28 Şubat 1977 ‘da başladığı için bu isimle anılan post modern darbenin maksadı ayın 15’i gibi ortada.
Bunu yapanların maksatları Peygamber Efendimizin günüden günümüze kadar gelip geçmiş imanlarını Yüce dimimiz İslam’dan alan On milyonlarca Müslüman gibi Anadolu ve Trakya’nın her santimini Şehit ve gazilerin kanlarıyla bize sulayarak vatan yapanların evlatlarına bıraktıkları vatanda parya yapmaktı.
Bunlar nüfusumuzun %99.6’sını oluşturanların haricinde kalan isimleri bizim gibi olsalar da aslında iyi bir araştırmayla içimizde Truva atı olacakları anlaşılacak olanlar tarafından idare edilen ve aslında Müslüman olmalarına rağmen bu emperyalist uşakları tarafından oluşturulan algıyla Man kurtlaştırılanların bu kalkışma milletimizin tamamının bir taraftan millet olma mefkûresinin elinden alınarak ve bununla da önce kendi öz yurdunda parya yapılması ve ardından ise kendilerinin hesaplarıyla öz benliğinden kopartılması planlanan Müslüman milletimizin maddi ve manevi gelişmesinin engellenmesini istediler.
Bu planla yola çıkan emperyalistler 27 Mayıs darbesinden itibaren dizginlerini ellerinde tuttukları cuntacılar ve aynı şekilde isimleri bizden olsalar da cismen emperyalistlerden olan yüksek yargı ile yüksek öğretim kurumları, sözüm ona siyasi partileri, ve yine aynı şekilde isimlerinden başka Meslek Odaları ve STK’larla ilgisi olmayanlar aracılığıyla Müslüman mahallesinde salyangoz satılması satmak dolayısıyla da tıpkı daha önce Bulgarlar ve Macarlara yapıldığı gibi öz benliklerinden koparttıkları gibi milletimizi öz yurdunda parya olmasını sağlamak için yaptılar.
MİLLETİN EKMEĞİNİ YİYEN,VATANIMIZIN HAVASINI SOLUYUP SUYUNU İÇENLERİN 28 ŞUBATTA MÜSLÜMANLARA YAPTIĞINI DİZGİNLERİ ELLERİNDE OLAN EMPERYALİSTLER YAPMADILAR!!!
Dizginlerini ellerinde tutan emperyalistlerin uşakları bu ağa babalarının oluşturdukları algıyla patronları olan emperyalistlerin dinleri de dahil İslam dışındaki dinlere de bu dinlerin emirlerine de karşı değillerdi.!!!
Bunlar İslam’a ve İslam’ın emirleri ile ibadetlerine ve kıyafetlerine ayrıca yüce dinimiz İslam’la oluşan milli değerlerimize karşıydı.!!!
Bu Cuntanın komuta kademesini oluşturanlardan brifing alan Yüksek Yargı, Yüksek Öğretim kurumları yöneticileri ile onların peşine takılan sözde siyasi partiler ile Meslek Odaları, Sendikalar ile STK’ların iş birliğiyle başlatılan ve 1000 yıl süreceği utanılmadan ve arlanılmadan dile getirilen ,fakat 2002’nun 3 Kasımından başlanarak 2010 yılına kadar kademeli olarak azaltılan zulümle kelimenin tam anlamıyla 13 yıl direk ve dolaylı olarak yapılan baskılarla milletimizin inanlarının ensesinde boza pişirildi, analarından emdikleri süt burunlarından getirildi.!!!
24 yıl önce Türkiye’yi dinsiz karanlığına sürüklemek için emperyalist amirlerinden aldıkları emirleri yürürlüğe koyanlar tarafından başlatılan zulümle önce milletin hür iradesini ortay koyduğu siyasi partiler hedef alındı.
CUNTACILARIN VE ONLARDAN BİRİFİNG ALANLARIN EMPERYAYLİST UŞAĞI OLDUKLARININ KANITI ÜLKEMİZ TARİHİNİN İLK VE TEK DENK BÜTÇESİNİ YAPAN ERBAKAN HÜKÜMETİNİ DEVİRMELERİDİR!!!
Bu çerçevede önce 28 Haziran 1996’da kurulan ve ülkemizin birini bin yapacağı ülkemizin ilk ve tek fazla veren bütçesini yaparak kanıtlayan 54. Hükümetin bu başarılarından rahatsız olan dış düşmanlar ve onların içimizdeki emir kulları hükümeti düşürmek için basın, yargı, asker ve bürokrasi içinde oluşturdukları guruplarla hareke geçtiler.
Bu guruplar ülkemizin milli mücadelesi benzeri mücadeleyi veren Filistin için Sincan Belediyesi tarafından düzenlenen “Kudüs Gecesi” ni bahane edilerek 4 Şubat 1997'de 15 tankı şehrin içinden geçirip Yenikent' teki tatbikat alanına götürdüler.
Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ı görevden aldırlar.
Adından başka Sivil Toplum Kuruluşu ile alakaları olmayan din ve milli değer düşmanları tarafından darbe yapılması için mitingler yapıldı.
MİLLETİN EKMEĞİNİ YİYEN GENELKURMAY 2. BAŞKANI ÇEVİK BİR”DEMOKRASİYİ BALANS AYARI(!) YAPTIK”DİYEREK SAHİBİ OLAN MİLLETİN İNANCINA KARŞI ALENİ BİR ŞEKİLDE MEYDAN OKUDU!!!
Kendi elleriyle bunları yaptıran dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir yıllarca zihinlerden silinmeyecek “Sincan'da demokrasiye balans ayarı yaptık” açıklamasıyla ‘post modern Darbe’nin kapısını açtı.
EŞLERİ BAŞÖRTÜLÜ OLAN 900 AST SUBAY VE SUBAY”DİSİPLİNSİZLİK(!) YAFTASIYLA İŞTERN ALTILDI!!!
Bu millet düşmanı darbe esnasında 900 subay ve astsubay sadece eşleri başörtülü olduğu veya içki içmedikleri için akla ziyan şekilde Disiplinsizlik suçlamasıyla sakıncalı ilan edilip ordudan atıldılar.
BAŞÖRTÜSÜYLE ADAY OLUP MİLLETİMİZDEN ALDIĞI VİZEYLE SEÇİLEN BAYAN VEKİLE KARŞI ECEVİT’İN ÖFKESİYLE YEMİN ETTİRİLMESİ ENGELLENİP VEKİLLİĞİ BİTİRİLİP BİRDE VATANDAŞLIKTANDA ATILDI!!!
Başının örtüsü ile aday olup bu vatanın yer yüzündeki yegane sahibi olan milletimizin analarının ak sütü gibi helal oylarını alarak Refah Partisinden milletvekili seçilen Merve Safa Kavakçı Meclis'te Ecevit’in ne centilmenliğe ,nede insanlığa yakışmayan çağrısıyla yemin ettirilmediği gibi birde vatandaşlıktan da atıldı.!!!
28 ŞUBAT’IN VERDİĞİ MADDİ VE MANEVİ ZARAR TAM OLARAK HESAPLANAMASADA HESAPLANABİLİNENİYLE EN AZ YARIM ASIRLIK GELECEĞİMİZ EMPERYALİSTLERE PEŞKEŞ CEKİLDİ!!!
28 Şubat’ın ülkemize ve ülkemize bel bağlayan mazlum ve mağdurlara verdiği zarar ve bu zararla dizginleri ellerinde olan emperyalistlere sağladıkları karın haddi hesabı olmasa da bu konuda Eğitim-Bir sen Sendikası Kadın komisyonu tarafından yapılan ve zararın özetinin özeti olan rakamlar bile bu kalkışmanın sebep olduğu olumsuzluğun ne kadar büyük olduğunu ortaya koyuyor.
Gelin bundan sonrası Eğitim-Bir-Sen'in raporundan öğrenelim.
28 Şubat sürecinde Genelkurmay Karargahı'nda "irtica" brifingine yüksek yargı organları üyesi 400 hakim ve savcı katıldı.
28 Şubat'ta kamu bankalarından süreci destekleyen bazı medya kuruluşlarına kullandırılan kredi miktarı 3 milyar lira, bu süreçte el konulan bankaların devlete getirdiği yük 17 milyar 300 milyon dolar.
2001-2007'de yüksek faiz ödemelerinin ekonomiye maliyeti ise 78 milyar dolar oldu.
28 Şubat ve sonrasındaki 2001 krizinin oluşturduğu kara deliği kapatmak için ödenen toplam meblağ (iç borçlar) ise 251 milyar 563 milyon liraydı.
Bu sürecin sebep olduğu toplam ekonomik zarar ise 381 milyar dolar olarak hesaplandı.
İstifa ettirilen ve görevine son verilen kamu personeli ile öğretmen sayıları;
Türk Silahlı Kuvvetlerinden 1990-2011 arasında "irtica" suçlamasıyla YAŞ kararları sonucu 1635 personel atıldı.
İstifa eden öğretmen sayısı 1997-2001'de yaklaşık 11 bin oldu.
Aynı dönemde 3 bin 527 öğretmenin görevine son verildi.
Kılık kıyafet ya da fişlemeler nedeniyle 33 bin 271 öğretmen hakkında disiplin soruşturması yürütüldü, 11 bin 890 öğretmen de disiplin cezası (memurluktan çıkarma hariç) aldı.
28 Şubat sürecinde 4 bin 625 Milli Eğitim Bakanlığı personeli fişlendi.
Öte yandan bu süreçte 2 bin 639 kamu personeli irticayla(!) ilişkili görüldü.
Bu dönemde 418 öğretim görevlisi, 949 öğretmen irticacı(!) olarak fişlendi.
İrtica(!) gerekçesiyle 210 vali ya da kaymakam hakkında rapor tanzim edildi.
El çektirilen kaymakam sayısı: 71
Hakkında inceleme başlatılan emniyet mensubu sayısı: 331
İdari cezaya uğrayan emniyet mensubu sayısı: 53
İrtica(!) gerekçesiyle disiplin cezası verilen Diyanet personeli sayısı: 396
İrtica gerekçesiyle meslekten atılan Diyanet personeli sayısı: 128
Kılık kıyafet yasağı nedeniyle kamu görevinden çıkarılan yükseköğretim kurumları personeli sayısı: 139
İrticai(!) faaliyette bulunduğu gerekçesiyle kapatılan vakıfların el konulan taşınmazlarının sayısı: 187
İrticai faaliyette bulunduğu gerekçesiyle kapatılan vakıf sayısı: 21.
Dünya durdukça milletimizin bir daha kendi öz yurdunda parya olmaması için en kısa zamanda akla gelebilecek tüm olumsuzlukları ortadan kaldıracak tam sivil ve tam demokrat aynı zamanda tam milli bir anayasanın yapılarak milletimize onaylatılmasının sağlanması dileğiyle.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
(*) Yazımda kullandığım Eğitim-Birsen sendikasının rakamlarını”https://www.sondakika.com/haber/haber-millet-iradesine-darbe-28-subat-egitim-bir-sen-in-13951450/den aldım. Emeği olanlardan Mevla’mızın razı olmasını niyaz ediyorum. Ali Genç
YORUMLAR