Abdulkadir Ay'ın Köşesi: Sessiz Çığlıklar ve Tutulmayan Sözler
Gazeteci-Yazar Abdulkadir Ay, son yazısıyla dikkatleri özel gereksinimli bireylerin ailelerinin yaşadığı zorluklara çekti. Yazısında yer verdiği sitem dolu çağrı, otizm ve Down sendromlu çocukların ailelerinin çaresizliğini gözler önüne seriyor.
Otizm Derneği Başkanı'ndan İlk Tepki
Yazıya ilk tepki Otizm Derneği Başkanı Cennet İnceöz’den geldi. "Malesef üzgünüz"
Kardeşinden Duygu Dolu Destek
Yazarın kardeşi Mustafa Ay ise duygu dolu bir cevap yazarak, abisinin mücadelesine destek verdiğini belirtti: "Allah razı olsun abim kalemine yüreğine sağlık çok mücadele ettin biliyorum, ne diyelim sağlık olsun. Devletimiz var olsun, duygularımıza tercüman olmuşsun. Çok teşekkürler."
Down Sendromlu Çocuk Babasından Umut Dolu Mesaj
Daum sendromlu çocuğu Ahmet Arıbaş ise 21 Mart Dünya Down Sendromlular Günü vesilesiyle paylaştığı mesajla umut dolu bir tablo çizdi:
> Meleğim, Cennet kokulum; > 21 Mart, Dünya Down Sendromlular günün kutlu olsun. > Dünya sizinle güzel... Sevgi üzerine kurulu dünyanızda yalan, nefret ve kin nedir bilmezsiniz. Varlığınız ve renkli kişilikleriniz ile nefretleri sevgiye, kinleri dostluğa dönüştürmekte tüm insanlığa örnek oluyorsunuz.
Arıbaş mesajında, Down sendromlu bireylerin hayatından ders çıkarılması ve savaşların sona ermesi temennisinde bulundu.
"Farkındamısınız?" Sorusunun Ardındaki Acı Gerçek
Abdulkadir Ay'ın yazısının temelini, özellikle Down sendromlu çocuk sahibi ailelerin yaşadığı zorluklar oluşturuyor. Yazar, bir dönem önceki validen ricayla gündeme getirdiği, yatalak durumdaki çocukları olan ve evde mahsur kalan ailelerin taleplerinin yıllardır karşılık bulmadığını vurguluyor.
Gündüz Bakım Evi Umudu Soldu
Yazarın yeğeni Melih için bir gündüz bakım evi açma umudu, hayırseverin projeden vazgeçmesi ve ilgili bürokratların değişimiyle suya düştü. Belediye başkanının ilgisi de prodüksiyonun uzamasıyla sonuçsuz kaldı. Vali Mehmet Ali Kumbuzoğlu’na fidan dikim etkinliğinde konuyu açan yazar, müdür değişikliğiyle talebinin unutulduğunu belirtiyor."Terzi Kendi Söküğünü Diker mi?"
Yazar Ay, yaşadığı hayal kırıklığını "terzi kendi söküğünü dikemiyor" metaforuyla dile getirirken, yeğeni Melih ve diğer özel gereksinimli bireylerden özür diliyor. Tasarruf tedbirlerinin bu ailelerin umutlarını daha da azalttığını vurguluyor.
Duvarlar Arasında Bir Yaşam
Yazar, otizmli çocukların hırçınlıkları nedeniyle evlerde sünger bariyerlerle koruma altına alındığını ve bu durumun kamuoyunda yeterince bilinmediğini belirtiyor. Siyasilerin kahvehane ziyaretleriyle meşgul olduğunu, bu ailelerin derdini anlamadıklarını vurguluyor.
Sadece Özür Dilemek Yeterli mi?
Abdulkadir Ay, elinden bir şey gelememesinin acısını yüreğinde taşıyor ve sadece özür dilemenin yeterli olup olmadığını sorguluyor. Özel gereksinimli çocukların ailelerinin evlatlarına olan bağlılığını vurgulayarak, bu ailelerin yaşadığı zorluklara dikkat çekiyor ve "Farkındamısınız?" sorusunu tekrar ederek yazısını sonlandırıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: