Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde başlatılan OKUMA-YAZMA seferberliği beni tam 65 yıl öncesine götürdü.
Küçük Bölcek mahallesinde birkaç hane hariç çoğunluk Aksaray´ın yerli ahalisiydi.
Yerli halktan birisi de rahmetli annem idi.
Annem okuma yazmayı bilmezdi.
Biz okulda iken anneme bir mektup gelmiş, teyzemin oğlu Deniz Astsubay Okulunda okuyanİbrahim Abimizin gönderdiği mektup elinde evin sokak kapısında oturmuş rahmetli ağabeyimle beni bekliyordu.
Mektubu elinden ben kaptım ve ilkokul üçüncü sınıfta iken okuyup yazabiliyordum.
Mektubu okudum, rahmetli annem gözyaşını sildi ve bana ortası delikli yüz para ödül verdi…
Mahallede bilhassa kadınlar ve kız çocukları arasında okur-yazar oranı sıfır denecek durumdaydı.
Bu günde hala Aksaray´da ON ALTI BİN kişinin okur yazar olmaması yüreğimi hoplattı.
Bu seferberlik çok önemli…
Başta valilik olmak üzere; belediyeler, sivil toplum kuruluşları OKUMA-YAZMA´yıkim önce öğrenir ise ödül vermeli…
Bilhassa kendisi okur-yazar olmayan anne ne kadar çabalarsa çabalasın evladının veya torununun başarısına katkıda bulunamaz.
Kursa katılanlar yaşlarına göre tasnif edilmeli ve 20-40 yaş, 40-60 yaş ve 60 yaş üstü ayrı ayrı değerlendirilerek ödüllendirilmelidir.
Afrin´e Zeytin Dalı Harekatının toplumu milli duygu bakımından zirve yaptırdığı bir zaman diliminde OKUMA-YAZMA SEFERBERLİĞİ zamanlaması çok isabetlidir.
Bu seferliğe katkıda bulunacak başta öğretmenlerimiz olmak üzere herkesi kutluyorum…
YA MÜEBBET HAPİS YA DA İDAM!..
Dede, ebe, anne ve baba olmanın ötesinde 15-20 yaş arasındaki gençlerin bile yüksek sesle “ASMALI!..” demeleri toplumun ÇOCUKLARA CİNSEL İSTİSMAR konusunda hassasiyetlerini öğrenmek için yeter de artar bile…
Geçmişte uyum yasaları sevdasına kapılıp hazırladığımız infaz yasaları; katili, caniyi, çocuk istismarcılarını ve tüm ahlaksızları ödüllendirir bir hal aldı.
Bilhassa gençlerin “ASMALI!..” feryadı üzerinde düşünülmesi gereken bir olgudur.
50 yıldır gazeteciyim…
Cezasını çekip çıkan hiçbir SAPIĞIN ISLAH olduğuna şahit olmadım…
“Avrupa ne der?” beni ilgilendirmiyor…
Ben de halkımız gibi düşünüyorum…
UYDURUK ANKET ÖLÇÜ DEĞİL!..
Basından takip ettiğime göre İP partisinin kongrelerinde ortaya atılan “Aksaray´da oy oranımız %33” lafına ben de yüksek sesle “öhhö!.. öhhö!..” diyorum…
İP partisinin yöneticileri arasında tanıdıklarım ve yakınlarım bile var.
Aksaray´da siyaseti eh şöyle böyle bildiğini iddia edenlerdenim, bugüne kadar hiç de yanılmadım.
Her gün mümkün mertebe 8-10 iş yerine uğrayıp nabız yokluyorum.
Bugüne kadar bir tek Allah´ın kulu “İP işi nedir, basında okuduğumuz doğru mu?” diye soran olmadı…
Rahmetli Süleyman Demirel´in dediği: “Reklamın iyisi kötüsü olmaz…”
İster severek, ister söverek de olsa bir parti konuşuluyor ise toplumda VAR DEMEKTİR…
Ben canlı anketçiyim…
Aksaray´da İP diye bir parti yok!..
YORUMLAR