İnsan bedeni çok farklı sistemleri içinde barındıracak şekilde yaratılmıştır. Bu sistemler arasında da büyük bir ahenk vardır. Sistemlerin ahengini bozacak içten veya dıştan bir müdahale vücudumuzda rahatsızlıklara yol açar. Sistemlerin uyumlu çalışması için sağlıklı bir mekanizmanın olması şarttır. Genetik ve çevresel faktörlerle gelebilecek hastalıklara karşı sistemlerin korunaklı olmaları ancak büyük bir gayretle sağlanabilir. Hastalıklara baktığımız zaman ise görüyoruz ki hemen hepsinin fazla kilolarla bağlantılı bir yanı var. Fazla kiloların sistemler üzerine olumsuz etkisi bir zaman sonra direkt sağlık sorunlarını doğurabildiği gibi genetik ve çevresel faktörlere zeminde hazırlamaktadır.
Fazla kiloların olumsuz etkileri noktasında hemen herkesin bilgisi olmasına rağmen toplumumuzda bireyler kilolardan kurtulmak için çaba harcamadıklarını görüyoruz. Kilolarından şikâyeti olan bir birey zayıflama için çok farklı yöntemleri denemekten çekinmediğini biliyoruz. Kimi zaman öyle bir hale geliyor ki sağlığı açısından zararlı yöntemleri bile deneyenler olabiliyor. Obeziteyle savaş konusunda sağlık sistemi yeni yeni bir şeyler yapmaya başlıyor. Yeterli düzeyde ve yeterince kişiye ulaşamayan bu çalışmalar haricinde bireylerin tamamen kendi çabaları neticesinde zayıflama için farklı yöntemlere başvurduğu biliniyor. Zayıflama konusunda uzun süredir çalışan biri olarak bu kısma kadar her şeyin çok güzel olduğunu söyleyebilirim. Özellikle bayanlar kiloların zararları ve estetik kaygılar noktasında erkeklere göre daha bilinçli olduğunu görüyoruz. Ama diğer bir mevzu ise kilo verme konusunda devamlı olamadığımızdır. Farklı yaşlarda ve kilolarda bireylerle çalışma fırsatı buluyoruz. Bunlardan edindiğim izlenimim ise haftada 1-5 kg arasında kilo verseler dahi insanımız devamlı olmayı çok sevemiyor. Birkaç ay sonrasında 20 kilo dahi verse ideal kilosuna gelmeden ve tedavisini tamamlamadan bırakabiliyor. Hiçbir şeye dikkat etmeden hayatına devam ederek tekrar kilo alanları bile görüyoruz. Burada akla gelen sağlık noktasında kiloların ne kadar zararlı olduğunu tam anlamıyla anlayamamış olmamızdır. Bir diğer ihtimalse fiziksel sağlık sorunlarında örneğin; diz ağrıları, bel ağrıları ve sırt problemlerinde, siz bunu çoğaltabilirsiniz, en önemli sorun kaynağı ve tedavi unsuru kilodur. Estetik kaygılarsa günümüzün kilo vermek isteyenlerin en önemli mazereti diyebilirim. Bütün bu sebepler içinde toplumsal bir özelliğimiz olan devamlı olamama konusu yüzünden çoğu kimsenin kilolarla başı dertten kurtulamamaktadır.
Kilolarımızı seviyor muyuz? Sanırım bundan 20-30 yıl öncesinde kilolu olmak bir moda iken şimdilerde pekte sevilen bir durum değil. Sağlık açısında da beslenme şeklinin bozulması ve hareketsiz bir yaşam biçiminin benimsenmesi kiloların alınması için fazlasıyla zemin oluşturuyor. Artan hastalık çeşitliliğine fazla kilolar sayesinde ise yenileri ekleniyor. Kiloları sevmiyoruz, sevmemeliyizde. Ancak bu hiçbir zaman yeterli olmayacaktır. Kilo vermek ciddi bir uğraş gerektirir ve devamlılık ister. Biz yaptığımız program ve tedavilerle kilo vermeyi çok kolay hale getiriyoruz. Açlık ve halsizlik hissettirmenden bunu başarıyoruz. Önümüzdeki en büyük problemse devamlılık konusudur.
Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…