Kalpten gelip kola giden Atardamarların göğüs kafesi çıkımında sıkışması sonucunda gelişen hastalık ise arteryel (atardamar) TOS olarak ifade edilmektedir. Bu durum atardamarların daralmasına, özellikle kol hareketleri sırasında kol kan akımının engellenmesine, bazen sıkışmış damarın daha ilerisinde atardamarların genişlemesine (anevrizma) ve bazen atardamarlar içinde pıhtı oluşup damarın tıkanması ile kolun kan akımının durması ile ciddi ve tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
TOS dışında bu bölgede damar ve sinir sıkışmasına yol açan bir başka sorun ise bir göğüs kası olan pektoralis minor kasıdır. Köprücük kemiği ve 1.kaburga arasından damar ve sinirler göğüs kafesinin üst çıkışını terk edip, kola giderken kola ulaşmadan üst kaburgalardan başlayıp yanda kola doğru uzanan pektoralis minör kasının altından geçmez zorundadırlar. İşte bazen bu noktada da sıkışma olabilir. Hastaların az bir bölümünde doğuştan gelen boyun omurlarından gelişen fazladan bir kaburga TOS gelişimi için bir risk faktörüdür. Göğüs kafesi çıkışındaki omuz ve boyun gibi yapılara yönelik yaralanma yada kaza geçirmiş kişilerde TOS gelişme ihtimali daha yüksektir. Öte yandan kol ve omuza yönelik tekrarlayan hareket gerektiren mesleklerde (kompresör yada matkap kullananlar) yüzme, halter, cirit atma gibi spor yapan atletlerde ve omuz, boyun ve kolun zorlanmasını gerektiren başka iş yada spor yapan kişilerde özellikle venöz TOS gelişebilir.
Üç ayrı TOS çeşidine göre belirtiler farklılık gösterebilir. Sinir sıkışması sonucu gelişen nörojenik TOS ta kolda, omuzda ve boyunda ağrı, uyuşma ve güçsüzlük başlıca şikayetlerdir. Ağrı ve uyuşma yerleştikten aylar sonra el kuvvetinde azalma, cisimleri sıkıca tutamama yada elde tutulan cisimlerin düşmesi görülmeye başlar. Özellikle kolların baştan yukarıya kaldırıldığı durumlarda örneğin çamaşır asarken yada üst raflara uzanmak gerektiğinde, veya kolların uzatılması, gerdirilmesi gereken olaylarda şikayetler artar. Kolda ağrı, uyuşma gibi şikayetlere ek olarak ısı ve renk değişiklikleri de görülebilir. Nörojenik TOS tanımlayan hastaların önemli bir bölümünde ayrıca ense ve boyun ağrıları da bulunur. Eğer pektoralis minör kasının oluşturduğu bir sıkışma varsa hastalar aynı nörojenik TOS ta olduğu gibi omuz, kol ve elde ağrı, uyuşma ve güçsüzlük şikayetlerine ek olarak köprücük kemik altındaki göğüs bölümünde ve koltukaltında ağrı ve hassasiyet tanımlarlar.
Toplardamarların sıkıştığı venöz TOS durumunda genelde el ve kolda şişlik, morluk ve bazen kolda ve omuzda acı olabilir. Hastalar tipik olarak tansiyon aletinin manşonunun sıkıştırmasına benzer bir şikayet tanımlarlar. Ayrıca boyun ve omuz çevresindeki toplardamarlar daha belirgin görülebilir. Bazen daha önceden hiç bir şikayeti olmayan bir kişide örneğin bir sporcuda bir anda kolda ve elde ani başlayan şişlik, morarma ve ağrı ile belirtile başlayabilir. Şiddetli belirtilerin olduğu bu durum acildir ve hastalar kolları ile hiç bir iş yapamayacak kadar ciddi şikayetler tanımlayarak doktora yada acil servise başvurmak zorunda kalabilirler. Atardamarların sıkışması sonucunda gelişen arteryel (atardamar) TOS da kolda ve elde soğukluk, acı ve şişme olmadan morarma olabilir. Özellikle ellerin başının üzerine kaldırıldığı durumlarda el rengi solabilir ve tekrar aşağı indirildiğinde kızarma görülebilir. Omuzdaki sıkışmanın ilerisinde damarda genişleme olduğunda köprücük kemiği altında bariz nabız hissedilir. Damarın tam olarak tıkanıp kol atardamarlarında pıhtı geliştiğinde ani olarak şikayetlerde daha fazla artışla karakterize acil bir durum oluşabilir. Her ne kadar TOS üç ana tip şeklinde olmakla beraber bazen bu tipler birlikte olabilir.
Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…
YORUMLAR