Rabbimize ne kadar şükür etsek hümdü senalarımız Yüce Makamına arz etsek hakkıyla kendisine kulluk yapmış olabilir miyiz bunu bilmiyorum fakat Mabudumuzun bizi çok sevdiğini ve bu nedenle yıl boyunca bizlerin bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz günahlardan kurtulmamız için verdiği fırsatlardan birisine daha kavuşmak üzereyiz.
Bu fırsat öyle bir fırsat ki anlık, saatlik ve günlük değil tamı tamamına 90 günlük bir fırsat ki her anı sayısız sevaplara kavuşma imkanı verirken, ayrıca samimi tövbelerle her anında sayısız günahlardan kurtulmamıza vesile olacak imkanlar bahşeden bir zaman dilimi.
Bu zaman dilimi Mevla’mız izin verirse 13.02.2021 Cumartesi akşamını Pazar gününe bağlayan gece başlayan ve Ramazan’ı şerifin bitimine yani son gününe kadar devam eden dinimizin kutsal zamanlarından 3 aylardır.
İslam öncesi de istisnalar dışında Cahiliye Arapları tarafından da değer verilen ve İslam dini tarafından da Ezel ve Ebet olan Mabudumuz tarafından kutsallığı belirtildiği için hürmet edilen bu aylar sayılamayacak faziletleri bünyelerinde barındıran her anından faydalanılması gereken kıymetli zaman dilimlerini içine alırlar.
Bu konuda birçok İslam kaynağında verilen Anonim bilgide;
Recep, Şaban, Ramazan Üç Ayların Fazileti
"Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şaban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar.
Dini anlatımda "Şühur-ü selase", yani üç aylar olarak bilinen bu mevsimin girmesiyle birlikte Müslüman ruhları bambaşka bir hava kaplar. Çünkü bu aylar İlahi rahmetin coştuğu aylardır.
Diğer vakitlerde iyilik ve ibadetlere on sevap veriliyorsa, Receb, Şaban ve Ramazan aylarında gittikçe yükselen bir oranda kat kat fazla sevap verilir.
Mesela, başka zamanlarda okunan her bir Kur'an harfi için on sevap yazılmaktadır.
Recep ayında bu sevap yüz olarak yazılır, Şaban'da üç yüzü aşar, Ramazan'da bine çıkar.
Cuma gecelerinde binleri bulur.
Kadir Gecesinde de otuz bine ulaştığını düşünürsek, üç aylardaki mübarek vakitlerin ahiret ticareti bakımından ne kadar kıymetli bir fırsat olduğunu anlayabiliriz.!!!
Bu bakımdan üç aylar “pek çok uhrevi faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin (ahiret ticaretinin) bir kudsi pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri (sergisi)” olarak vasıflandırılmıştır.
Bilindiği gibi, pazarlar ve fuarlar mühim ticaret yerleri arasında yer alırlar.
Haftanın belli bir gününde belli bir yerde kurulan pazarda, insanlar her türlü ihtiyaçlarını karşılarlar.
O gün sabahtan akşama kadar pazarın ucuzluğundan istifade etmek mümkündür.
Ama o gün pazara gidemeyen bir insan, aynı şartlar altında alışveriş yapabilmek için bir hafta beklemek zorundadır.
Çünkü pazar bir günlüktür.!!!
ÜÇ AYLAR YILDA BİR DEFA KURULAN AHİRET TİCARETİNİN YAPILDIĞI PAZARLARDIR!!!
Aynı şekilde, üç aylar da yılda bir defa kurulan ve ahiret ticaretinin yapıldığı pazarlardır.!
İstifade etmesini bilenler, bu pazardan büyük kazançlar sağlarlar.
Ahirete yönelik amellerini diğer vakitlere oranla arttırırlar.
Daha fazla Kur'an okurlar, ilme daha fazla yönelirler, uykularından kısarak ilim ve tefekküre, ibadet ve İslami hizmetlere daha fazla vakit ayırırlar.
Hayırlı işlerde birbirleriyle yarış içine girerler.
Böylece, “bu çok sevaplı ibadet aylarından tam bir istifade ile çıkarlar.
Bir manada, bu mübarek vakitlerde yapılan manevi hizmetler, insanın ebedi hayatı için yapılmış en karlı “yatırım” olur.
ÜÇ AYLARIN KIYMETİNİ BİLMEYENLER HERKESİN FAYDALANDIĞI TİCARETTEN NASİBİNİ ALAMAZ!
Buna karşılık, üç ayların fazilet ve kıymetinden haberdar olmayıp da değerlendiremeyenler, herkesin istifadesine açık tutulan çok karlı bir ticaret imkanından mahrum kalmışlar demektir.
Bu kimseler, aynı imkanı tekrar ele geçirebilmek için bir yıl daha beklemek zorunda kalacaklardır.
İşte üç ayların ve bu aylardaki mübarek gecelerin büyük bir coşkunlukla ihya edilmesi bu bakımdan da önem kazanıyor.
Çünkü bunlar şiairdendir, İslam’ın sembolü ve alametlerindedir.
Bu açıdan şiarin duyurulmasında hem İslam’ın izzet ve şerefinin gösterilmesi, hem de İslam’ın manasından uzak yaşayan insanlara örnek olunması gibi büyük hikmetler vardır.
Namazlarda, bilhassa Cumalarda ve Kandil gecelerinde camilerin müminlerle dolup taşması, radyo ve televizyonda Kur'an ve mevlitlerin okunması, camilerin mahyalarla (iki minare arasının ışıklı güzel yazılarla) süslenmesi, hatta kandil simitlerinin dağıtılması, bu İslam sembolünü ilan eden huzur verici hadiselerdir.
Böylece bütün müminler ahiret kazancına yöneliyor. Herkes Allah'ın rızası yolunda sonsuz bir yarışa giriyor. Ve oluşan manevi hava, bütün bir topluma huzur veriyor. Bu huzur havasından herkes derecesine göre istifade ediyor.
Yapılan ibadetler, okunan Kur'anlar, Arş'a yükselen ihlaslı dualar, bitip tükenmek bilmeyen bir şevkle devam ettirilen İslami hizmetler, İlahi rahmetin celbine vesile oluyor. Ayrıca sırf Allah rızası için ve ihlasla yapılan bu hizmetler, günahların, sefahatlerin ve zulümlerin kirlettiği manevi havamızı temizliyor.
Şu halde, her yıl bizlere ikram edilen bu bulunmaz fırsattan istifade etmeliyiz. Bunun için, mümin kardeşlerimizle daha sık bir araya gelip sohbetlerde bulunabiliriz.
Aramızda Kur'an'ı paylaşıp imkan nispetinde günlük ve haftalık hatimler yapmaya başlayabiliriz.
Makbul dua ve zikirleri daha çok okuyabiliriz. İslami eserlere daha fazla vakit ayırabiliriz. İslam’ın hakikatlerini yayma ve anlatma hususunda daha fazla gayret gösterebiliriz. Bu yolda göstereceğimiz en küçük bir gayret, en azından bire yüz netice verecektir.
Bu arada, üç ayların ve kandil gecelerinin evlerimizde ve aile fertleri arasında ayrı bir mana içinde yaşanması gerektiğini de unutmamalıyız. Çocuklarımız o manevi havayı soluya soluya büyümelidirler. Bunun için, mübarek gecelerde onları hediyelerle sevindirip, camilere alıştırmakta büyük faydalar vardır.
Ayrıca, sabaha karşı seher vakitlerinde uyanık bulunmaya çalışarak İslam alemi için ve mümin kardeşlerimiz için dualar etmenin fazilet ve kıymeti sonsuzdur.
O feyizli vakitte yapılan duaların kabul ihtimali çok kuvvetlidir.
Bu bakımdan gerek kendimizin, gerekse diğer müminlerin dünya ve ahiret imtihanlarında başarılı çıkmaları için Cenab-ı Hakka niyazda bulunmak ve Ondan yardım istemek suretiyle, hem sıkıntı ve musibetlere karşı sarsılmaz bir dayanak noktası bulmuş, hem de tükenmez bir teselli kaynağına kavuşmuş oluruz.” Diye dile getirilen bu güzelliklerden Cumartesi günü akşamından başlayarak sonuncusu Ramazan olan bu kıymetli zaman diliminden tüm din kardeşlerimizin bu satırları yazan Mevla’mızın en edna kulununda hakkıyla faydalanması ve faydalandırmaya vesile olması dileğiyle tüm din kardeşlerimizin mübarek Cuma gününü ve 3 Aylarını tebrik ediyorum.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
(*) Yazımda yer verdiğim 3 Ayların faziletlerini belirten bilgileri Kaynağı Sorularla İslamiyet olup”
https://www.risaleajans.com/soru-cevap/uc-aylara-girerken” sitesinden aldım.
Emeği geçenlerden Mevla’mızın razı olmasını niyaz ediyorum. Ali Genç
YORUMLAR