendiriyor,
arzulanan sonuca mahkum ediyor, seçmenleri..
üstelik maliyeti küçük, getirisi büyük..
üstelik o kadar yanlışı/suçu/günahı örtüyor,
quasar/kara delik misali yutup yokediyor, mu dersiniz..?
özellikle fakir/muhtaç bölgelerimizde fazlaca ve
çok kolay oy çıkartmada kullanılıyor.. hani,
odun gibi yandaşlarıyla bedava dağıtılan kömür..
kışın dondurucu soğuğunu ısıtan, geçici de olsa..
o olmazsa ömür biter ama kış bitmez.. dikkat edilirse
devamlılığı ve bağımlılığı sağlayıcı zorunlu bir ihtiyaç..
yandaşları makarna-bulgur-yağ karın tokluğunu,
o ise kışın sıcaklığı karşılığında oy desteğini sağlıyor..
kömür, sömürü pardon ömürü kış süresince uzatıyor..
karşılığında iktidarın sömürü pardon ömürü uzuyor,
kömürizm rejimi, komünizm gibi..
başkanlık mı, yarı başkanlık mı
yoksa parlamenter sistem mi olsun,
lafazan tâifesi ekseninde sürdürülen tartış'tırmalar',
allâme-i cühelâ kısır döngüsü içinde sürüyor..
bilenlerin hem sustuğu hem susturulduğu,
bilmeyenlerin car car konuştuğu bir ortamda,
biz de yeni ve ciddi bir öneri ile
yeni siyasi rejimin adını koyalım istedik..
hiç değilse adını daha dürüstçe koymuş oluruz dedik..
kömürizm, bütün karalığı ve kararlılığıyla ortada..
onca temel sorun karşısında çözümsüz kalınmış,
onca taahhütlerin altında ezilip kalınmış,
onca suçlamaların altında kalınmış, kimin umurunda..?
hepsini bir çırpıda unutturacak basit bir tedbir,
maliyeti toplumun sırtından bir rejim üstelik..
cankurtaran simidi, zordaki tüm iktidarlar için..
bu rejim yıkılırsa pardon iktidar pardon saltanat
pardon millet iradesi(! ) ortadan kalkar sonra..
"herşey benim" denilemediği için
herşey kömürizm için..
"göle su gelene kadar kurbağanın gözü çıkarmış"
terâne/bahânesiyle kısmî haklılığa dayandırılan rejimde,
özellikle seçim yıllarında geçim zaafından vurulan
vatandaşların bağımlılığına ve oya dönüştürülürken,
geçim zaafına kalıcı çözümler bulunmaması, bilakis
sistemin pekiştirilerek sürekli hale getirilmesi,
geçici tedbir bahânesini yok etmiyor mu..?
bu realiteye/acı gerçekliğe sığınanlar,
"balık vermek yerine balık tutmayı"
niye öğretmiyorlar dersiniz..? yoksa
göbekten/mideden bağımlılık kalkarsa
bağzı şeyleri kolayca topluma yediremeyiz korkusu mu..?
satır aralarına sokuşturularak kaybettirilen
işin özüne dokunup sorgulayalım istedik,
"şeytan ayrıntıda gizlenemesin" diye..
E-Posta: ramazantoprak19@gmail.com