Bugün kapısında ”Hâkimiyet Milletindir!!!” yazan vatanımızı düşman işgalinden kurtarmak için kurulan açılımı Büyük Millet Meclisi olan BMM’ nin 102. kuruluş yıldönümü.!
Gün boyunca başkentimizin yanında 80 ilimizde ve ülkemizin dış temsilciliklerinde gün dolayısıyla yapılacak konuşmalarda egemenliğin kayıtsız ve şartsız milletin olduğu yönündeki sözlerin 99. yılının içinde bulunan Cumhuriyetimizin 1965-1980 arası ile 1991 genel seçimleriyle birlikte 16 yılı çıkartılırsa 2003’e kadar ki geriye kalan 64 yıl ile 2003’den günümüze kadar geçen 19 yılda dahil 84 yıldır bu konuda yani hakimiyetin millete olduğu yönündeki söylenenlerin pratikte karşılığı yok.!!!
Bundan sonrasını geçmişten günümüze doğru gelerek milli egemenliğin millete ait olma kararının verilmesinin başlaması ve ardından ise pratikte uygulananlara gelin birlikte bakalım!!!
Türkiye Cumhuriyeti kurulunca başına “T” harfi getirilerek TBMM’si olan milletvekillerinin yasama dönemi boyunca görev yaptıkları kapısında ”Hakimiyet Milletindir!!!” yazılmasının ilk dayanağı 1921 Anayasasıdır.
20 Ocak 1921 günü 85 numaralı kanun olarak kabul edilen anayasanın 1. maddesi ”Hâkimiyet bilâ kaydü şart(Kayıtsız ve Şartsız!!!) milletindir.!!! İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir.(Kendisini kimin idare edeceğin sadece ve sadece halkın kendisi karar verir!!!)’diye belirtmesine.
29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin kurulması için 1921 tarihli anayasada kurulan devletin isminin Türkiye Cumhuriyeti olduğu belirtilen değişikli metninde de millet hakimiyeti aynen kalırken sadece idare şekli “Cumhuriyet” olarak değiştirildi.
20 Nisan 1924 tarihli 491 sayılı kanunla kabul edilen 1924 Anayasasında ise milletin egemenliği 3. maddede ”Hâkimiyet bilâ kaydü şart(Kayıtsız ve Şartsız) milletindir.” diye belirtildi.
TEK PARTİ 27 YIL ANAYASA EMRİNE RAĞMEN EGEMENLİĞİ KENDİ TEKELİNE ALIP MİLLETE VERMEDİ!!!
1921 tarihli anayasa ile Cumhuriyetin kurulabilmesi için 1923’deki yapılan değişiklikle 1924 tarihli anayasalarda açıkça, net bir şekilde belirtilen milli egemenliğin kayıksız şartsız millete ait olduğu belirtilmesine rağmen 1923-50 arasında anayasada yazan bu cümle kelimenin tam anlamıyla kadük kaldı.!!!
Yani milletin egemenliği sözden öteye geçmediği için 27 yıl boyunca milli egemenlik milletin değil tek parti yönetiminin oldu.!!!
1924’DE KURULAN T.C.F.1 YIL SONRA KAPATILIRKEN 1930 KURULAN S.C.F’NIN ÖMRÜ 3 AY OLDU!!!
Çünkü CHP’den 1 yıl sonra 1924 yılında kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 1925’de hükümet tarafından kapatılırken, kendini fesheden 1930 yılında kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası ’nın ömrü ise ancak 3 ay olduğundan 27 yıl boyunca anayasada yazılı olan egemenliğin millete ait olduğu yönündeki emir söylemden öteye geçemeyince egemenlik tek parti yönetiminin tekelinde kaldı.
1923’TEN BU YANA GEÇEN 99 YILIN 83’ÜNDE EGEMENLİK MİLLETİN DEĞİL GENELBAŞKANLARIN!
Tek parti iktidarında anayasa emrine rağmen durum millet aleyhineydi de çok partili sistem geçilince durum değişti mi nerede?!!!!
1965-12 EYLÜL 1980 DARBESİ ARASINDA 15 YILDA YAPILAN MİLLETVEKİLLİĞİ SEÇİMİNDE KİMİN ADAY OLACAĞINA PARTİ ÜYELERİNCE SANDIKTA KARAR VERİLDİĞİNDE MİLLİ EGEMENLİK MİLLETE GEÇTİ!!!
1965 yılında kabul edilen 648 Sayılı Siyasi Partiler Kanununun 29. Maddesiyle her partinin milletvekilliğine aday olacakların her seçim bölgesindeki parti üyeleri tarafından belirlenmesi şartının getirilmesi ile her partinin milletvekilliğine aday olacakların parti üyelerinin oylarıyla seçilmesi mecburiyeti getirildi.
1973’de bu kanunda yapılan değişiklikle aday belirle yetkisi partilerin iç tüzüklerine göre verilen yetkiyle belirlenmesinin yolu açılmasına rağmen 12 Eylül 1980 Darbesine kadarki milletvekilliği seçiminde kimlerin aday olacağına genel manada her seçim bölgesindeki delegelerin karar vermesi ve delegeler tarafından aday gösterileninde sandıkta millet tarafından seçilmesiyle ayrıca 1991 Seçimlerinde millete verilen tercihle gerçekten de 16 yıl anayasalarda belirtildiği ve TBMM’sinin kapısında yazılı olduğu gibi egemenlik millet tarafından kullanıldı.!!!
1983’DEN BU YANA MİLLİ EGEMENLİK YETKİSİ PARTİ GENELBAŞKANLARINDA MİLLET SADECE NOTER!
12 Eylül Cuntası tarafından yaptırılan 1982 tarihli anayasa ile birlikte birkaç gün önce sadece baraj oranı azaltılan siyasi partiler kanununda merkezi otorite yetkiyi millete vermemek için 12 Eylül öncesindeki 648 sayılı siyasi partiler kanunun 29. Maddesi de 1973’den sonra yapılan değişikliğe rağmen 12 Eylül 1980’e kadar partilerin tamamına yakını tarafından adayların partilerin delegeleri tarafında belirlenmesi yöntemi maalesef 1983’den günümüze kadar sadece 1991’deki aday tercihinin yapılması dışında uygulanmıyor.
Bu yasaya benzer yasada şimdiye kadar çıkartılmadığından milletvekilliğine, büyükşehir, il, merkez ilçe ve ilçe ile belde, belediye başkanlığıyla İGM üyelerine kimlerin aday olacaklarına partinin üyeleri veya delegeleri tarafından seçim kurulu gözetiminde karar verilmiyor.
Kimin aday olacağının önemine göre ya genel başkan, veya parti genel merkezi ile il ile ilçe yönetimleri tarafından karar verildiğinden anayasa ile milli egemenliğin sahibi olan millet genel ve mahalli seçimlerde sadece genel başkanların vize verdiği adayları sandıkta onaylayan Noter oldu.
GENEL BAŞKAN ADAY YAPINCA SEÇİLENDE MİLLET YERİNE GENEL BAŞKANIN ADAMI OLUYOR!!!
1965-1980 arasındaki 15 yıl içinde yapılan seçimlerde adaylığa her partinin üyesi veya delegesi karar verdiğinden seçilenlerin kahır ekseri sinin ise adaylıktan önce belirli bir şahsi oy potansiyeli olması nedeniyle seçmenin kendisine ve partisine oy vermesiyle seçildiğinden genel başkanın, genel merkezin, il ve ilçe teşkilatlarının değil milletin vekili oluyordu.
Belediye başkanlığı adaylığıyla İGM üyeliği adaylığı da aynı yöntemle belirlendiğinden aday yapılanlar milletten de seçilmek için sandıktan onay alarak görev yapacakları makama seçildiklerinden partisiyle birlikte kendilerinin de bir daha seçimi kazanabilmesi için milletin içinde onların dertleriyle hemhal oluyorlardı.
1923’den günümüze kadar geçen 99 yıldaki 16 yıl hariç ve günümüzde de iktidar veya muhalefet partileri için değil ülkemizde seçime giren ve belli oranda oy alan tüm partiler tarafından kimin aday olacağına çok çok istisna dışında genel olarak genel başkan, genel merkez ile il ve ilçe teşkilatlarının karar vermesi.
Noter durumuna konan seçmenin ise adaya değil genel başkana oy vermesi nedeniyle makamlara seçilenler milletin adamı olma yerine tekrar aday olabilmek için genel başkanın, genel merkezle il ve ilçe teşkilatlarının adamı olmayı tercih ediyor.!!!
ANAYASA EMRİ OLAN MİLLİ EGEMENLİĞİN SAHİPLERİNCE TAM KULLANILABİLMESİ İÇİN GENEL BAŞKANLAR,GENEL MERKEZLER İLE İL VE İLÇE TEŞKİLATLARI YERİNE ADAYI MİLLET BELİRLEMELİ!!!
Milletin hakimiyetinin Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde genel başkanlar ve genel merkezlerle il ve ilçe teşkilatlarının yaptığı aday belirleme yetkisinin yanında 1991 Genel Seçimlerindeki gibi ayrıca da adaylar arasında da sandıkta seçmene tercih hakkının da verilmesiyle Milli egemenliğin teoriden fiiliyata dökülmesinin sağlanması dileğiyle 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
YORUMLAR